Geleceğin İnşaası…

 

İslam toplumlarının geleceği nasıl inşaa edilecek ,medeniyet anlamında geleceği inşaa etmek bu gün kinden daha farklı bir bakış ve değerlendirme ölçütü ortaya koymak gerekecek. Oysa en fazla kafa yormamız gereken konu budur. Geleceği kim inşa edecek, nasıl inşa edecek zira yeryüzünü acımasız zorba despotik sömürgeci güçler mi?? ve (ekini) insan fıtratı ve toplumu fesada uğratan bilinçli ve sistematik saldırganlar mı?? Yeryüzünde açlık yoksulluk sömürü mü adaletsizlik mi hakimiyetini devam ettirecek Zülme ve Adaletsizliğe karşı tekbir alternatif kalmıştır onun adı da İSLAM dır. Asırlar sonra yeryüzü medeniyet anlamında bir kez daha şirk sömürge despotik güçlerle kaşı karşıya gelecektir.ANCAK İslam bir bütün olarak bilgi, bilinç, ekonomi ,sosyal yaşam , kültür,sanat algısını bir düşünelim ne dersiniz bu karşılaşmanın neresindeyiz. . Gelecek yüzyılları kim inşa edecek Şirk mi zulum mü sömürü mü evrensel İslam algısı mı İSLAM ADI ALTINDA SUNULAN GELENEKÇİ KAYNAKTAN ÜRETİLEN DİN İSLAM DİNİ İLE MÜCADELE EDECEKTİR.Doğrusunu Rabbimiz bilir ama yakın gelecekte Gerçek islamın en büyük düşmanı sahte İslam olacaktır Müslümanlar islamı anmaya bile çekinecekleri bir dönem bizi bekliyor .Sorumlusu sahte sanal taklitçi mezhepçi din algısı ?? İslam medeniyetinin dinamikleri insanlığın başlangıcı ile başlar. Bu süreç inişli çıkışlı bir seyir göstermiştir . İslam öğretisi gereği medeniyet algısı da farklı olmak zorundaydı .Tüm zamanlar boyunca görmezden gelinen veya yok edilmeye çalışılan bu kültür.Dahası Müslümanlar tarafından da gereği gibi ifade edil elememiştir.Yapısı ve değerleri gereği olması gereken alternatiflik rolu anlaşılabilmiş değildir.İslam’ın ilk yılları (Hz Peygamber dönemi hariç) kısa süre sonra başlayan çalkantılar ve fırtınalar başlamış ve hala bitmiş değildir.Oysa tüm zamanlar boyunca bütün karmaşa ve adaletsizliğin gerçek ilacını içinde barındırmakta idi.Bu durum ne görüldü nede gösterildi.Elbette Endülüs ve Bağdat kültürü tarihe damgasının vurmuş ancak beklenen iyi bu değildi.Bu olmamalı idi.

Son yüzyılda İslam adeta tarih sahnesinden çekilmiş ve Müslüman halklar bir şekilde sindirilmiş öz güvenleri elinden alınmış ,değil alternatiflik ,varlığını ve gerçekliğini inkar konumuna geçmiştir. Bir birinden koparılmış ve farklılaşmış bu kültür gettolar halinde yaşamaya başlamıştır. Modernizm,batıcılık ,ulusçuluk ,milliyetçilik rüzgarları ile savrulmuşlardır. Müslümanlar zaman, zaman baz ı bireysel gayretler ve yanlış yönlendirilen hareketler ,çıkış bulamaz hale gelmiş ve gelmektedir. Dünya müstekbirleri İslam dünyasının en küçük birimine el atmışlar. Onları Kuranın mesajından uzak tutmak için tüm gayretlerini sarf etmişler,Müslümanları kendi kitaplarına düşman etmiş dokunamaz hale getirmişlerdir.Kuranın anlaşılmasına ilk Müslümanlar karşı çıkar hale gelmişlerdir.Müslümanlar bilmeden temel kaynaklarına düşman olur hale gelmişlerdir .

