“Ey Rabbim, Benim Toplumum Bu Kuran’ı Terk Etti”

“Ey Rabbim, Benim Toplumum Bu Kuran’ı Terk Etti”

“Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’nun yanında birilerini daha veliler edinerek, ‘Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz’ diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.”

Böyle emrediyor Yüce Rabbimiz Zümer Suresi 3. Ayetinde. O’nun yanında birilerini daha dost edinip, onlara kulluk etmeyin diyor.

Yüce Allah diyor da, bizler bunu becerebiliyor muyuz?

Kul icadı bazı kaynaklar, Peygamberimizin Mekke ve Medine halkına Kuran dışında da birçok tebliğinin olduğunu söylüyor ve muhaddisler tarafından söylenen çoğu rivayetleri veya hadisleri güya bu tebliğlere dayandırıyorlar. Ve “Müslümanım” diyen pek çok kardeşimiz de bunların da Allah’tan olduğunu zannederek veya düşünerek ataları gibi onlarda bu rivayetlerin peşlerinden gidiyorlar.

Yüce Allah, bizleri onlarca ayetinde uyarıyor: Aklınızı kullanın, yalnız size indirilene uyun, velileri dost edinmeyin, şeytanın dostu omayın!.. Allah’ın bu uyarılarını dikkate alıyor muyuz? Düşünüp aklımızı kullansak belki dikkate alacağız, ama nerdee?

Bizlere bu ayetleri tebliğ eden Peygamberimiz ne diyor? “Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım.” diyor birçok ayette (örneğin Ahkaf Suresi, 9. Ayet). Yani, yalnızca Kuran’ın yolundan gittiğini, yalnızca O’nun yap/yapma dediklerine uyduğunu söylüyor Peygamberimiz. Bugün sıra bizde. Bizler de Peygamberimizin yolundan gidip Kur’ana uyalım. Ne dersiniz?

Yüce Rabbimiz, Bakara suresi 170. Ayetinde bizleri uyarıyor… “Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ dendiğinde: ‘Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız’ derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!…”

Yüce Allah böyle söylüyor da “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bizler, bugün dinimizi, Kuran’dan habersiz, hâlâ atalarımızdan gördüklerimizle yaşıyoruz. Rivayetlerle, hadislerle, mübarek (!) üç aylarla, mübarek (!) kandillerle. Bizler, Kuran’ı okuyup anlamadığımız için bunların Kuran’da olmadığını da bilmiyoruz. Ama Peygamberimizin bize tebliğ etmediği, sözde diğer (!) kitabında bunların hepsi var (!) diyenlerin peşinden gitmeyi biliyoruz. Yani Kuran’dan habersiz, atalarımızın izinden… Şimdi soruyorum. Bu yol doğru yol mu?

Oysa Yüce Rabbim bu yoldan gidenler için bakın ne diyor.
Lokman Suresi 20-21. Ayet: “Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür-görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder. Böylelerine, Allah’ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.’ Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?”

Ayetin son cümlesini tekrar okuyalım: “Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?”

Yüce Rabbimiz, Kuran’ı terketmiş ve yolunu şaşırmış, atalarının yaptıkları ile hareket eden bizleri alevli ateşin azabıyla cezalandıracak. Peki o halde neden şeytana uyuyoruz? Hala aklımızı kullanmayacak mıyız?

Tekrar tekrar düşünelim kardeşlerim. Şeytanın yolunu terkedelim. Bir Müslüman’ın doğru yolunun, gerçek dininin, yalnız ve yalnız tek kılavuzu olan Kuran’dan geçtiğini asla unutmayalım.

Hesap gününden de manzaraların aktarıldığı Kuran’da, Peygamberimizin o gün şu sözü söyleyeceği geçiyor:
“Resul de şöyle der: ‘Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kuran’ı terk etti.'” (Furkan Suresi 30. Ayet)

Hani Peygamberimizi yüceltmek için sayısız salavatlar getiriyoruz ya, Peygamberimizi gerçekten yüceltmenin, onun yaptığı gibi yalnız ve yalnız Kuran’a uymak olduğunu, doğru yolun ise Kuran’dan geçtiğini unutmayalım. En doğrusunu Allah bilir.

Fikret ARMAN


About the Author
Author

Fikret Arman

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website