Nasib…

N-S(Sad)-B

Nasib: Düzenlenmiş, tayin edilmiş, belirlenmiş paydır.(Ragıp el isfahani-Kavramlar sözlüğü)

“Nasib konusunu “Kur’anın rehberliğinde sorgulamaya davet etmek istiyorum.

“Yazık nasibi yokmuş” cümlesini mutlaka hepimiz duymuşuzdur. Maalesef kimilerimiz bu cümleyi belirli bir maksada binaen ve bilerek kullanır. Ve bu cümlede hipnoz edici olan anahtar kavram   “nasib” tir.

İnsanların,  “nasib” konusunu kişiselleştirip, çok usta bir mantıkla kendilerince yorumladıklarını ve kullandıklarını birkaç tarikatı ve cemaat’ı yakından tanıyınca öğrendim. Bu tür oluşumlar çok usta bir mantıkla ve zihin oyunuyla kendilerinden uzaklaşan kişiyi eleştirebilmek adına ve kendi yandaşlarını kendi yanlarında daha sıkı tutabilmek adına bu tür sözler söylerler. Aslında bu tür sözlerin bir perde olduğunu ve asıl maksadın kendilerinden uzaklaşmaya çalışan kişiyi tekrar kendilerine bağlamak olduğunu ve tekrar kendilerini cazibe merkezi haline getirmek için bu tür sözleri sarf ettiklerini işittiğim de çok şaşırdığımı belirtmek isterim.

Çok rahatlıkla kişilerin duygularıyla oynayabilen bu tür kişiler ve oluşumlar çok tehlikelidirler. En azından ben böyle düşünüyorum. Gerçek amaçlarının yandaş toplayıp çoğalma arzusunu güttüklerini de düşünmekteyim.

Kur’an dan beslenmiş her Müslüman kişi bilir ki nasibi yalnız Allah dağıtır. Aksini iddia etmek şirktir Tanrıcılığa soyunmaktır.

Ve bu topluluklar  “Sorgulayıcı ferdler” istemezler. Sorgulamaya katlığınızda siz otomatik olarak artık öteki sinizdir.

İnsanoğlu yaratana karşı aciz yaratılmıştır. Başımıza bir musibet geldiğinde darda ya da sıkıntıda olduğumuzda aslında ilk sığındığımız merci Allahtır. Beyni yıkananlar ise Allahın yanında etkin bir konumda yaratıldığını düşündüğü kişiyi de yardıma çağırırlar.

 

“Onlara, “Allah ne indirmişse ona ve o Elçi’ye gelin.” denince şöyle derler: “Atalarımızda ne bulmuşsak o bize yeter”. Ya ataları bir şey bil­mez, doğru yolu da tutmaz kimseler idiyse?”
(Mâide 5/104)

“İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Öyleyse Allah’ın yakınından ortaklara yalvaranlar neyin peşindedirler? Onların peşine takıldığı sadece kuruntudur. Onlar sadece yalan söylerler.”
(Yunus 10/66)

“Şunu diyemezsiniz: “Önceden ortak koşanlar babalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik. O batıla sapanların işlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin?”
(A’raf 7/173)

“Allah kendisine ortak koşulmasını bağışla­maz, bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar.”
(Nisa 4/48)

 

Allah dilemez ise biz hiçbir şey dileyemezdik. Sınava tabi tutulan biz yaratılmışlar seçimlerimizden sorumluyuz. Allah’tan bağı kopararak yaptığımız her eylem Kur’ana göre batıldır. Yaradılıştaki Tüm kuralları sünnetullah çizgisinde belirleyen yalnızca Allahtır. Yaradanın sünettullahı taklit edilmeden kişileri sömürmek imkansızdır. Allahın izin verdiği ölçüde okuyabildiğimiz, Kâinattaki hiyerarşik düzenden tutunda gözlemleyebildiğimiz ve anlayabildiğimiz her konu anlaşılmadan kimse sömürü melez. Vahdet-i vucut penceresinden yaradılışı benimseyen tüm tarikat ve cemmatler kişilerin aslında aciz yaratılmış OLDUKLARINDAN  faydalanmaktadırlar KENDİ ACZİYETLERİNİ UNUTARAK. Ancak bu sayede de cennet ve cehennem tapuları dağıtmaktadırlar. Kendilerinden olan herkes cennete olmayan cehenneme…

İnsan nasibsiz yaşayamaz ve insan sürekli kendi nasibini aramak için çalışır.

 

Mülkü kudret elinde tutan Allah ne mubarektir. O her şeye kadirdir. O ki hanginizin ameli daha güzel diye sizi imtihan etmek için hayatı ve ölümü yaratmıştır. O çok güçlüdür çok bağışlayıcıdır.
(Mülk–1–2)

“Yoksa onların mülk ve yönetimden bir nasipleri-hisseleri mi var? Eğer öyle olsa, insanlara bir çekirdek bile vermezler”
(Nisa–53)

Görmez misin? Kendilerine kitaptan nasib verilenleri Allahın kitabına davet olunuyorlar araların da hakem olmaları için, sonra onlardan bir fırka yüz çeviriyor ve onlar dönektirler.
(Al-i İmran–23)

Boş kaldıkça hemen çalışmaya koyul. Ve ancak Rabbine rağbet et.
(İnşirah–7)

Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O’dur. O sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiblendirir. Gafûr’dur O, Rahîm’dir.
(Yunus–107)

Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların danasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz.
(Hud–109)


Rabbim,  tüm Müslüman kardeşlerimizin ufkunu genişlet nasibimizi arttır bizi affet bizi bağışla, bize merhamet et sen bizim mevlamızsın,  kafirler güruhuna karşı bize yardım et.


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Leave a reply

Name (required)

Website