Şu bir gerçektir ki insanın var edilmesiyle birlikte yeryüzünde iki akım/ iki fikir oluşmuş ve bu iki akım ilk insanlardan bu yana iki nehir olarak aka gelmiştir.
Bu nehirlerden biri iman/inanç nehri, diğeri ise inançsızlık yani günümüz tabiriyle ateizmdir.
Bu akımlardan biri kainatı anlamlandırarak aydınlatan ve var olan her şeyi anlamlı kılan bir manevi bir ışık, bir nur olan Allah inancıdır…
Diğeri ise kâinatı ve varlığı boşluğa, abesiyete, tesadüfe, anlamsızlığa ve karanlığa iten Ateist düşüncedir…
Ve yine hiç şüphesiz bu iki akım kıyamete kadar varlıklarını devam ettireceklerdir. Ve bu iki nehirden hiçbiri bir diğerini tamamen kurutamayacaktır. Ta ki kıyamete kadar… Zira Allah’ın insana verdiği özgür irade onun inanmak ya da inanmamak konusunda özgür olması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Aslında asıl mesele bu iki nehrin, iki akımın akıp gelmesi değil sizin bu akan nehirlerden hangisinde olduğunuzdur. Neticede nehirler ve nehirle birlikte içinde akanlar bir yere dökülecek… Seçim sizin…
Bu yazımızın amacı “ateist olanları imana teslim etme” veya onları “ister istemez inanamaya mecbur edecek deliller ortaya koymak” değil elbette… Zaten biz ne söylersek söyleyelim, ne anlatırsak anlatalım inançsızlar içinde olup da;
Asla inandıramayacağımızı çok iyi biliyoruz. O yüzden yukarıda saydığımız kategorilerden birine giren bir düşünceye sahipseniz lütfen bu yazıyı okumayı bırakın!
Allah’ın varlığını bilimsel kanıtlarla matematiksel olarak formüle etmek şimdilik mümkün değildir. Ben şahsen böyle bir iddiada da değilim. Bu mümkün olduğunda ise kıyamet saati geldi demektir. Zira böyle bir ispat mümkün olduğunda dünyadaki imtihan sırrı ortadan kalkacak ve istisnasız tüm insanlar Allah’a inanmak zorunda kalacaklardır.
Bununla birlikte evren Allah’ın varlığını gösteren ve ona işaret eden sayısız bilgiyle doludur. Hatta bir atomun yapısından tutun da evrenin tamamına varıncaya kadar herşey Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eder. Nasıl ki;
Biz her ne kadar matematiksel formüllerle ispat edemezsek ve bilimsel olarak açıklayamasak da
İşte bu bu yazıya zaviyeden bakınız. İnanıp inanmamak tamamen sizlerin seçiminize kalmıştır…
Görülen odur ki Allah inanç konusunda insanları özgür bırakmış onları inanca zorlama noktasında gücünü kullanmamıştır. Eğer o herkesin kendisine inanmasını isteseydi şüphesiz bunu yapardı.
İşte ateistleri yanıltan durumlardan biri budur. “Allah varsa o halde neden herkesin kendisine inanmasını sağlamıyor?”
Aslında bu soru insana verilen özgür iradenin hem sonucu hem de kanıtıdır.
Allah’ın kendisine şeksiz şüphesiz inanan ve emrinden çıkmayan melekler gibi, ya da onu anlayıp idrak edemeyecek akıl ve şuur sahibi olmayan hayvanlar gibi mahlûku çoktur. Oysa insan yaratılışı gereği sahip olduğu akıl, irade, idrak, ruh, kalp gibi daha bir çok hissiyatı ve cihazatıyla hem melaikeden daha üstün bir varlık olabilme, hem de aşağılıkların en aşağılığı olabilme potansiyeline sahiptir.
İşte eğer Allah herkesi kendisine inanmaya zorlasa ve inandırsa o zaman insan “insan” olmazdı.
Devam edecek…
Selam ve dua ile
Metin AYDIN
Reply to cem erdem Cancel reply