Rızık…

Rızık, insanın yaratılış gereği hayatını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu ve Allah’ın yarattığı nimet(imkan)leridir.

Ancak Allah’ın,insanların ihtiyacına mahsuben yarattığı rızıkları insanlara Allah’ mı taksim ediyor ,(dağıtıyor)?Yoksa Allah insanların ihtiyacına cevap olacak kadar rızkı yeryüzü sofrasında yaratıyor,sonra nasıl paylaşacak-nasıl taksim edeceklerini ortaya çıkarmak için,onları bu imkanlar karşısında baş başa mı bırakıyor?

Vahiy nazil olurken müslümanlar arasında rızık kavramı üzerinde ciddi bir polemiğin yaşandığına şahit olamıyoruz…Vahiy tamamlandıktan ve peygamber öldükten sonra kendilerini Kur- an a nispet eden(müslüman)ların kahir ekseriyeti, Emeviler marifeti ile herkesin rızıkının ne kadar olacağının ana rahmindeyken yazıldığına ve bunun önüne kimsenin geçemeyeceğine, peygamber adına uydurulmuş hadislerle ikna olmuşlardı…
Ancak bu genel çoğunluğa muhalefet eden zayıf bir damar,”böyle bir inancın yaşanan hayatın içinde karşılığı yoktur” diye haykırıyordu.Rızkın Allah tarafından taksim edildiğini idda edenler,Allah’ ın insanlarla ilişkisinde rızık sıfatının nasıl tecelli ettiğini okuyamıyorlardı..
Hz.peygamberin vefatından sonra, ümeyye oğulları ile başlayan siyasi süreçte devlet erkini elde tutanlar; Allah’ın güzel isimlerine uygun fikir ve hizmet üreterek HİLAFET edecekleri yerde;Allah’ın kitabındaki ayetler üzerinde dil oyunları oynayarak Allah’a MUHALEFET ettiler.Hırslı oluşların ,cimriliklerini,nankörlüklerini tatmin etmek için Allah’ın rahmet ve merhamet sıfatlarını görmezlikten gelerek acımasızca sömürdüler,güçsüzleştirdiler,züğürtleştirdiler ve ardından “Bizim rızkımız bu kadar,sizinkide bu kadarmış” dediler…Bu paylaşıma itiraz edenlere de
“halinize isyan edip ,Allah’a karşımı geliyorsunuz ; sabredenlere mükafat vardır”
(2-155)

ayetini okuyarak Allah’ın ayetlerini züğürt tesellisine çevirdiler ve bundan derin bir sessizlik ve tepkisizlik kültürü inşa ettiler … müslümanlar ise bu kültürel geleneğe Allah’ın emri,taktiri (kaderi) diye iman ettikleri için onu sorgulamayı medeni cesaret haline getiremediler.

Halbuki,gündelik hayat içinde kazandıklarımızı,ahlaki yoldan(helal), ahlaki olmayan(haram)yoldan kazanmanın mümkün olduğu bir özgürlük ortamında kazanmıyor muyuz !

Zenginliğimiz veya fakirliğimiz içinde bulunduğumuz insani şartların uygunluğunu yada uygunsuzluğu,aklımız ve diğer kabiliyetlerimizin yatkınlığı yada yatkınsızlığının sonuçları değilmidir!..Bu münasebetle futbol arenasında meşin yuvarlağa teknik kurallara uygun şut atan, karşılaştığı rakibine estetik çalım satan bir futbolcuya milyonlarca dolar ücreti;beri tarafta üretime katkıda bulunan,sade (vasıfsız) vatandaşa ise asgari ücreti Allah mı taksim ediyor…Milletin kendine vekil seçtikleri 15500 tl maaş ,kırmızı pasaport vs.imkanını,onları vekil seçen milletin maişetini(geçimini)de trajikomik rakamlarla Allah mı dağıtıyor?..

Kullarından bir kısmına sedef süslemeli saraylarda yada saray yavrusu mekanlarda oturmayı , bir kısmını nimetlere gark olmayı(gömülmeyi), bir kısmını da sokaklarda yaşamayı çöplerden ekmek toparlayıp mezbelede (çöplük)ömür tüketmeyi Allah mı diliyor,istiyor?.”Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa”.Allah böyle bir rızık taksiminden müberra (beri) ise o zaman bu taksimi insanlardan başka kim yapıyor?

