Anne karnında 9 ay yaşayan insan orada ölerek bu dünya ya doğuyor. Bu dünyada ölen insan öteki dünyaya diriliyor.
Dünya da ortalama yaşam suresi 900 ay. Bu da anne karnında geçirdiğimiz 9 ayın 100 katı demek. Peki öteki dünyanın yaşam süresi bu dünyanın kaç katı? 900 ayın sonsuzluğa oranı; Tanımsız, belirsiz sonsuz..
Bir anne 9 ay boyunca yemesine, içmesine, uykusuna dikkat ediyor. Zararlı alışkanlıklarından bu sürede vazgeçme iradesi gösteriyor. Tüm çabasını bu 9 ayı sağlıklı ve kaliteli bir şekilde geçirmeye sarfediyor.
Peki neden? Çünkü 100 katı bir hayatın sağlık kalitesi için bu kadar bir süre feda edilebilir.
Çocuğunun 17 yılını okul eğitimine veren bunun için muazzam titizlik ve telaş gösteren anne bunu çocuğunun yaşamasını umduğu ve elinde delil bulunmayan taş çatlasın 50 yılının konforu için yapıyor. Çünkü bir ömrün 4’te 1’ini 4’te üç oranına feda etmek akıllıca.
Zaten insan da spermler arasında anne rahmindeki konforlu yaşam için muazzam bir çaba gösteriyor. Rahme yerleştikten sonra da kendi için bütün vitamin ve mineralleri annesinin vücudundan karşılıyor,sağlığı için egzersizler yapıyor . Doğumundan sonra gideceği hayata dokuz ay çalışıyor. Doğduktan sonra da ömrümün yarısına yakın zamanını diğer yarısında rahat edebilmek için çalışıyor.
Mesela 16 saat uyanık kalan bir insan bunun yarısını iyi yaşamak için (çalışarak) feda ediyor..
Bunlar mantıklı feda ölçüleri olabilir ancak bu mantıkla devam edersek ortalama 900 ay’ı, sonsuz milyon yıla adamak, sonsuz kat daha akıllıcadır diyebiliriz.
Peki buna rağmen, insan neden bu ömrü, diğer sonsuz uzunluktaki ömür için feda etmekte yeterince motive olamıyor?
Üstelik her insanın 900 ay yaşayacağı konusunda garanti vermeyen Allah, diğer dünyada herkesin sonsuzca var olacağını kesin bir şekilde vadediyorken bu gafletin sebebi ne olabilir?
• İnsan akılsızdır
(İnsanın en akıllı yaratık olduğu bilgisiyle ilk şıkkı eliyoruz. )
• İnsan akıllıdır ama çok az düşünür.
(İnsanın bu dünya hayatıyla ilgili aldığı kritik kararlar, iyi ve zahmetli aksiyonlar, yeterince düşündüğünü gösterir. öteki dünya için alınmayan aksiyonların ve bu konuda ki ciddiyetsiz hallerin ‘az düşünmek’ ile açıklamaya yetmeyeceği de, burada başka bir açıklamaya daha ihtiyaç duyulduğu kesindir.)
• İnsanın Allah’a ve ahirete imanı zayıftır.
(Kesin olmayan bir uzun ömür hayali ve ihtimali için bile bunca fedakarlığa ve çabaya giren insanın böyle bir dünyaya gideceğine ihtimal vermesi durumunda çok daha fazla bir çaba göstermesi gerekir. Bu çaba şiddetle ve sistemli bir şekilde hayatında yoksa bu da ihtimal dahi vermiyor anlamına gelir.
Bizler ya deliyiz ya az düşünüyoruz ya da ahirete inanmıyoruz.
Ya da bizler akıllıyız ve düşünüyoruz. Ve ahirete de inanıyoruz. Ama bu düşünce eksik, ayrıntısız ve bizi harekete geçirmeyecek kadar yüzeysel .
Bizler akıllıyız düşünüyoruz. Ancak öteki dünyaya dirilme olasılığımıza erken yaşta ölmeden yaşama ihtimalimizden çok daha düşük bir ihtimal olarak görüyoruz ya da ihtimal dahi vermiyoruz.
Ya da tek sorunsal matematiğimizin en az düşüncemiz kadar yetersiz olmasıdır..
ne olursa olsun hiç biri bu tutarsız halimizin tutar bir tarafı olmadığı gerçeğini değiştirmiyor..
Yasemin KODAT