Müslüman topluluklar adeta zihinsel olarak da yılgın bezgin ve ataletli bir hale getirilmişlerdir.Gerçi bir çok topluluk bunu seve seve yapmaya hazır olmuşlardır Müslüman ülkelerin?? ihracatı toplamı BİR ALMANYA kadar olamamıştır.Yer yüzünde onca imkanına rağmen en sorunlu en sağlıksız bölgeler Müslümanların yaşam alanları olmuştur.Acaba neden ? Tarihin tüm dönemlerinde çağdaş bir yönetim anlayışı geliştiremeyen insanımız ilkel emirlik krallık padişahlık sultanlık gibi gayri İslami yönetim biçimlerinin dışına çıkamamıştır.Hala üretim ,tüketim ,Pazar ,piyasa , finans, işlerinin nevi açıklanmış değildir.Modern anlamda Finans konusunda söz söyleyecek durumda değiliz.Çağdaş çözümlerimiz nerede,Yetkin bilim adamlarımızın sistematik ,kurumsal ve kalıcı çözümleyici ürünleri nerede. Nerede kavramsal bilgisel,epistemolojik çalışmalar.tezler nerede, nerede tezlerimiz,hipotezlerimiz,nede teorisel çalışmalar Onca yüz yıllık birikimimiz nerede bize İslam medeniyetinden kalan ne ,Yeryüzü vahşet medeniyetine karşı kuşatıcı cözümleyici ve imar edici ,onarıcı rahmet medeniyeti nerede neden ortalarda yok, Hiç mi bir miras veya iz kalmadı. SORUNUMUZ NE KURAN YOLUNDA harcanan bunca emeğin bir değeri bir ürünü yokmudur .

Sorun şu ki Nakilci ,şekilci ,gelenekci ,teslimiyetçi düşüncenin yaygınlaşması şabloncu mantığın Müslümanları esir alması ile kültür den öte medeniyet anlamında kaybetmeye başladık,Müslümanlar sorunların işlevsel analizci Kuran algısı ile çözmek yerine ,işlevsiz gelenekci şabloncu düşünce ile çözmeye kalktılar.Bazıları da zoru görünce sorunlarına pozitivist fetvalar aradılar.İşin magazinsel yöne sayı ve sıralamaların peşine düştüler. İslamı en sağlam ve açık içeriğine rağmen kolaycı bir mantık olarak sentezci eklemlemeler Rabbimizin üret dediği yerde üretmeyip şirk medeniyetlerinden kopya-yapıştır-karıştır mantığı ile farklı bir din anlayışı ortaya çıkardı. Müslümanların en büyük sorunu Kuranın aydınlatıcı ruhu yerine karışık ve şabloncu nakilcili tercih etmiş olması dır.Oysa varlığın ve birliğin sahibinin aktif yol göstericilini takip etmek gerekli değil miydi.Kurana dönüşle kuranın aydınlatıcı yol gösterici ve bereketli iklimini bulmak gerekmez miydi.Işığı kaybettiğimiz yerde bulmamız gerekmez miydi zilleti ,zilletle nasıl halledeceğiz.Hastalıklı çağımız insanlık ve ahlak tanımaz vahşi kapitalizmin sömürü çarklarını ve hastalıklı ruhları diriltecek medeni anlayış nerede olacaktır.Kim dur diyecek çağdaş katliamlara ,çağdaş sömürülere ,İnsanlığın hızla karanlığa sürüklendiği ,sömürünün sadece elindeki alet olmaktan çağ nasıl çıkacaktır. Çağa Müslümanların bir borcu yok mudur. Yer yüzü zilletine dur diyecek hangi güç kalmıştır ,islamın dışında .Sorun bir ahlak ve sorumuluk bilinci sorunudur. Yer yüzü adalete özgürlüğe hakka hakça paylaşıma islamın eli ile ulaşacak değil midir?. Ancak şu hali ile ne kitleler nede Müslümanlar bu çağcıl sorunu çözme eğilimindedirler.Yolsuz kılavuzsuz ,bilinçsiz buldukları ve önlerine sunulan ilkyolu Kuran yolu belleyip terk etmemecesine sarılmış durumdadırlar.Pragmatizmin tadına o kadar varmışlardır ki Evrensel Kuran yolunu dikkate almaz olmuşlardır.Yazık ki evrensel hakikate verdikleri değer hastalıklı şirk dolu yolların milyonda biri değildir.

Hastalık Müslüman kitleler üzerinde daha da ağır seyretmekte Rabblerine güveneyenler sermayenini ,makamın gücüne güvenir olmuşlardır.BU yaklaşım geniş kitlerer yaygınlaşınca meşruyet kazanmaktadır.Yeryüzünün en mükemmel medeniyeti yerine zorba zalim fırsatçı rahmete değil zulum ,zahmete dayalı kültür algısı yerleşir olmuştur.Elbette bu süreçler üzerinde dış faktörler etkilidir ancak şu hakikat gözden kaçmamalıdır.Şeytani eğilimler olmadan Müslümanlara zalimlerin yapabileceği çok sınırlıdır. Çünkü Alemlerin Rabbinin korumasına giren için korku da yoktur Hüzünde

