Umarız ki tereddüt etmediniz, zira bu makalemizde, KUR’AN okumanın zararlarından bahsetmeyi düşünüyoruz. Bizim millet alışıktır ya, başlığa bakarak, yorumlar yapmaya, hani ondan diyoruz Evet, evet KUR’AN okumanın zararlarından bahsedeceğiz, Çünkü pek çok zaviyeden KUR’AN okumak tehlikeli ve zararlıdır (!) Düşünüyoruz da, bir tarafta sahip olduğumuz en aydınlık EVRENSEL çapta yegane hidayet rehberimiz KUR’AN, öbür yanda onun nazm-ı celilini törensel
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz Çarşamba gecesi Beraat Kandili olarak kutlandı. Kutlandı diyorum çünkü camiler doldu taştı, evlerde dualar edildi, namazlar kılındı. Kuran’da kandillerden bahsedilmediği, dolayısıyla kandillerin dini değil de geleneksel günler olduğu artık sıklıkla ortaya konan bir mesele. Benim bahsetmek istediğim, yani aslında eleştirdiğim ise insanların Allah’a yaklaşmak için illa ki böyle özel günler bekliyor olmaları. Diğer tüm geceleri dizi ya da maç
(daha&helliip;)
Düşün! (tefekkür) Geçmişe (tezekkür) ve geleceğe yönelik(tedebbür) düşün!… Ve tüm bu düşünmeler arasında bağ kur! (taakkûl) Sonra bugüne ve buraya dair çıkarım yap, düşünceni an da yoğur!(tefakkuh)… Ama düşünürken sakın sığ düşünme! (tefkir) Tefekkür et ama tefkir etme! Düşünceni ölç ve biç! Sonra bir daha ölç ve biç! Sonra etrafını süz, ama akıl melekelerinin tamamını kullan ve hükmünü ver! Fakat
(daha&helliip;)
KURAN I ANLAMAMAK İÇİN Kuranı anlamamak için o kadar çok mazeret varki ??? seç seçebildiğini zira Kurani düşünce ağır bir sorumluluk demektir aynı zamanda ağır sınav süreçlerini yaşamak kolay bir detay değildir.Kuranı anlamayı anlamak gerekir öncelikle yani Kuranı anlamak ne demek öncelikle başkalarının anladığını anlamak değıldır elbette ortak sonuçlara varıla bilir ama bunun süreci ayrı özel ve özgün yaşamalıdır.Yeryüzünün en
(daha&helliip;)
Biz insanlara Kuran’ın Türkçesini okuyun, Allah Kuran’ı bizlere öğüt almamız için (54 Kamer Suresi -17) göndermiştir dedikçe farklı farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Bir kısım Kuran’ın Arapçasını okumayı sevap sayarken bir kısım da kalkıp “Kuran’ın Türkçesini okuyunca okuyasım gelmiyor benim, kadınlara karşı, aklımın almadığı bir sürü şey var” diyor. Başlık başlık detaya girip de konunun esasını kaçırmak istemiyorum. Zaten bu tip ifadelerde
(daha&helliip;)
Toplum arasında yaygın olarak kullanılan ifadelerden birisi “herkes işini doğru yapsın”dır. Bu ifade elbette doğrudur. Ancak onun, bazen insanlar tarafından belli sorumluluklardan kurtulmak için kullanıldığını görüyoruz. Allah’ın dininde dini güzel bir şekilde anlatmak, insanları kötülüklerden uzak tutmak için uyarmak bir görevken bu görevden kaçınmak isteyenler “herkes kendi işini yapsın” argümanına sarılıyorlar. Peki herkes kendi görevini yapacaksa, yanlış yolda olan, bir
(daha&helliip;)
Terazinin dengesini, eşitsizlik bozar. Terazinin bir kefesinin yükselmesi için, diğer kefenin alçalması gerekir. Zenginliğin olduğu yerde, fakirlik olmak zorundadır. Zengin fakirin hakkını alarak semirir, büyür. Her insanın emeğinin haricinde bir kazancı olamaz. Zenginliğini kendindeki bir bilgiye bağlayan, Karunlaşmış demektir. “Onlar bu kıyameti uzak görüyorlar, biz ise onu yakın görüyoruz.- O gün gök erimiş maden gibi olur. Dağlar ise atılmış yün
(daha&helliip;)
“Dünyada Mekân, Ahirette İman” Atalarımız mı söylemiş bu sözü? Sanmıyorum. Çünkü biz geçmişinde Müslüman olan bir toplumuz. Bizim gerçek Müslüman atalarımız asla böyle maddeci düşünmezlerdi. Bu söz, olsa olsa yine birçok uydurma ve kandırmaca söz gibi, din adına, kendilerini Kur’an’dan soyutlamış başkaları tarafından uydurulmuştur. Nasıl olur da biz insanlar, düşünen yaratıklar iken, düşünmeden konuşan ve amel eden yaratıklara dönüşmüşüz. Yoksa
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- …
- 79
-