Sahip olduğumuz nimetleri ancak ihtiyaç sahipleri ile paylaştığımızda, bu nimetlerin hakkını vermiş oluruz. Aksi takdirde tüm nimet ve imkânlarımız ahirette ayağımıza dolanan ağırlıklar olacaktır. Şayet fakir ve ihtiyaç sahibi biri olsaydık insanların bize yardım eli uzatmalarını bekler yapılan en ufak bir iyilik karşısında sevinç ve mutluluk duyardır. İşte şimdi ihtiyaç sahiplerinden size bir mesaj var. Fakir sofralarına bir parça ekmek biraz peynir bir kâse çorba olmak elimizde. Yediğimiz ve sahip olduğumuz her nimette ihtiyaç sahiplerinin de hakkı olduğunu unutmayalım. Tutulan orucu, amacından saptırırcasına hiç eksiksiz donatılan sofralar ve arta kalan onca yemeğin hesabını vermek kolay olmasa gerek. İftar çadırlarında 4 TL maliyetle karınları doyurulan insanlarda, 10 kişinin yiyeceği yemeği 1 kişinin yediği kişi başı 40-50 TL lik sofralardaki insanlar gibi etten kemikten yaratılmış. Sadaka ve zekât yoluyla ihtiyaç sahibi insanları koruyup gözetmek üzerimize yazılmış bir farzdır. Bu yüzden bir an önce gerçekten ihtiyaç içinde olan insanları bulup onlara imkânlar doğrultusunda yardım eli uzatmamız gerekmektedir. Tanıdık tanımadık herkesi de bu konuda bilgilendirip, teşvik etmeliyiz. Zira bu, ihmal edilecek bir konu değildir. Bir düşünelim ihmal edilmeyi istermiydik acaba?
Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız. Hiç kimseye zere kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz! 21 Enbiya Suresi Ayet 47
“Oğulcuğum, şu bir gerçek ki, yaptığın, bir hardal danesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere yahut yerin bağrına konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah Latif’tir, lütfu sınırsızdır; Habîr’dir, herşeyten haberdardır. ” 31 Lokman Suresi Ayet 16
Onların mallarında dilenip-isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardır. 51 Zariyat Suresi Ayet 19.
Akrabaya hakkını ver yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma. 17 İsra Suresi Ayet 26.
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılan insanlarsınız. Ama bir kısmınız cimrilik ediyor. Oysaki cimrilik eden kendi aleyhine cimrileşmiş olur. Allah Gani’dir; yoksul olan sizlersiniz. Eğer yüz çevirirseniz, Allah yerinize başka bir toplum getirir. Ve onlar, sizin benzerleriniz olmazlar. 47 Muhammed Suresi Ayet 38
Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz. Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. 89 Fecr Suresi Ayet 17-20.
Kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: “Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi! Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiş olsaydım. Ah, ne olurdu, iş bitmiş olsaydı! Hiçbir işime yaramadı malım. Sökülüp gitti benden saltanatım. Tutun onu, derhal bağlayın onu! Sonra cehenneme sallayın onu! Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu! Çünkü o, yüce Allah’a inanmıyordu. Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu. Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur. Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur. Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer. ” 69 Hakka Suresi Ayet 25-37.
Yazar : Emre