ATEİZM YANILGISI-5

 

Ateizmin belki de en önemli yanılgısı dinin bilimle çatışma halinde olduğunu iddia etmesidir. Üzülerek söylemeliyim ki bu yanılgıya teist dünya görüşüne sahip bazı kesimlerin düştükleri de olmuştur.

Oysa– islamın tarif ettiği- Allah inancı ve bilimle, yani diğer bir deyişle din ve bilim arasında herhangi bir çatışma söz konusu olmadığı gibi aksine -buraya kadar yazdıklarımı okuyanların da rahatlıkla göreceği gibi – iki alan arasında son derece tutarlı bir uyum vardır. Asıl çatışma din ve bilim arasında değil, ateizm ve bilim arasındadır. Zira ateist düşünce hiçbir bilim alanı ile ya da bilimsel gerçeklikle desteklenmemektedir.

Teizm Kainatın/evrenin her yönüyle üstün bir güç, kudret ve ilim sahibi olan Allah tarafından yaratılıp tanzim edildiğini ve yönetildiğini savunan dünya görüşüdür. Bu yönüyle Kainat Allah’ın eseridir. Hatta kainat bir bakıma kendi yaratıcısını, var edicisini anlatan ve onu bizlere tanıtan büyük bir kitap gibidir. Bu yönüyle düşünüldüğünde Allah’ın eseri olan kainatın ve kainattaki işleyişin yine onun gönderdiği din ile çelişmesi düşünülemez.

Nasıl ki bir eser bir çok yönüyle onu meydana getiren sahibine işaret ediyorsa kâinat da onu yaratan Allah’ı türlü yönlerle bize tarif eden büyük, anlamlı, sanatlı, tezyin edilmiş bir kitaptır.

Örneğin bu kainat kitabının sayfalarından biri olan uzayı ele alalım. Galaksiler bu uzay sayfasının paragrafları; güneşler, yıldızlar cümleleri, güneş sistemleri kelimeleri, her bir gezegen bir harfi suretinde okunabilir.

Buna göre bu sayfa bize Allah’ın haşmetli ve nihayetsiz kudretinin, azametinin tarif edicisi olduğu gibi son derecedeki kemal-ı ilminin ve nihayet derecedeki adaletinin/ölçülülüğünün ve her şeyi bilen, her şeyi gören, her şey yanında hazır ve nazır olduğunun da tarif edicisi olur. Bu konuyu bir başka yazımda ele almak üzere asıl konumuza dönelim…

Bilim evrenin işleyişi ile ilgili yasaları araştırır, bulur, inceler, keşfeder ve bulduğu bilgilerle ilgili yeni çıkarımlarda bulunur. Evrenin işleyişi hakkında araştırmalar yaparak, deneysel verileri sistematik bir biçimde inceleyerek kesin verilere ulaşmaya çalışır. Bilimin temel yöntemi tümevarımdır. Tümevarım sonlu sayıda gözlem önermesinden, genel bir prensip çıkarma işlemidir. Fakat “Doğa dışında hiçbir şey yoktur” görüşünü baştan kabullenmiş bir bilim evrendeki yasaların ardında yatan hakikatleri hiçbir zaman anlayamayacaktır.

Bunu bir örnekle şöyle açıklamaya çalışalım.

“TAÇ” YASASININ İNANILMAZ GÜCÜ…

Hayatında hiç futbol izlememiş ve futbolla ilgili en ufak bir fikri olmayan bir araştırmacının bu sporla ilgili araştırma yapmak üzere büyük bir maça davet edildiğini düşünelim. Araştırmacımız doksan dakikada futbolun nasıl bir oyun olduğunu, işleyişini, kurallarını (yasalarını) ortaya koymaya çalışacaktır.

Araştırmacı bu süreçte futbolla ilgili birçok kural/yasa bulacaktır. Bu kuralları teker teker not aldığını düşünelim. Gözlemlerine dayanarak futbolda “taç” olarak adlandırılan kuralla ilgili “Top herhangi bir oyuncu tarafından yan saha çizgilerinden dışarıya şutlanırsa oyuna her zaman elle sokularak başlanır” kuralını keşfettiğini düşünelim.

