Bazı kişiler, “vicdan”ı en büyük otorite olarak kabul ediyor, en iyi yargıç olarak kabul ediyor ve vicdanı dinin yerine koymaya çalışıyor. Dini bildirim olmadan iyi ve kötünün ne olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Yani bu noktada ilahi desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Aksi halde herkesin içinde bulunduğu şartlar doğrultusunda iyi ve kötü tanımlamaları oluşturması mümkündür. Bu durumda ahlâki kabul ve eylemlerin keyfileştirilmesi kaçınılmaz
(daha&helliip;)
Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an da Allah a şirk koşmak ya da Allah a eş koşmak sözüyle, ne demek istiyor ve bizleri uyarıyor. Çünkü Allah a şirk yani eş koşanların günahlarını bakın nasıl affetmem diyor. Zümer 65: Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “YEMİN EDERİM Kİ, EĞER ŞİRK KOŞARSAN BÜTÜN ÇALIŞMALARIN BOŞA
(daha&helliip;)
1. Tarihe yön veren şahsiyetlerin hayatı etrafında, gerçekleri yansıtan haberlerle birlikte mitolojik anlatımlar da oluş(turul)muştur. Hz. Peygamber’in hayatına dair siyer malzemesi de bundan nasibini almıştır. Öyleyse siyer araştırmalarında mitolojik malzemenin nasıl değerlendirileceği ve ayıklanabileceği hususunda donanıma sahip olmalıyız. 2. Siyer okuyucusunun/araştırmacısının Hz. Peygamber’in yaşadığı zaman dilimi boyunca çevre kültürler, bu kültürlerin yazılı kaynaklarında Hz. Muhammed’in nasıl yer aldığı konusunda bilgi
(daha&helliip;)
Allah, kulluğumuzdaki samimiyetimizin ortaya çıkması için çeşitli sınavlardan geçirir bizi. Bazen zorluklarla karşılaşır, ne yapacağımızı bilemez ve işin içinden çıkamayız. Güç yetiremediğimizi anladığımızdaysa içtenlikle Allah’ın destek ve yardımına sığınırız. O an öyle hissiyatı güçlü bir şekilde teslimiyet duyarız ki Allah’a, neredeyse içinde bulunduğumuz durumdan memnun olacak hale geliriz. Bazen sözlerimiz boğazımıza düğümlenir, bazen de gözyaşı dökeriz. Allah, kullarına olan rahmet
(daha&helliip;)
Bu dünya hayatı birçoğumuz için tam olarak bir oyun, eğlence, bir süs, bir gösteriş, bir gurur aracıdır. Dünyayı çok sever ve ona gönülden bağlanırız. Böyle olunca da apaçık ve aydınlık olan hakikatle yüzleşmekten kaçar, karanlık samanlıkta iğne ararız. İnternette bu reklam sloganını gördüğümde epey bir garipsemiştim önce. Sonra bir an düşündüm ve çok da haksız olmadığını fark ettim. Öyle ya
(daha&helliip;)
Mezhep taklitçiliğinin dine verdiği zararları Yaşar Nuri Öztürk “Kuran’daki İslam” kitabında şu şekilde açıklamaktadır: “Allah adına yalan uydurmanın bir yolu da mezhepleri din haline getirmek olmuştur. Mezhepler birer din, mezhep imamları tenkit üstü birer peygamber haline getirilince, İslam adıyla ortaya konan karışımın kaçta kaçının Allah’a, kaçta kaçının şuna buna ait olduğunu belirlemek, halk kitleleri için imkan dışına çıkar ve bu
(daha&helliip;)
Çoğu insan kendini evrenin merkezinde sanır. Dünya sadece onun için döner. Güneş sadece onun için doğar. Yıldızlar sadece onun için kandil gibi yanar ve söner… Ne kadar önemli sayarız kendimizi. Çocukken hiç bilmediğimiz hesapları büyüdükçe yapmaya başlarız. İnsan büyüdükçe, bedeniyle birlikte egosu da büyüyormuş. Hatta bedeni bir yerde büyümeyi bıraksa da egosu büyümeyi hiç bırakmıyormuş. Oysa büyüdükçe bir şeyler öğreniyor
(daha&helliip;)
Ebu Hureyre’nin Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında kendi anlattıklarından başka bir şey bilinmemektedir. Müslüman olduktan sonra fakirliğinden dolayı Ashabı Suffe’den olduğu kaynaklarda aktarılmaktadır. Müslim’in Fezailus Sahabe’deki 159. bölümünde, Ebu Hureyre’nin sırf karın tokluğuna Peygamberimiz ile beraber olduğu anlatılır. İbn Hazm, sırf Baki bin Mahled’in Müsned’inde Ebu Hureyre’ye ait 5374 hadis olduğunu söyler. Buhari bunlardan 446’sını kitabına almıştır. Ebu Hureyre’nin anlattıklarından,
(daha&helliip;)