Ez cümle Yaşlı dünyanın adalete özgürlüğe barışa ihtiyacı vardır. Bunu aday tek alternatifi İslam medeniyetidir.Yeryüzünün ,rahmet barış bereket adaletle tanışması sorumluluğu yeryüzü Müslümanlarına aittir.Ya bilinçler yenilenecek ve kendimizde yenileneceğiz yada çağın karanlığında diğerlerinin olduğu gibi yuvarlanacağız ,Geçmişe methiyeler düzerek ,ağıt yakarak olmayacak arabesk söylemlere takılarak gidilecek yer yoktur.Kuran yolu ve sonucu açıkça göstermiştir.Faturayı ödemek istemeyenler geçmişte olduğu gibi günümüzde de yan yollara sapmaya kılıfı da süslemeye devam etmektedirler. Göz yaşları içinde geçmişin hikâyelerini dinleyen ve bundan mest olanlar, Kuranın hakikatlerine gözünün ucu ile bakmamaktadırlar. Bundan başka kitap getir taleplerini bin bir dalavere ile iletmektedir. Zaten ,sorunsalımız bu değil midir.Herkes kendi durumunu en iyi bilir .Bir topluluğun doğruya talip olmadık ca asla doğruya ulaşamayacağını Rabbimiz bize bildirmedi mi Anlatmak istediğimiz medeniyet algımızın ve dinamiklerinin durumu dur.maalesef evrensel hakikatin tüm boyutları ile değil her topluluk kendi elindeki ile yetinir olmuştur. Eğer bir şeye adaysanız gereğini yerine getirmek durumundasınız demektir.Acaba yeryüzü sorunlarını mesela açlık,mesela savaşlar mesela çevre ,mesela finans mesela paylaşım sorunu ,mesela yönetimsel sorun ,nasıl çözülecek nerede alternatifleriniz ,mesela çocuk ölümleri, mesela küresel ısınma nedir çözümlerimiz.Yönetsel problemleri nasıl çözeceğiz önerisi olan var mı?? Orta çağ site devlet yaklaşımı ile nasıl sorun çözeceksiniz.Hukuk alanında kafanız net mi 300-500 yıllık küflü fetvalarla global problemleri nasıl çözeceğiz,sözde yakın komşumuzun dünyaya meydan okuyan naraları duyarken son olayda nasıl çuvalladığını üzülerek izledik.Yani asıl iş evrensel medeniyet algısıdır.Siz yeryüzü medeniyeti bütüncül olarak inşa etmezseniz kanlarınıza da canlarınıza da yazık olur.

Ümitsiz olamamak gerek zira din babamızın dini değildir .Rabbimiz yapamayanların yerine yapanları getirir.Tüm bu olumsuzluklara rağmen Kuran bağlıları gün be gün ortaya çıkmakta ,değeri ,anlamı hakikati rablerinde arayanlar asıl olanın kendilerinde değil kendilerine yeri geldiğinde verilecekte olduğuna inanırlar,yapması gerekeni bilerek isteyerek katlanarak yaparlar.Sonuç odaklı değil ,süreç odaklı çalışırlar.Gerektiğinde işittik ve itaat ettik derken gereğinde milim milim analız yaparlar.Asıl sorumluluğumuzla birlikte İnsanlığa tarihe ve yer yüzüne karşı sorumluluğumuz var.Daha fazla kazanç ve Tahakküm uğruna canlıların genetiğinden (kültürü bozarlar)tutunda yüz binleri katletmeyi göze almış ,sömürüde sınır tanımayan vahşileri hangi medeni adımlar durduracaktır. Yenilgi psikolojisi ne zaman atılacak atalet üzerimizden ne zaman kalkacak haftalık bir gün tadımlık sohbet???seansları ile ne zamana kadar idare edeceğiz.Bilinenin tekrarı olan bir takım tarihsel tartışmaların dışına ne zaman çıkılacak.Ekonomi ,sosyal yaşam ,kültür sanat yaklaşımımızın adı ne olacak, siz iyi bir ürün üretmezseniz yada iyi ürünü ortaya çıkarmazsanız müşteride bulamazsınız.Ne zaman yeni özgün ve özel düşünceler ne zaman üretilecek. Yeryüzünü imar yeryüzü medeniyeti ile gerçekleşir.Kapalı kapılar arkasında evrensel sorunlar ve hakikatlerden uzak kapalı devre şirk et mantığı ile çalışan rahmet kapılarını kapayan anlayışlar kendilerini ifade edemeyen ezik silik bireyler yetiştirerek olmaz,Birey lereniz uluslar arası rekabeti bilen yetkin yetişkin özgüvenli Kainatın sahibinin arkasında olduğunu bilen bireyler olmalı .İslam medeniyeti gelecek yüzyıllara damgasını vurabilecek mi .Bunun yolu evrensel hakikatlere dayalı evrensel çözümler üretmekten geçer. Yer yüzü Vahşet medeniyetinin yerine rahmet medeniyetini bekliyor.Acaba daha ne kadar bekleyecek ?
SERVİSOGLU 67

 


About the Author
Author

servisoglu

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website