Halk dilinde kavramsallaştırdığımız ve Toplumsal Belleğimize yerleşmiş “Kul hakkıyla gelme” kavramsallaştırması ne derece doğru bir sözdür?
” İNSAN “ŞEHİT” BİLE OLSA -ÜZERİNDE KUL HAKLARI VARSA-, DİĞER BÜTÜN GÜNAHLARI BAĞIŞLANDIĞI HALDE KUL HAKKININ BAĞIŞLANMAYACAĞI BİLDİRİLEREK İLÂHÎ ADALETİN TEZAHÜRÜ İLE BÜYÜK İSTİKBÂLİN AZAMETİNE DİKKAT ÇEKİLMİŞTİR”
Kuranın bütününden bakınca ; Kişisel- kişiler arası ilişkilerde yatay düzlemde insan -insan ilişkilerini düzenlemek için söylenmiş “MASUM” bir söz gibi gözükmektedir fakat bu söz çok izafi bir sözdür.
Kuran ahlakıyla ahlaklanmaz isek Tasavvufi bir bakışla (vahdet-i vucut perspektifinden) bakınca bizi küfre bile sürükleyecek bir kavramsallaştırma içeriğine sahip bir sözdür.
Bu kavramsallaştırma Yaratan- Yaratılan, Yaratılan-Yaratılan ilişkisi bağlamında ne kadar doğrudur? Kur’ana arz edince;
Allah’a kulluk edin. O’NA HİÇ BİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYIN. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.
(4-36)Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.
(31-14)Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.
(31-15)Allah, ŞİRKİ BAĞIŞLAMAZ. Bunun dışında olanı dilediği kimse için bağışlar.
(4-48)Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah’tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
(5-8)Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor
(16/90)