Mezheplerin, cemaatlerin ve tarikat mensuplarının ağzından düşmeyen bir konu vardır. BİZLER ŞERİAT İLE YÖNETİLMEK İSTİYORUZ. Aslında söylenen doğru, bende şeriat kanunları ile yönetilmek istiyorum ama Allah ın şeriatı doğrultusun da yönetilmek istiyorum. Benim şeriat anlayışım ve inancım, Allah ın Kur’an da emrettiği şeriat tır, mezheplerin oluşturduğu beşeri şeriat değil. İsterseniz önce şeriat kelimesinin anlamına bakalım. “ARAPÇADA ŞERİAT KANUN, HÜKÜM, YASA,
(daha&helliip;)
ALLAH İLE KULU ARASINA, BİR BAŞKA KİŞİ GİREBİLİR Mİ? Bugünkü makalemizin konusu, günümüzde çok konuşulan bu konu üzerine olacak. Önemli olan bu sözden ne anladığımızdır. Allah ile kulu arasına, kim ne maksatla girebilir? Bu sözden kast edilenin, Allah ile kulu arasına bir kişi girip, onun Allah katında günahlarının bağışlanmasını sağlaması ve onu cennetlik bir kul yapması, dualarının kabulünü sağlayan bir
(daha&helliip;)
—Allah Kur’an da, nelerin haram olduğunu saymış ve bunların dışında her temiz şey sizler için helaldir demiştir. Bugün Allah ın saydığı haramların dışında, fıkıh inancının Müslüman toplumuna dayattığı, tek tırnaklı, çift tırnaklı, yırtıcı kuşlar, denizden çıkan kalamar, karides, midye, ıstakoz türü şeylerinde haram olduğu anlatılır. BU BİLGİLERİN TAMAMI, YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR. —Allah Kur’an da kadınların ay halinde, ibadet yapamayacağını,
(daha&helliip;)
Bizler Allah’ın dini diye, öyle bir İslam yaşıyoruz ki, Yahudilerin batıl inançlarıyla harmanlanmış, Allah’ın Yahudileri özellikle yanlış yoldasınız diye uyardığı, cezalandırdığı yapmayın dediği hataları, günümüzde yaşıyoruz. Bizler adeta Yahudileştirilmişiz, ama bunun ne yazık ki farkında bile değiliz. Birkaç örnek vermek istiyorum. İnternette bir video izledim. Bir gezgin genç arkadaşımız, İsrail’de Yahudilerin ibadet yaptığı ağlama duvarında bir Yahudi görevliyle röportaj yapıyor
(daha&helliip;)
Değerli kardeşlerim. Bugün İslam toplumları olarak, çok farklı anladığımız, çok farklı anlamlar verdiğimiz Nur suresi 31. ayet üzerinde, birlikte sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bu konu İslam toplumunda çok farklı anlatılıyor ve mezheplerin inancına uydurulmaya çalışılıyor. Ayeti onun için, biraz detaylı ve uzun yazmak zorunda kaldım. Lütfen sabırla, sonuna kadar okumaya çalışalım. Eğer ben bu kadar uzun yazı okuyamam, canım
(daha&helliip;)
Bu makalemde sizleri, günümüzde çok konuşulan, konu hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığı için, toplumun kafasının karıştığı ŞERİAT konusu üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Lütfen unutmayalım İslam hukuku, Allah ın şeriatı yalnız Kur’an dır. Onun için Allah, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim hükmünü vermiştir. Kur’an ın bahsetmediği şeriat batıldır, hurafedir. Bakın bu konuyla ilgili, Allah Elçisine ayetinde ne diyor. “SONRA
(daha&helliip;)
Kuran’da İslam devleti kurmak yer almaz. Kuran’da açıklanmayan hususların insanların tercihine bırakılmıştır. Bunlar, insanların, akıllarını çalıştırmalarıyla ve Kuran’ın koyduğu temel prensipleri gözetmeleriyle doldurulmalıdır. Fakat şurası unutulmamalıdır ki insanların bu tercihleri Kuran’ın hükümleri gibi değerlendirilemez. Örneğin belli bir devlet yönetimi veya halifelik gibi uygulamalar, Kuran’ın evrensel dini bir hükmü olarak gösterilemez. Kuran’ın koyduğu hükümler evrenseldir; mekânın ve zamanın değişmesi ile Müslümanlar
(daha&helliip;)
Günümüzde kendilerine İslam devleti denilen devletler, İslami değildir. İslam devletleri olduklarını iddia eden bazı devletler namaz, oruç gibi ibadetleri zorla yaptrıyorlar. Dinde bu, böyle değildir. Bu meselenin çözümü için de Kuran’a yönelmeliyiz. Kuran’da namaz kılmanın, oruç tutmanın emredilmesine rağmen oruç tutmayana, namaz kılmayana dünyada hiçbir ceza öngörülmez. Bu şahısların hesabı ahirete kalmıştır. “İslam devleti” olduklarını iddia eden bu devletlere gelince;
(daha&helliip;)