“Casiye Suresi 45 6: İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah’tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!” Kur’an-ı Kerim’i okumaya, O’nunla ilgili düşüncelerimi yazmaya ömrüm oldukça devam edeceğim. Rivayetlere, hurafelere, “hadis” adı altında uydurulup Allah’ın Elçisi Peygamberim Muhammed’e iftira atanlara Allah’ın ayetlerini hatırlatmaya devam edeceğim. Adım çıktı dokuza, inmiyor sekize… Adamlar isim
(daha&helliip;)
Alemlerin Rabbi olan Allah; İnsanoğlunun en aciz, en savunmasız, yardıma – bakıma muhtaç olduğu zamanda anne ve babasının; kişiyi müthiş bir sabır ve sevgi ile büyüterek vermiş olduğu emeklerinin karşılığında onlara şükrederek nasıl davranmamız gerektiğini kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’de bizlere belirtmiştir. Kitabımızdan bir kaç ayet örnek vermek gerekirse; 1) “Diyanet Meali :6.151 – (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size
(daha&helliip;)
Ali imran 103 Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölunup parçalanmayın; Allah’ın uzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin duşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve guzele yol bulasınız. Dinin tek kaynagı Allahın kitabıdir ve dolayısıyla Kurandır. Bu gercegi göz önunde bulundurarak baslamis bulunuyorum bu yazıyi yazmaya.Bunun
(daha&helliip;)
Nur Suresi 30. Ayet: “Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.” Yaşar Nuri Öztürk meali ayetin bana göre “en çarpıcı” emri “bakışlarını yere indirsinler!” Hani şu bitmek bilmeyen; sürekli artan kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler, ırza geçmeler var ya, biz erkeklerin(!) Allah’ın emri yerine şeytana uymamızın eserleridirler(!). Bu lanet olası aşağılık
(daha&helliip;)
Bizler ne yazık ki Kur’an a, Allah ın ne söylediğini anlamak için bakmadığımızdan olsa gerek, bazı ayetleri görmemezlikten gelmemiz yetmiyormuş gibi, bazılarını da nesih edilme, yani hükmünü kaldırma yöntemiyle yok etmeye, üstünü örtmeye çalışıyoruz. Bunları yapan ancak, kendi nefsini aldatır. Nesih Kur’an içinde değil, Allah ın gönderdiği kitapları arasındadır. Çünkü Yaradan Kur’an ın tümüne iman etmedikçe, gerçek iman eden olamayacağımızı
(daha&helliip;)
Allah gerektiği her dönemde, uyarıcı elçiler ve kitaplar göndermiş, toplumun huzurlu ve mutlu yaşaması için, gereken ikaz ve uyarıları yapmıştır. Ne yazık ki yaptığı uyarılar, çok fazla uzun sürmemiştir. Yaradan en son uyarısını da Kur’an ile yaparak, bir daha ne elçi ne de uyarıcı kitap göndermeyeceğini, onun içinde Kur’an ı koruması altına aldığını, açıkça bizlere bildirmiştir. Daha önceki Ehli kitabın yanlışlarına,
(daha&helliip;)
Türkçe’ye, Fransızca paradoxe sözcüğünden türeyerek giren paradoks sözcüğünün, etimolojik anlamda kökeni Yunanca paradoksos yani “karşıt-çelişen (düşünce)”dir. Paradokson, paradoks (karşıt düşünce) içeren iddia anlamındadır. (Yunanca para: Yan(ında), boyunca; üzerinden, dışa; karşı. Yunanca doksa: Düşünce; niyet. Ayrıca Yunanca dogma: Düşünce; karar; tez.) Bu Yunanca kökenli sözcüğün Latince’ye paradoxus olarak girmesi, sözcüğün daha sonra (17. yüzyılda) batı dillerinde yer almasını sağlamıştır. Kökende sözcük
(daha&helliip;)
Hikmeti kelimelerin kalbine koyan Allah’ın adıyla “Ay bakışlım benim Hazırlıklı ol! Bir ayet gibi inebilirim kalbine” (Gülziya-M.Çelik) Allah’ın anlam denizinde bir dalganın kucaklamak üzere olduğu diğer dalgaya seslenişi bu sonra özümsenip içsellenişi. Başka bir boyutta bilginin ateş olması ateşin de düştüğü yeri yakması. Başlangıç bir dirilişse her oluşun dirilişi ilk ayetin kalbe düşmesiyle başlar. Kalbe düşenleri okumak ve ateş
(daha&helliip;)