Allah susuzluğu verdi suya kanma ihtiyacına karşılık suyu da yarattı açlığı verdi doyma ihtiyacına karşılık yiyecekleri de yarattı soğuğu verdi ısınma ihtiyacına karşılık ateşi de var etti şehveti var etti orgazm ihtiyacına karsılık seksi de yarattı yorgunluğu verdi dinlenmek ihtiyacına karşılık uykuyu da yarattı ölüm korkusunu verdi ölümsüzlük ihtiyacına karşılık ahireti de yarattı Yazar : pelin güçlü
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz yıl Sır (Secret) adlı bir kitap çok popüler olmuş ve herkesin dilinden ve elinden düşmez olmuştu. Neticesinde filmi çekildi, televizyon programlarına konu oldu. Bu çılgınlık sırasında okumadığım kitabı geçenlerde okuma şansım oldu. Kitabı okuduğum zaman farkına vardım ki sır olarak anlatılan hiç bir şey yeni değil. Zaten kitabın da yeni bir şey anlatma iddiası yok. Anlatılan konular tarih boyunca
(daha&helliip;)
Günümüzde o kadar çok duyuyorum ki bu sözü: “Bir arkadaşım var, inanmıyor ama çok iyi insan. ” Ya da şu şekilde “ben zaten çok içmiyorum, arkadaş ortamında içmek zorunda kalıyorum hem benim kalbim temiz. Ayrıca Allah’ın benim kıldığım namaza ne ihtiyacı var? Ben başkalarına bir kötülük yapmıyorum ki. ” Zaten kötülük deyince insanların aklına gelen de hırsızlık ve adam öldürmekten
(daha&helliip;)
Kuran`ın bir çok emri arasında bazıları öne çıkıyor ki bunlar sanki yaşamımız için temel mekanizmaları oluşturuyor. Benim gözlemime göre şükür, sabır, dua ve tövbe de bu mekanizmaların dördü. Allah bizlere her türlü nimetini hiç usanmadan, sıkılmadan dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren veriyor. Elimizdeki ile yetinmeyip daha fazlasını istediğimiz zaman bile aslında çok fazlasına sahibiz. Bunun için Allah Kuran`da sıklıkla bir
(daha&helliip;)
Etrafımdaki birçok insan hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi yaşıyor. Gülerken, ağlarken, başka bir insanın dedikodusunu yaparken, eğlenirken, sahip oldukları için hayıflanırken, hep olamadıklarını arzularken ya da sahip olduklarını delice savururken.. İnsanların egolarının bu kadar büyük olmasına çok şaşırıyorum. Yaşarken sanki bu sahip olduklarını sadece kendileri elde etmiş gibi yaşayıp, ne geriyi ne ileriyi hiçbir zaman düşünmüyorlar. Bilmeliyiz ki bize can veren
(daha&helliip;)
Yaz mevsimi, ulkemizde trafik kazalarinin oldukca yogun yasandigi bir donemdir. Bircok insan gibi ben de uzunyola giderken tedirgin oldum. Acaba birazdan hic beklenmedik bir sekilde arabanin lastigi patlasa veya yabanci bir araba kazaya sebep olsa; elimizden ne gelebilir ki? Ve ardindan bugune kadar yaptiklarim aklima geldi… Acaba bugun olsem Allah`in karsisina cikmaya hazir miyim? Acaba bugun olsem, gunahlarimla, hatalarimla yuzlesmeye
(daha&helliip;)
Daha önceki yazılarımda dini yaymanın (tebliğ yapmanın) öneminden hatta peygamberlerin asıl görevi olduğundan bahsetmiştim. Dini yaymak, insanlara ulaştırmak başlıca görevlerimizden. Hepimizin bildiği gibi dünya yaşamı gerçekten kısa özellikle sonsuz bir yaşama göre kıyaslarsak 100 yıl ile 10 yıl arasında da çok büyük bir fark olmadığını anlayabiliriz. Peki bu kısa yaşantımızda neler yapmalıyız ki çevremizdekiler dahil bir çok insanın dini öğrenmesini,
(daha&helliip;)
Dindar bir çevremiz olsun olmasın Türkiye’de yaşıyorsanız cami veya mescit yaptırmanın, yeniletmenin çok sevap olduğunu duymuşsunuzdur. Elbette ki mescit yaptırmanın ne kadar sevap olacağı hakkında bir ayet yok fakat Allah’ın mescitlere verdiği önemi mescitlerde namaz kılanların manevi ve fiziksel özelliklerini anlattığı aşağıdaki ayetlerden anlayabiliriz. “Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- …
- 76
-