Din hep çok korkutucu anlatılmıştır bizlere. Açıp Kuran okumayan kendisine anlatılanlara inanmakla yetinen pek çok kişi için de son derece inandırıcı olmuştur bu anlatımlar. Hep cehennemden, hep ateşten bahsederler… Evet doğru, cehenneme cehennemdeki azaba vurgu yapılır Kuran’da. Allah şimdiden uyarmaktadır kullarını. Ama cehennemle uyardığı kadar cennetle de müjdelemektedir Allah kullarını. İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için hazırlanmış, insanların
(daha&helliip;)
İzlanda’daki yanardağ patlaması ve havaya yaydığı küllerin dünya üzerinde yarattığı etkiyle karşılaştığımda verdiğim ilk tepki işte yaratıcının gücü demek oldu. 190 yıldır sessiz sakin yerinde duran yanardağ bir patlama olabileceği sinyallerini 21 Mart’ta vermeye başlamış. Bunu duymak aslında daha da çok şaşırttı beni. Düşünsenize bahsettiğimiz ülke hepimizin çok güvendiği, pek çok açıdan bizi güçlendirdiğine inandığımız maddi ve teknolojik imkanların en
(daha&helliip;)
Öyle alışmışız ki her konuda hep bir otorite aramaya. Düşünüp doğruyu bulmak, sorumluluk alıp kendi doğrumuzu uygulamak, sonuçlarına da katlanmak zor gelmiş hep bize. Bizden daha iyi bildiğini ya da daha iyi düşündüğünü bilmediğimiz insanların dediklerine sığınmak daha kolay gelmiş. Belki de sıkıştığımızda “ama o demişti” diyebilmektir bizi rahatlatan. Bu tavrımız dini konularda da aynen devam etmiş. Eğer demin değindiğim
(daha&helliip;)
Bizler hayatımızın beşeri yönünü çok düşünen, onu memnun etmek onu hoşnut kılmak için, en güzel yiyecekleri, giyecekleri, malı mülkü almak adına çırpınan, hatta bu yolda kanun kural tanımayan bir yapıya sahibiz. Her ne hikmetse sonu olan bedeni, bu denli hoşnut etmek için çırpınan bizler, acaba ölümsüz ruhumuz için neden çok fazla bir şey yapmayız, işte bunu doğrusu anlamış değilim. Rabbim
(daha&helliip;)
Kasas Suresi 59. Senin Rabbin, memleketleri/medeniyetleri, ana merkezlerinde kendilerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe helâk etmez. Biz; ülkeleri/medeniyetleri, halkları zulme sapmadıkları sürece helâk etmeyiz. Rabbimiz, bir toplumu yok etmeden veya cezalandırmadan önce ona resul gönderdiğini ve eğer hatalarında ısrarcı olurlarsa bunu gerçekleştirdiğini belirtiyor. Yunus Suresi 13. Yemin olsun ki biz sizden önceki kuşakları, zulmettikleri ve resulleri kendilerine açık kanıtlar getirdiği
(daha&helliip;)
Aşağıdaki yazıyı yazmama neden olan, bir arkadaşımızın Kur’an dinde zorlama yoktur der, ama Tevbe suresinin bir ayetindeyse; (kendilerine kitap verilenlerden Allah a ve ahi ret gününe inanmayan, Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçük düşürülüp elleriyle cizye verinceye kadar savaşın`(tevbe suresi 29. ayet) Şeklinde bir ifade var demesi oldu. Bu ifade dinde
(daha&helliip;)
İnsan, “iman ettim” dedikten sonra, kaynağını Kur’an’dan alan bir hayatı, Allah`ın hoşnutluğunu gözeterek yaşamalıdır. Her durumda, kalabalıkta da yalnızken de sorumluluklarının bilincinde olarak, yaşamın belli bölümlerini değil yirmi dört saatini, aile ve toplumsal yaşamını da kapsayan Kur’anî bir yaşamdır bu. Gerçek samimi dindar olmanın yolu budur. Günümüz toplumlarında en önemli sorunlar aşırılık, düzeysizlik, sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, sınırlarını bilememek, adil olmamaktır. Aileleri,
(daha&helliip;)
Geçen gün bu sitede okuduğum bir yazı insanın mala olan düşkünlüğü üzerine bir kez daha düşünmeme vesile oldu. Aslında bahsettiğim yazı dünyevi nimetleri önemli görüp asıl olan ahiret yurdundaki ödül ve cezaları unutmak, hatta bu dünyadaki hırslarımız gerçekleşmeyince Allah korusun isyana kadar gitmek üzerineydi. Yazan kardeşimize hak vermemek mümkün değil. Hepimiz kendimizi nasıl da kaptırmışız bu dünyanın nimetlerine. Sanki hiç
(daha&helliip;)