Sevilmezler çünkü bunlar İslamı sadece namaz abdest oruç olarak görmediler. Sevilmezler çünkü bu alimler İslamın yeryüzüne bir nizam olarak hakim olmasını istediler. Bunlar İslamın sadece ameli yönüyle ilgilenmediler, hukuki yönüyle de ilgilendiler. Allahın dininin hakimiyetini savundular. Sevilmezler çünkü zamanlarında yaşayan bir çok ulema bunlar savaş meydanlarında kılıç sallarken birer delik bulmuş girmişlerdi. İbni Teymiyye moğollarla kılıç kalkan savaş meydanlarında küffarla
(daha&helliip;)
Bazı çevrelerce Kur`anı Kerim`in mealinin okunmasının yanlış olduğu, meal okumanın sakıncalı olduğu sürekli olarak söylenmekte, bu anlayamayız mantığı bir propagandaya dönüştürülmektedir. Buna sebeb olarak gördükleri tek madde ve ileri sürdükleri gerekçe, meal okuyarak Kur`anın anlamanın münküm olmadığıdır. Oysaki Rabbimiz, kitabını bütün insanlığa gönderirken anlaşılır olduğunu ifade etmiştir. Kitabımızı sürekli okuyup düşünülmesini emretmiştir. Rabbimiz iman etmiş hiç bir kulunu kitabını anlayamaz
(daha&helliip;)
Almış başını bir söz, gidiyor “ şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır. ”diye. Nefis terbiyesi gerekir diye. Kurtuluş bir şeyhi eteğine yapışmaktadır diye de bir anlayış yamamışlar halka. İllaki de kapısında kul olmadan adam olamayacaksın birilerinin, hizmetinde bulunacaksın, açlık çekecek sefalet ve gurbetle birlikte kapı kulluğunu da üstüne koyarak, eşiğin dibine uzanacaksın. Sabah kalkınca bu kim diye sorsun. Teslim olacaksın her şeyden
(daha&helliip;)
Halkı Müslüman olan ülkelerde şirk taassubunun oluşturduğu ve gayesinin ancak Allah-u Teala’nın yeryüzündeki tasarruf hakkını red olan ideolojik hareketler ithal edilmeye başlanınca, kişi ve kurumların da durum ve vaziyeti bu çerçevede değişmeye başladı. Bu değişim süreci içerisinde müşrik devlet ve toplumlarla kaynaşma ve dostluk da doğal hale geldi. Müşrik ve müslüman’ın yaklaşımının sonucunda gündeme doğal olarak inananların rehberi olan Kur’anın
(daha&helliip;)
Değerli arkadaşlarım bugün sizlerle konuşmak istediğim konu, günümüzde çok yanlış anlatılan, kurana asla uymayan uygulamaların yapıldığı, Allahın imkânı olanların ziyaret etmesini istediği HAC konusu olacak. Bu konuyu önce günümüzdeki uygulamalara bakıp daha sonrada Rabbin bizlere rehber olarak gönderdiği Kuran ile karşılaştırıp doğru yapıp yapmadığımızı birlikte araştıralım. Önce bizlere beşerin öğrettiği ve günümüzde uygulanan bilgilere bakalım. Diyanet İşleri başkanlığına sorduğum bir
(daha&helliip;)
“Çalış!” dedikçe Şeriat, çalışmadın, durdun, Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya! Bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden, Yorulma, öyle ya, Mevlâ ecîr-i hâsın iken!(… hizmetçin iken) Yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini, Birer birer oku tekmîl edince defterini; Bütün o işleri Rabbim görür: Vazîfesidir… Yükün hafifledi… Sen şimdi doğru kahveye gir! Çoluk,
(daha&helliip;)
Bir arkadaşımla birlikte hazırladığımız videolar: http: //vids.myspace.com/index.cfm?fuseaction=vids. individual&VideoID=44778790 http: //video.yahoo.com/watch/5775775/15125110 Selam ve sevgiler. Yazar : Emre_1974tr
(daha&helliip;)
Kalpteki duygular üzerine düşündüğüm ve bilhassa ihlas bahsine dair okumalarımda beğendiğim, ihlasın ve niyetin önemine dikkat çeken bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim. İmam-ı Gazalinin (El- Mürşid’ül –Emin) kitabında bu konu ile güzel bir hikaye anlatılır. İsrailoğullarından bir Abid, uzun yıllarını Allah’a kulluk ederek tüketmişti. Bir gün bir heyet geldi… Kendisine: Şurada birtakım kimseler var. Allah’ı bırakıp ağaca tapıyorlar dedi… Abid
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- …
- 76
-