Evet, araştırmacımız büyük bir yasa bulmuştur. Ve bu yasayı da şöyle isimlendirmiştir. “Yan çizgi yasası”…

Şimdi konuyu ateizm mantığıyla ele alalım.

–          Her seferinde top herhangi bir oyuncu tarafından yan saha çizgilerinden dışarı şutlandığında oyuna elle sokularak başlanmıştır.

–          O halde yan saha çizgilerinin özel bir gücü vardır. Ve bu güç oyuncunun topu eline alıp sahaya sürmesine neden olmaktadır.

–          Oyuncunun yan saha çizgilerinden dışarı çıktığında topu eline almasının sebebi yan saha çizgilerinin kendisidir.

–          Sahanın dikdörtgen olması ve yan çizgilerinin olması doğal bir zorunluluktur.

–          Oyunun kuralları/yasaları bir zorunluluk sonucu ya da tesadüfler sonucu oluşmuştur.

–          Oyunun hiçbir amacı, hiçbir anlamı yoktur…

Bu çıkarımlar daha da çoğaltılabilir. Fakat dikkat edilirse ateist düşünce hiçbir zaman örnekte temsil olarak verilen futbol oyunun ardında yatan gerçekleri göremeyecek, anlayamayacak ve anlamlandıramayacaktır. Sahadaki kuralların kural koyucu bir irade tarafından (örneğimizde FIFA gibi) konulduğunu kabul etmediğinden bu kuralların/yasaların gücünü kendilerinden aldıklarını düşünecektir. Aslında örnekte de anlaşılacağı üzere yan saha çizgisinin “taç kuralı” ile ilgili en ufak bir fikri yoktur.  Ve bu çizgi kendi başına oyunun elle sahaya sürülmesini zorunlu kılmaz. Buradaki asıl güç, oyuncuların bu kurala sıkı sıkıya uymalarının ardında yatan asıl gerçek saha çizgilerinin, saha alanının kendilerinin ötesinde olan ve onlara göre doğaüstü sayılan insan fikridir. Zira bu kuralları koyan ve dolayısıyla bu çizgilere anlam ve yaptırım gücü yükleyenler insanlardır. Yani oyuncular futbol kurallarını yasalarını koyan iradenin gücüyle bu şekilde hareket etmektedirler. Zira bilinçsiz saha çizgilerinin ve kör ve şuursuz yasaların futbolcuları bilinçlice bir harekete zorlamaları düşünülemez.

İşte evrendeki yasalar/kurallar da böyledir. Bilim bu yasaları, kuralları gözlemler, araştırır, inceler, deneye tabi tutar ve genel bir prensibe varır. Tıpkı örnekteki araştırmacımızın “Top herhangi bir oyuncu tarafından yan saha çizgilerinden dışarıya şutlanırsa oyuna her zaman elle sokularak başlanır” kuralını keşfettiği gibi…

Fakat bilim görünenlerin dışında doğaüstü süreçlerin olmadığını baştan kabul ederek dogmatik bir yapıya bürünürse o zaman bu yasaların ardında yatan gerçekleri hiçbir zaman göremeyecektir. Bu yasaları kuralları koyan iradeyi fark edemeyecek, bilinçsiz çizgilere bilinçli yaptırım gücü yüklemek gibi bilinçsiz, şuursuz olan evrendeki yasalara olmayacak anlamlar yükleyecektir.

Teizm evren yasalarını ve bilimi reddetmez. Fakat şuursuz, bilinçsiz, camid olan bu kurallara ilahi anlamlar da yüklemez. Bu yasaların Allah’ın koyduğu kurallar olduğunu bilerek hareket eder. Ve tüm düşünce sistemini de ona göre şekillendirir. Ve teist düşünce sistemine sahip bilinçli bir insan bilir ki “Evrenin var edilmesinde, işleyişinde rol alan ve evrende Allah’ın kudretine birer perde olan yasaların olması bu yasaları  koyan ve onları da yaratan bir Tanrı olmadığı anlamına gelmez…”

Hâlâ akıl etmez misiniz? Enbiya-66-67.

Devam edecek…

Selam ve dua ile

Metin AYDIN


About the Author
Author

metinlone

Leave a reply

Name (required)

Website