İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, başka bir ifadeyle iyilikte yardımlaşıp kötülüğe karşı koymak, Kur’an’ın kendi üslubuyla ele aldığı hem ferdi hem de toplumsal tarafı olan çok önemli ahlaki bir prensiptir. Çünkü bir toplumda huzur ve güvenin tesis edilmesi, ancak bu prensibin tatbikiyle mümkündür. Bu yüzden vurdumduymazlığın ve nemelazımcılığın kol gezdiği toplumlarda iyilik ve güzellik vasfını taşıyan her fiil, yerini kötülüğe ve
(daha&helliip;)
Şehitlerle ilgili başlamış olduğumuz yazı dizisine yurt dışına çıkmış olmamız sebebiyle ara vermek zorunda kaldık. Geçen yazımızda bu uğurda canlarını feda etmiş olan şahsiyetlerin Yüce Allah katında çok özel bir yerleri olduğundan ve onların asla ölüler olmadığından bahsetmiştik. Bugün de yine bu bağlamda hayatlarını ortaya koyanların, mükafat bakımından kendilerini nelerin beklediği hususunda Kur’an eksenli bilgiler arz etmeye çalışacağız. Hicret, iyiyi,
(daha&helliip;)
Bizler İslam ı birilerinin güdümünde yaşayıp, öğretilenleri Rabbimin rehberinden kontrol etme gereği duymadığımızda, ortaya çıkan imanın, Rabbimin önerdiği bir iman şekli olduğunu asla bilemeyiz. Allahın huzuruna vardığımızda eğer, üzücü bir durumla karşılaşmak istemiyorsak imanımızı, inancımızı mutlaka Allahın, sizler için rehber olsun diye gönderdim dediği KUR’AN İLE KARŞILAŞTIRMALIYIZ. Allah bizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitabını, asla anlaşılması zor yapmaz. Allah
(daha&helliip;)
Dokunusunu hisseder gibiyim azrailin. Yavas yavas süzülüyor ruhum bedenimden. Dayanılmaz bir acıyla büyüyor gözbebeklerim, kesiliyor nefesim. Ben ölüyorum. Yaptıklarım geçiyor gözlerimin önünden, seni kırdıgım anlar, içtigim içkiler, oynadıgım kumarlar. Gece hayatım, bilerek zevk alarak işledigim günahlar, hepsi su an karşımdalar. Ürkütüyor beni gördüklerim, çektigim acıyı dayanılmaz hale getiriyor, katlıyor katlıyor… Büyüyor gözbebeklerim, kesiliyor nefesim. Ben ölüyorum. Dilim dönmüyor, isteyemiyorum yardim.
(daha&helliip;)
Onlara: “Allâh`ın indirdiğine ve Elçi`ye gelin!” dense, “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter!” derler. Babaları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı? (Maide-104) Son zamanlarda internette dolaşan bir karikatüre hepiniz rastlamışsınızdır. Karikatürde taasuplu-muhafazakar bir aile çizilmiş. Ailenin küçük ve yaramaz çocuğu, duvardaki Kur`an-ı Kerim`e eli yetişmediği için, duvara bir merdiven dayamış ve ellerini Kur`an-ı Kerim`e uzatmış.
(daha&helliip;)
Hiç düşündünüzmü ? Sonsuz güç ve kudret sahibi Allah, Kurandaki anlatımlarında özellikle peygamber kıssalarında bir şeyler istemektedir. 1. hz. Musa örneğini alalım Firavuna gönderir sonra denizden kaçış öyküsü vardır. Denizden geçtikten sonra tek çeşit yemek çile dert ve sıkıntılar.. Bu arada Firavun ve ordusu denizde yok edilir… Oysa: Allah Musayla tebliğ yaptırdıktan sonra inanan inandı inanmıyanlara meleklerini gönderir Firavunun ve
(daha&helliip;)
KİMLER CEHENNEMLİKTİR ? Değerli okurlar, bu güne kadar hep birbirimizi cennemlikle suçlayıp durduk. Bizim görüşümüze, bizim anlayışımıza uzak duranlara cehennemlikle ihtam ettik durduk. İslam anlayışında birleşenler bile sıra mezheplere geldiği zaman hep doğru yolun kendilerinkisi olduğunu ileri sürüp durdurlar, onların dışında kalanları, dinsiz, kafir ilan etmektedirler. Bunu sadece bizim inancımızla sınırlı tutmıyalım, biraz açılırsak yahudiler de kendi aralarında bölünmüşlerdir. Hıristiyanlarda
(daha&helliip;)
Bir gün oflu hoca bir toplantıya davet edilir yenilir içilir sıra konuşmalara gelir bektaşi anlatır anlatır anlatır en sonun da da oflu hocaya dönerek siz ne dersiniz hocam der? Of lu hoca “öyle anlattın ki eğer imanın olsaydı kafir olurdun“der!!! Yazılan yazılara şöyle bir göz attım samimi olanları tenzih etmekle beraber bende of lu hoca gibi düşünüyorum. Allah elçisine bile
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- …
- 93
-