Çok mu sıkıldınız?


Yükünüz, omuzlarınızın büyüklüğünden
Daha mı büyük?

Taif taşlanmasından sonra peygamberin(sav)
‘Beni kimlerin eline bırakıyorsun?`
Demesi kadar mı mesela?

Hz. Yakup`un Yusuf özlemi çekmesi
Gibi mi derdiniz?

Yoksa Eyüp (a. s) ‘nın her şeyini kaybedip
Yataklara düşüşü gibi mi?

Hz. Musa`nın inanıp inanmamakta kararsız
Bir kabile ile denizin ikiye ayrılışını beklemek
Gibi miydi yükünüz?

Yoksa… Yoksa…

Yusuf gibi karanlık bir kuyuya mı düştünüz?
Az bir dirheme köle olarak mı satıldığınız?

Hayır mı?

O zaman Nuh gibidir derdiniz!

‘Kurtulanlardan` olup ‘kurtulamayacak`
Oğluna seslenmek gibidir üzüntünüz?

Yahut Lut gibi sapık bir kavmi
Uyarmak için mi eriyip bittiniz?

Bunların hiç biri değilse eğer…

Afrikalı bir anne gibidir sıkıntınız!

Çocuğuna bir yudum su bulmak için
Oradan oraya say yapan Hacer olmalısınız mesela.

Ya da

Elindeki küçücük taşla, bir tanka
Kafa tutan Filistinli çocuk gibi asil olmalı yükünüz!

Afganistan`da kaç çocuğunu toprağa verdiğini
Bilmeyen anne gibi mi içiniz yanıyor?

Birazdan gözlerinizi kapayacaksınız
ve leşinizi akbabalar mı didikleyecek?

En çok dinlediğiniz şarkı,
Gökyüzünü süsleyen(!) füze sesleri mi?
Değişiklik mi istiyorsunuz?

Peygamber (sav) gibi açlıktan
Taş mı bağladınız midenize?

Hayır!…

İbrahim(a. s) in atıldığı gibi
Birileri sizi ateşe mi atmakta?

Nedir? Nedir derdiniz?

Birileri size soykırım mı yapıyor?
Bunları annenizin kucağında mı gördünüz?

Bunların hiç biri değil mi?

Efela yeşkuruuun?

(Hala şükretmeyecek misiniz?)

“Nasıl bir derdimiz varsa durup düşünmeli,
Hayat bir imtihansa düşünmeden şükretmeli!“

Yazar : F.Rumeysa Yüksel

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website