Hidayet lütfeden, doğru yola ulaştıran Allah, tüm insanlara hem dünyada iyilik, adalet, refah ve huzur dolu bir hayat, hem de ahirette insanın aklının dahi alamayacağı nimetler içinde, sonsuz bir hayat vaad eder. Bu davet, Allah’ın uyarıcı ve müjdeci olarak gönderdiği elçileri, peygamberleri ve insanlara yol gösterici olarak indirdiği kutsal kitapları aracılığı ile bütün insanlara yapılmıştır. Allah iman edenlerin, Kur’an’ı gereği gibi okuyanlar olduğunu bildirir;
Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.(Bakara Suresi,121)
Âlemlerin Rabbi Allah, insanlara bir kitap göndererek onlara Kendisini tanıtmış, sonsuz mutluluğa nasıl ulaşacaklarının yolunu göstermiştir. Kur’an’ı samimi olarak okuyan ve iman eder insanlar, ona tabi olur ve Allah’ın rahmetini kazanırlar. İnsanın imanı arttıkça aklı ve samimiyeti de aynı derecede artar, dolayısıyla Kur’an ayetlerindeki incelikleri ve sırları daha iyi kavrar.
Kur’an, bir insanın hayatı boyunca alabileceği en önemli mesajdır. Bir yakınından gelen mesajı, merak ederek hemen okuyan insanın, kendisini yaratan Rabbinden gelen mesajın ne denli önemli olabileceğini düşünememesi şiddetli bir gaflet halidir. Ve insanların büyük bir bölümü de, içinde bulundukları bu şuur kapanıklığı sebebiyle hatalarının farkında bile değildir. Her evde bir Kur’an bulunur ancak genellikle uzanıp alınamayacak yüksekçe yerlerde muhafaza edilir. Oysa Kur’an, insanların, “Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye “ (Sad Suresi, 29) indirilmiş olan bir Kitaptır. Ve Kur’an O’nu okuyup rehber edinen inananları Allah’ın izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkaracaktır:
…Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim Suresi, 1)
Kur’an’ı samimi olarak okuyan her insan, yaratılış amacını ve sırlarını, güzel ahlâkı, Allah’ın hoşnutluğunu ve cennetini kazanmanın yolunu, ahiretteki hayatı ve daha pek çok bilgiyi en doğru ve en eksiksiz şekliyle öğrenir. Allah’ın indirdiği dinle ilgili bütün soruların cevabı Kur’an’da vardır. Allah ayetlerinde, gerçekleri hatırlattığı, uyardığı insanlara kendilerini düzeltmelerini ve doğru yolu bulmalarını emreder.
İman edenler Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için, O’nun Kuran’daki emirlerini eksiksiz uygularlar. Çevrelerinde bulunan herkesi kötülükten kaçınıp iyilik yapmaya, Allah’tan korkup sakınmaya ve Kur’an’ı yaşamaya davet ederler. Kur’an’ı kaynak edinmelerinden dolayı da her zaman en doğru ve en akıllı kararları alırlar. Hayata Kur’an penceresinden bakarlar. Karşılaştıkları olaylara ve sorunlara getirdikleri çözümler Kur’an’a göredir. Bu sebeple de her zaman doğrudur ve akıllıcadır.
Allah, Kur’an yoluyla bize bilemeyeceğimiz, yaratışının sırrı olan konuları bildirir. Ancak Kur’an’ı okumayan ya da ondan yüz çeviren insanlar, Allah’ı ve îmânı gerçek anlamda tanımazlar. Yaşadıkları toplumun batıl ve çarpık inançlarını kıstas olarak kabul eder; doğrularını ve yanlışlarını sorgulamaksızın benimserler. Oysa tek kıstas, Kur’an’dır; Kur’an’ın tanıttığı doğrulardır..
Bu sebeple insanın, Kur’an dışındaki her türlü sapkın ve batıl inançtan kurtulması, her duyduğunu ve öğrendiğini Kur’an hükümleri ile karşılaştırması ve Kur’an’a ters olanları elemesi gerekir. Vicdanına uyan her insan Kur’an ayetlerinden öğüt alabilir. Çünkü Kur’an, her insanın rahatlıkla anlayabileceği bir kitap olarak indirilmiştir. Ancak Allah’ın gücünü takdir edemeyen, ahiret konusunda kuşku içinde olan insanlar, Kuran’a da kuşku ile yaklaşırlar.
Kesin bilgiyle iman eden insan, çevresindeki bazı kişilerin nefislerini rahatsız etmemek ya da onlara hoş görünmek adına asla Allah’tan, Kur’an’dan uzaklaşmaz. Ahirette Rabbinin huzurunda, dünyada yapıp ettiklerinden tek başına sorgulanacağının bilincindedir. Toplumdaki insanların, onun hayat tarzından hoşnut olup olmalarının, kişiye hiçbir şey kazandırmayacağı açıktır.
Kur’an, samimi insanlar için büyük bir rahmet ve her konuda yol göstericidir. Ve dünyadayken Kur’an’daki gerçek doğrulara göre hareket ederek yaşamak çok önemlidir. Bu, insanın ahiretini kurtarması için son derece gereklidir.
Süheyl Okur