Kuran’ın çeşitli ayetlerinde akıl etmenin öneminden bahsedildiğini biliyoruz. Hatta pek çok ayette aklı kullanmak, düşünmek, sorgulamak müslümanlara emredilmektedir.
17 – İsra Suresi –
36. Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
10 – Yunus Suresi –
100. Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanmaz ve (Allah) pisliği (huzursuzluğu, azabı), akıllarını kullanmayanların üzerine kor.
Yukarıdaki ayetler ve bunun dışında pek çok ayette aklın önemi, akıl etmenin önemi belirtilmektedir. Bu yazıda dikkat çekmek istediğim ayet ise Fatır Suresindeki akıl etmek, ilim ve ilim sahipleri ile ilgili ayet olacak.
35 – Fatır Suresi –
28. İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kulları içinden ancak bilginler, Allah’tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah daima üstündür, çok bağışlayandır.
Yukarıdaki ayette Allah’ın kulları içinde ancak ilim sahiplerinin Allah’tan gereğince korkacağı belirtilirken; kanaatimce Kuran boyunca pek çok ayette tavsiye edilen aklı kullanmak, düşünmek, evreni ve diğer canlıları incelemek, varlık üzerine düşünmek eylemlerinin amacı ve bizlere faydası bu ayette vurgulanmaktadır. Kuran boyunca gerek göklerde gerek yerde gerekse canlılarda gerekse insanın kendi nefsinde Allah’ın varlığına dair işaretler, deliller olduğu belirtilir ve insanlara bu varlıkları incelemesi ve bu varlıklar üzerine düşünmeleri emredilir. Yani Kuran’da bilimsel araştırma ve felsefi düşünmenin teşvik edildiği söylenebilir. Tabi ki Kuran’a göre emredilen felsefi ve bilimsel araştırma Tanrı inancına ulaştıran, inancımızı güçlendiren yani dinen hayırlı yöne sevk eden araştırmadır.
Yine Kuran’ın çeşitli ayetlerinde belirtildiği gibi Allah katında makbul olan iman taklit yoluyla edinilen, atalardan, büyüklerden, anne, babadan miras alınan iman yani taklidi iman değil de gerek Kuran gerekse evrendeki ayet ve delilleri inceleyerek, okuyarak ve bunlar üzerine düşünerek ve sorgulayarak edinilen tahkiki imandır. Fatır Suresindeki bu ayet de bana göre tahkiki imanın taklidi imana göre üstünlüğünü ifade etmektedir. Çünkü ancak ilim sahibi bir müslüman, Kuran ve evreni inceleyen, sorgulayan, bunlar üzerine düşünen bir kişi gerçek imana sahip olabilir ve Allah’tan gereğince korkabilir. Ancak Allah’tan gereğince korkan bir müslüman da Allah’ın yasaklarından gereğince, hiç tereddütsüz bir biçimde sakınabilir, Allah rızası için gerektiği gibi bocalamadan çalışabilir, Allah’ın emirlerini gerektiği gibi yerine getirebilir.