HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ DÜNYA MI YOKSA YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ AHİRET Mİ?

Halk arasında kullanılan ve çok yaygın olan dinle alakalı bir takım sözler aslında Kuran’ın hiçbir yerinde geçmemektedir. Daha kötüsü bu sözlerin bir kısmı din konusunda kulaktan dolma, aileden gelme bilgiye sahip, Kuran okumamış Kuran’ı bilmeyen halkın çoğunu oluşturan kesimde yanlış davranışlara da neden oluyor ve bunların telafisi de doğruların insanlara anlatılması de oldukça zor oluyor. Bu sözlerden biri de hemen hepimizin bildiği ve duymuş olduğu “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmak çabalamak lazım” şeklindeki sözdür.

İlk bakışta kulağa hoş gelen, insanın dünya – ahiret ikilemini kolayca çözdüğü düşünülen bu sözün aslında ne mantıklı bir tarafı vardır ne de bu söz Kuran’a uygundur. Hiç ölmeyeceğini düşünen insan nasıl olsa ölmeyeceği ve ölüm sonrasındaki hesapla karşılaşmayacağı için Allah’ı hiç umursamadan yalnızca dünya zevkleri için yaşayabilir. Yarın öleceğini bilen insan ise sadece bir günlük ömrü kaldığı ve sonrasında Allah’la baş başa kalacağı ve hesaba çekileceği için dünyevi ihtiyaçlarını adeta tamamen bırakıp kalan zamanının tamamını kulluğa ve tövbeye ayırır. Dolayısıyla bir insanın aynı anda hem hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışıp, çabalaması ve yaşaması hem de yarın ölecekmiş gibi Allah’a kulluk etmesi mümkün değildir. Dahası ekseriyetle gördüğümüz şudur ki insanlar genelde bu sözün yarın ölecekmiş gibi ahiret değil de hiç ölmeyecekmiş gibi dünya kısmını uygulamaktadır.

Aslında Kuran’ı bizler iyi okusak ve Kuran’ın ruhunu ve Allah’ın inananlardan istediği anlayışı içselleştirebilsek rahatlıkla doğruyu bulabiliriz. Kuran’da pek çok insanın düşündüğünün tersine dünya hayatı ve ahiret hayatı asla birbirine eşit süresi olan yani birbirinin simetriği olan iki ayrı yaşam olarak anlatılmaz. Tersine dünya hayatının etrafımızda ölen her insanda bir kez daha şahit olduğumuz üzere geçici ve sonlu olduğu, bu dünyanın ahiret hayatı için sınav niteliğinde olduğu, ahiret hayatının ise sonsuz hayat olduğu ve gerçek ödül ve cezanın ahirette olduğu ifade edilir. Dahası çeşitli ayetlerde dünya hayatı ve ahiret hayatı kıyaslanırken dünya hayatının ahiret hayatı yanında bir gün ya da bir yıl gibi kısa olduğu vurgulanır. Bütün bunlardan hareketle insanın dünyadaki esas amacının Allah’a kulluk ve Allah’ın hoşnutluğunun kazanılması olduğu ve dünyada bizlere verilen diğer nimetlerin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği ifade edilir. Aşağıdaki ayet aslında tüm bu söylediklerimizi çok güzel bir biçimde özetleyen bizlere reçete niteliğindedir.

77. “Allah`ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah`ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah`ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez. ”
28 – Kasas Suresi

Yazar : ferhat

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website