İnsanlığın Yegane Görevi : Adil Olabilmek…

Adalet; “hakkı” olana “hakkını” verebilmektir. Adaletin karşıtı ise “zulümdür” ki; hakkı olana hakkını vermemek ya da hakkının fazlasını vermek demektir.

Rabbimiz Hadid Suresi 25. ayette şöyle buyurmaktadır;

“Andolsun, biz peygamberlerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik…..”

Mevdudi bu ayetin tefsirinde peygamberlerin hedefinin dünyada kişisel ve sosyal anlamda adaleti tesis etmek olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla bizim dünyadaki görevimiz aslında “adil” olabilmektir. Örneğin bir insan dünya hayatına “Allah’ın biçmiş olduğu değerden” fazlasını verirse kendisine zulmetmiş olur. Yine aynı insan Allah’ın kendisine verdiği görev ve sorumluluklarına gereken hakkı vermezse yine kendisine zulmetmiş olur.

Rabbimiz Rahman suresinin 7ve 8. ayetinde ;

“Göğü bu âhenkle O yükseltti ve bu mîzânı(adaleti) koydu ki siz de ders alıp ölçü dışına taşmayasınız.”

buyurarak; Peygamberlerin bize vahiy sayesinde öğretikleri “adil yaşayabilme tarzının” temsilini bu mükemmel, benzersiz ,muazzam uyum ve adalet içerisinde bulunan evrenin işleyiş sisteminde, adeta gözler önüne sermektedir.

Evrenin bu kusursuz işleyişinde görüyoruz ki ; dünyanın güneş sistemindeki konumunda küçücük bir değişim bile oradaki canlı hayatının yok olmasıyla hatta ,dünyanın yokolmasıyla sonuçlanabilecek hassasiyyete sahip. Evren böyle çok küçük değişimlerde bile büyük zararlar alabilecek yapıya sahipken Allah insanın “adil” yaşayabilmesi için emrettiği yasalardaki küçücük bir sapmanın da ne kadar önem arzadebileceğini Rahman Suresinin 9. ayetinde şu şekilde söylüyor:

“O halde, ölçü ve adaletle hududu aşmayın,Doğru tartın, eksik tartmayın”.

Anlaşılıyor ki Allah insanların yaşamında olması gereken adalet sistemini küçücük bir “tartıda hilekarlık yapmaktan” bile men etmiştir. Aynı dünya 1 cm. yerinden oynadığında varolan hayatın toptan değişebileceği gibi; ahlaki düzende de yapılan küçücük bir adaletsizlik “adil” yaşayabilmemizi egelleyebilecek seviyededir.

O yüzden hayatımızda “neye” “ne kadar” hak vereceğimizi Allah’ın bizim için belirlemiş olduğu sınırlar dahilinde düzenlemeliyiz. Hiçbir şeyde O’nun ölçülerini aşmamalıyız ki ; Evrenin bu mükemmel işleyişi gibi, Hayatımız da Allah’ın izni ve merhametiyle sırat-i müstakim üzerinde olabilsin…Vesselam


About the Author
Author

Nevau

Leave a reply

Name (required)

Website