Dinde Hüküm Yalnızca Allah’ındır

Dinde Hüküm Yalnızca Allah’ındır

Hüküm yalnız Allah’ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar. (Yusuf Suresi, 40)

26- Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.

27- Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. (Kehf Suresi 26,27)

Hüküm Allah’tan başkasına bırakılırsa, dosdoğru dinden sapılmış olunur. Kuran’dan referans almadan hadislere dayandırılarak verilen hükümler Allah’ın hükmü değildir. Mezhepleri dine eşitlemek, Allah’ın hüküm koyucu yetkisini başkasına vermek demektir. Oysa Kuran ayetlerinden açık bir şekilde görüldüğü gibi Allah’ın dinin evrensel hükümleri konusunda hiçbir ortağı yoktur. Kişilerin şahsi hükümleri din olamaz. Kehf suresi 27. ayetten, Allah’ın hükmüne uymanın ancak Allah’ın vahyine uymakla yerine getirilebileceğini anlarız. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur ama mezhepler nasih-mensuhla, uydurma hadislerle, mezhep görüşleriyle Allah’ın hükümlerini değiştirmeye yeltenmişlerdir. (Bunu, bu niyetle yapmamış olsalar da sonuç budur.) Allah’ın hükümleri Allah’ın vahyi olan Kuran’dadır. Hükmün yalnız Allah’ın olması (12-Yusuf Suresi 40) ve Allah’ın hükmüne kimsenin ortak kılınmaması (18-Kehf Suresi 26) için Allah’ın hükümlerinin hepsini içeren Kuran’ı, dinin tek kaynağı yapmak zorundayız. Eğer Allah’ın hükmünü içermeyen ve O’nun tarafından gönderilmemiş olan kitapları, dini hüküm kaynağı yapıyorsak (ister mezhep ilmihali, ister hadis kitabı olsun), Allah’ın kitabı Kuran’la çeliştiğimizi bilmeliyiz. Bu kitapların Buhari, Müslim, Ebu Davud gibi adlarla anılmaları ve mezheplerin Hanefi, Şafi, Caferi gibi adları; bu kitap ve mezheplerdeki aktarılanların (hükümlerin) sahiplerinin Allah değil, bu şahıslar olduklarını daha baştan adlarıyla ortaya koymaktadır.

Allah’a çağıran, yararlı işler yapan ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel söz söyleyen kim vardır? (Fussilet Suresi, 33)

Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. (Enam Suresi, 115)

Allah’ın dini, Kuran’ın indirilmesinin bitişiyle Peygamberimiz hayattayken tamamlanmıştır. Kuran yazdırılmış, ezberlenmiş ve başı sonu belli bir kaynak olarak rehberimiz olmuştur. Peygamberimiz döneminde yazılması yasak olan hadisleri, sonradan toplayan kitaplar, Peygamberimiz’in vefatından birkaç yüzyıl sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Kuran ayetlerine göre Allah’ın sözleri değiştirilemez bir şekilde tamamken, her nedense insanlar bununla yetinmeyip yeni sözler aramışlardır. Bu zihniyete göre İmam Şafi’nin içtihatları, On iki İmam’ın fetvaları veya Hanefi imamların izahları ile din tamamlanabilir. Bu anlayıştaki kişilere göre din, daha evvel tamam değildir ki bu şahısların yorum, içtihat ve izahları dini tamamlamıştır. Ayrıca mezhepçi İslam’ın savunucuları, bununla da yetinmeyip, nasih-mensuh anlayışına dayalı izahları sonucunda, hadislerle Kuran’ın ayetlerinin bazı hükümlerini bile iptal edip, yerine kendi izahlarını ve hadisleri koymuşlardır. Böylece Allah’ın sözlerini değiştirebilecek hiç kimse olmadığıyla ilgili olan Kuran ayetleriyle çelişmişlerdir.


About the Author
Author

Editor 2

Leave a reply

Name (required)

Website