“Büyümüş de Büyüyememiş Çocuklar” Vücut ergenliğe ulaşmış da beyin ulaşmamışsa, hala çocuk gibi masallara inanır insan. Hala çocuk gibi öcülerle korkutulur. Hala çocuk gibi oyuncak bekler. Din onun için oyuncaktan başka bir şey değildir henüz. Namaza ya da okumaya kalkarken üşenerek kalkıyorsan, ekmek almak için bakkala gönderilmeye direnen bir çocuksundur hala. Vücut ergenliğe ulaşmış da beyin ulaşmamışsa, hala çocuk gibi
(daha&helliip;)
“Allah bizleri her hafta, tek bir namaz vakti de olsa, neden TOPLUYOR?” “Cuma Suresi 9 : Ey inananlar! Cuma günü, namaz/dua için çağrı yapıldığında, Allah’ı anmaya/Allah’ın Zikri’ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” Allah’ın emri üzerine, inananlar, her Cuma öğle vakti şevke, coşkuyla, topluca Allah’ın Huzuruna çıkmanın heyecanıyla Cami’nin yolunu tutuyoruz. Her zamanki gibi küçük,
(daha&helliip;)
Bu yazının ilk kısmında Allah, Kur’an ve Peygamber hakkında yüce Kitab’ımıza sorular sorarak toplumun din konusunda bize öğrettiği ‘doğrular’ın ve ‘yanlışlar’ın yanılgılarla dolu olduğunu öğrendik. Dolayısıyla, akılla tam bir uyum içinde olan Kitab’ımızın, zihinlerimize nasıl bir zincir vurulduğunu bize göstermesi ve bu sis perdesini kaldırmaya yönelik delilleri kendisine olan güvenimizi gitgide arttırmıştır. Bu delillerle toplumumuzu uyandırmaya çalıştık. Gördük ki, her
(daha&helliip;)
“Gel bu yaz… Kur’an’ı gönlüne yaz.” Ne güzel bir istek, ne kadar güzel bir davet… Değil mi? Tıpkı bir Sufinin ağzından çıkmış gibi… İnsan böylesine ulvi bir isteği nasıl geri çevirir? Böyle bir isteğin reddedilmesi için insanın inançsız, duygusuz, dinsiz olması gerekir. Kur’an’ın gönüle, kalbe yazılması isteğine kim karşı çıkabilir? Tabii ki hiç kimse… “Gel bu yaz… Kur’an’ı gönlüne
(daha&helliip;)
Küçük yaşlardan itibaren halk arasında “Din; namaz, oruçtan ibaret değildir“, “Din sadece örtünmek değildir” sözlerini çokça duymuşumdur. Bu sözü duyduğum kişiler genelde namaz kılmayan, oruç tutmayan veya buna benzer ritüelleri veya emir ve yasakları yerine getirmeyen kişilerdir. Bu kişiler bu sözleri genelde kendi eksikliklerini kapatmaya çalışma, etrafındaki insanlara karşı kendini dinen iyi gösterme, en kötüsü kendini kandırma amacıyla söylemektedirler.
(daha&helliip;)
İlâhi Beyan’da geçen duaların bazıları: Dünya ve âhirette iyilik isteme duası: … Rabb’imiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi ateşin azabından koru. (Bakara, 201) Şeytanlardan sığınma duası: Ya Rabbî! Şeytanların vesveselerinden, onların yanımda bulunmalarından Sana sığınırım. (Mü’minûn, 97-98) Dinde sebat için dua: Ey bizim kerîm Rabb’imiz! Bize hidâyet verdikten sonra kalplerimizi
(daha&helliip;)
Allah’ın abdest emrine bakalım… KURAN’A GÖRE ABDEST: Abdest niçin ve nasıl alınır, abdesti bozan şeyler nelerdir? Kuran’dan öğreniyoruz… “Maide Suresi 6 : Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da
(daha&helliip;)
“Yazıklar Olsun Her Yalancı İftiracıya” Kapı tokmağı itaatkâr, biliyor sahibini! Sabah yeli günaydın der gibi! Bahçe günün neşesine hazırlanıyor. Bir efendi yok dalların arasında! Hepsi birden eğilmişler rüzgârla kardeş! Balarısı taşıyor ayaklarında… Bir nesli daha, benden değil demeden! Dakikalar tükenirken bu gayret neden? Neden bunca kemirgenlik! Gül güzelim, dut tatlıyım, ayrık otu ayırtganım diye kibirli değil! Hep aynı hedef, hep
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- …
- 48
-