Sen gelsen de dursa ters yöne esen rüzgarlar
Dursa, ağacın yaprağına duyduğu hasreti
Gel sen de sussa ağlayan gözler
Çıksa karanlıklardan ruhum!
Senin nurunla tanışsa Ya Rasulullah…
Karanlık yolların, karanlık sokaklarında
Kaybolan gençliğim seninle buluşsa
Sahte hülyalara dalmaktan uyansam
Sen… Sen gelsen de Ya Rasulullah!
Dünyalık heveslerle unutulan yetim çocukların,
Zalimin zulmü ile kavrulan insanların,
Kurtuluş ümidi, bir küçük sevinci…
Sen… !Bir sen olsan Ya Rasullullah.
Hani mağarada korunmasız bir halde iken
Senin canın için endişe eden,
Yol arkadaşın Hz. Ebubekir`e: La Tahzen innAllahe meana!
Üzülme, Allah bizimle demiştin ya,
Üzülen bizlere bunu nakış nakış işlesen Ya Rasullulah!
Dünyalık sıkıntıların çıkmazına düştüğüm anda,
Senin hayatın canlanıveriyor, yüreğimde sayha sayha..
Gözlerim doluyor, u-tanıyorum Ya Rasullullah!
Yetimliğin, taşlanışın, sürülüşün ve aç kalışın geliyor aklıma..
Derdim DERDİNİN içinde yok oluveriyor…
… YOK-oluveriyor Ya Rasullulah!
Biz göremedik, şahit olamadık, konaşamadık..
Daldık… Unuttuk… Kimi zaman ise hatırladık!
SEN şimdi gelsen de girsen gönüllere,
Gönüllerde ebediyen kalasan Ya Rasullullah.
` F. RUMEYSA YÜKSEL`