Normal’in tanımı: Alışıla gelmişe ve kurallara uyan… Olunca normalin karşıtı anormal olur.
Dikkat ettiyseniz, normalin tanımı elastik ve belirsizdir. Benim bu tanımlamadan anladığım, sınırlarını kendimizin belirlediği normalleştirebildiğimiz her şey normal karşıtı anormaldir. Hepimiz biliriz ki sürekli olarak hoş olmayan davranışları tekrar ettiğimiz de bu davranışlar bize normal gelir. Sizi neleri normalleştirip neleri anormalleştirdiğimizi sorgulamaya/sentezlemeye davet etmek istiyorum.
Ve Lut… Toplumuna şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiçbirinin yapmadığı bir iğrençliğe mi girişiyorsunuz?” A’raf/80
Her şeyi normalleştirdiğimiz bir çağda yaşıyoruz her zaman olduğu gibi kuşak çatışmaları da normalmiş gibi gözükmektedir. Kendi ailemizde başlayan kuşak çatışmaları çevremizle devam eder. Esnek olan her konu özellikle ahlaki alanda her şey sana göre öyle bana göre böyle olunca otomatik olarak kuşak çatışmaları da normalleşir…. Bizim bakış açımıza karşı olan herkes bizim bakış açımıza göre anormaldir ve sonuç olarak bizde karşımızdaki kişinin anormali oluruz. Hümanist ahlak anlayışı merkeze insanı yerleştirince yani her şeyin ölçüsünü insan koyunca sınırsız ve hadsiz bir yapboz sahası ortaya çıkmış oldu. İnsanı merkeze koyan Hümanist ahlak anlayışını terk etmek zorundayız. Bu sorguda mihenk taşımız Kur’an olmazsa bu sorgulamaya davetimin de bir anlamı kalmaz. Yine her şey sana göre öyle bana göre böyle olur bu tartışmada sonsuza kadar bitmez…
İnsanoğlunun kendini domuzlaştırma ve maymunlaştırma sürecine adapte ettiği ve yaşam felsefesini bu iki temel üzerine inşa ettiği çağımızda sizi İLK önce kendimizi sonra sistemi sorgulamaya da davet etmek istiyorum. Önyargısız bir şekilde insanın kendi kendini yargılaması bataklıktan çıkışın ilk adımıdır. Kendi nefsimiz bizi yargılamak için bize yeterlidir. “Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak öz benliğin yeter. “İsra/14 Fücuru ve takvayı ilham eden Şems/8 Rabbimiz bu sorgulamaları yapabileceğimizi bize bildirmektedir.
“Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl. “Furkan/74
Rol modellerimiz kimler?
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur`an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. Yusuf/111
Allah şöyle bir örnekleme yaptı: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının eşyası durumunda bir kul/köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli-açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu?! Bütün övgüler Allah`adır ama onların çokları bilmiyorlar. Nahl/75
Allah şöyle bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu? Nahl/76
Allah, şu ülkeyi/medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu-huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah`ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı. Nahl/112
Yemin olsun, biz bu Kur`an`da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler. İsra/89
Yemin olsun ki, size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik. Nur/34
Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah`ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah`ı çok ananlara güzel bir örnek vardır. Ahzap/21
Kitabımızda bize bildirilen Rol model Elçilerimizin hayatı/yaşamı sorgulama biçimleri (bkz. Hz. İbrahim as. ve diğer Elçilerimizin Kıssaları)sisteme karşı dik duruşları bize örnek olmalıdırlar. Tüm elçilerimiz aynı zamanda bizi özgürlüğe davet eden öğretmendirler.
İnsanoğlunun taklitçiliği her konu da öne çıkmaktadır. Rabbin yaratmış olduğu ve kurduğu sistemi taklit ederek sistemi bozmaktayız. Kendi kendimizin atadığı ROL MODELLERİ piyasaya sunuyoruz. Nasıl giyinmemizin gerektiğinden tutunda tüm tutum ve davranışlarımız konusunda domuzlaştırılıp, maymunlaştırılıyoruz. İnsanoğlu neyi seyrederse ona göre şartlandırılıyor ve özendiriliyor. Şu sloganlar sanırım durumun önemini bize özetleyecektir. ”Özgür yaşa, bir daha mı geleceğiz dünyaya, KOP KOP”…Gördüğünüz gibi Sloganlar ne kadar Hümanist görünse de aslında körleştirildiğimizin ve köleleştirildiğimizin modern tuzak sloganlarıdır bunlar. Şeytan bizi en güzel sözlerle kandırır.
Herkesin kendine edindiği ROL MODELLERİNİ sorgulamaya davet etmek istiyorum.
Saygılarımla.
Mürüvvet Çalışkan