İster evinizin içinde isterse bahçenizde olsun kedi beslemenizin din ile alakası bulunmamaktadır. Kuran’da bu konu ile ilgili bir haram ve yasak bulunmamaktadır. Bu tamamen sizin seçiminize kalmış bir konudur. Kedi beslemenin, evlere kedi sokmanın haram olduğunu söyleyenler ve kedi olan eve meleklerin girmeyeceğini söyleyenler tamamen uydurma hadislere ve geleneksel inançlara dayanmaktadırlar. Kuran’da kedi aleyhine bir ifade yoktur. Evde kedi beslemeyi,
(daha&helliip;)
Mehdi inancı da Kuran’da yer almayan ve rivayet kültürü ile gelmiş bir kabuldür. Mehdi hidayete ermiş yani doğru yola yönelmiş kişidir. Dolayısıyla kelime anlamıyla inanmış her kul aynı zamanda mehdidir. Mehdi ve Mesih rivayetleri İsrailiyat ve Mesihiyat kültüründen dinimize girmiş inançlardır. Her ikisinin de Kurani bir temeli bulunmadığı gibi aksine Kuran ayetleri ile çelişen inançlardır. Mehdi hidayete erdiren değil hidayete
(daha&helliip;)
“Nur-u Muhammedi” söylemi, halk arasında özellikle tarikat ve tasavvuf çevrelerinde oldukça yaygın olan inançların başında gelmektedir. Temelde, Hz. Âdem’den de, her şeyden de önce peygamberimizin nurunun yaratıldığı tezine dayanmaktadır. Bu inanca göre ilk yaratılan şey peygamberimizin nurudur ve geri kalan her şey o nurdan yaratılmıştır. Bu inanç da tam anlamıyla Kur’an’a aykırı bir iddiadır. Her şeyin peygamberimizin nurundan ve peygamberimiz
(daha&helliip;)
Andolsun ki size açıklayıcı/açık delil (beyyine) ayetler, sizden önce gelip geçenlerden örnekler ve korunup, sakınanlar için de bir öğüt indirdik. (Nur Suresi, 34. Ayet) … Ta ki ölen açık delil (beyyine) üzerine ölsün, yaşayan da açık delil (beyyine) üzerine yaşasın. (Enfal Suresi, 42. Ayet) Kuran’a göre insan, “beyyine” (açık delil) üzere olmalıdır. Yani geleneklerden hareketle, “Böyle gördük, biz de böyle
(daha&helliip;)
“Şeyhe kayıtsız şartsız itaat” tarikatın en önemli şartı olduğundan, bunun sağlanması için müritlere hikâyeler anlatılır. Örnek bir hikâye kısaca şöyledir: “Bir şeyh bir müridine ‘Git babanın kafasını kopar bana getir’ der. Mürit de görünürde çok garip olan bu isteği şeyhine olan güveninden dolayı ‘Bir hikmeti vardır’ diyerek yerine getirir. Bir de bakar ki annesiyle yatarken kopardığı baş babasının değil. Annesiyle
(daha&helliip;)
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de salgınlar yaşanmaktadır. Günümüze en yakın salgınlardan bazıları Domuz Gribi, SARS, MERS, Ebola’dır. Son olarak Korona salgınını hala yaşamaktayız. Sokakta yapılan röportajlarda ise “Halk Dini”nin yansımalarını görüyoruz. “Halk Dini” literatürde çokça geçen kavramlardan biridir. Bu kavramla, dinin asıl halinin uygulanması değil; dini halk tarafından yanlış anlaşılıp uygulanması kastedilir. Örneğin İslam dinini ele alalım. İslam dininde bayram
(daha&helliip;)
Kuran’ın anlattığı İslam’ın yaşanması için yapılması gereken en temel faaliyet Kuran’ın, dini yaşayacak toplumun diline çevrilmesidir. Kuran Arapça inmiştir ve orijinali Arapçadır. Fakat Kuran’a göre Arapça, kutsal bir dil değildir. Kuran, her kavme peygamberlerin gönderildiğini ve bu peygamberlerin kavimlerine kendi dillerinde mesajlar getirdiklerini söyler. Tevrat Hz. Musa’nın kavminin dilindedir, İncil de Hz. İsa’nın kavminin dilindedir. Hz. Lut’un vahiyleri kendi kavminin
(daha&helliip;)
Mehdi, kıyamet alametleri içinde en popüler olan, hakkında en çok hadis uydurulan ve en çok istismar edilen karakterdir. Hadisler kullanılarak oluşturulan bu karakterin, sonuna yakın dünyaya geleceğine, herkesi yenip dünyaya hâkim olacağına, daha sonra gelecek Hz. İsa ile buluşup dünyayı yöneteceğine, bunları gerçekleştirirken ise Deccal ile savaşacağına inanılır. Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri de üstün yeteneklere sahip sıra dışı
(daha&helliip;)