 

Kuran’da ki rızık kavramının geçtiği ayetlerin başını gövdesinden ayırarak sömürü suçunun üstünü örten entellektüel şeytanlar , sahiplendikleri kitabı anlayarak okumayı terkeden, etrafında olup bitenler üzerinde düşünmeyen akıl tutulması yaşayan ümmeti Allah’ın ayetlerini okuyarak sürekli sağılmaya müsait ineklere çevirmişlerdir.

 

“Servet belli ellerde dönüp dolaşan bir devlet olmasın” diyerek,bölüşmeyi,paylaşmayı öğretiye dönüştürmek içinde inmiş olan Kuran’ın açık ve anlaşılır ayetlerine rağmen,servetin belli ellerde (aile ve kabile bireyleri arasında) dolaşımına izin çıkarmışlar,besmele çekerek yemeyi,hamd ederek sindirmeyi,rızık kavramı üzerinden meşrulaştırıp,”bu Allah ın taktiridir/taksimidir” diyerek korkunç bir “seccadeli kapitalizm “doktrini inşa etmişlerdir.

 

Rızık kavramıyla ilgili ayetlerin giriş cümleleri olan “dünyada ki maişetinizi ,rızkınızı biz taksim ettik-dilediğine rızkı genişletir dilediğine daraltır-kiminiz kiminizden üstün(zengin)kıldık” ayetlerinden hareketle ,haksız yoldan kazanıp,elde ettikleri ekonomik üstünlüğe meşruiyet elbisesi giydirmişlerdir.

Mesela “kiminizi kiminizden üstün kıldık” ifadesinin getirdiği ,ayetteki üstün kılınmadan maksat ekonomik üstünlükse ki öyledir ,bu ekonomik üstünlüğü Allah mı dağıtarak gerçekleştiriyor?Eğer Allah ın eliyle gerçekleşiyorsa hayat içinde karşılığı varsa nedir?Hayatı düzene koymak için inzal olmuş bu ayetler hayatın gerçekleri (yasaları) ile çelişir mi?…Bu sorulardan birincisine,evet bunun hayat içinde karşılığı vardır—İkincisine,ayetleri okuyarak çıkardığımız yorumlar ,hayatın gerçekleriyle çelişmiyor diye cevap vermedikçe Rızık kavramı ile ilgili tasavvur yanlış seyrediyor olmaz mı?

Eğer rızkı Allah dağıtıyorsa !…Neden aynı ayetin içerisinde rızkı hem kendisinin dağıttığını söylüyor , hemde toplayıp yığmayı eleştirerek ,

“Allah’ın katında olanlar (nimetler) onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır” diyor?..
(zuhruf 32). “

Toplayıp yığmayın-hırsızlık yapmayın-rüşvet almayın ve vermeyin-fuhuş üzerinden gelir elde etmeyin-faizden elde ettiklerinizi(ana paradan arta kalanı) sahiplerine verin”;diyerek Allahsız/ahlaksız yoldan kazananları uyararak neden ateşle tehtid ediyor?

Rızık kavramıyla ilgili ayetlerin ,anlam açıklığına göre dökümü çıkarılıp,Kuran ın bütünlüğü hesaba katılarak okunduğunda,rızıkla ilgili edip eylediklerimizin üzerinde sağlıklı düşündüğümüzde,üstü örtülmüş bir gerçeğin,üstündeki örtünün kalktığını ve kralın çıplak olduğunu görürüz.

Tarih boyunca Allah’ın adını anarak,halk deyimi ile Allahın ayetlerini tersinden okuyarak müslümanların emeklerini ve umutlarını çalan bu hırsızları suç üstü yaparak teşhir etmek isteyen feraset,cesaret,cahd,cihat ve içtihat sahibi ŞAHSİYETLER çıkmışsa da;Bu sinsi hırsızlar “Bu Allah’ın taktiridir” diyerek Allah’ı işledikleri suçun öznesi yaparak ümmetin, cehaletin karanlığında gözden kaybolmuşlardır.

İçine düştüğümüz bu akıl ve vicdan tutulmasından kurtulmadıkça rızıkla ilgili işlenmiş suçlar asıl failleri meçhul kalmaya devam edecektir…

Bu Kuran i ve tarihi gerçeklere rağmen; Arkalarında binlerce insanı sürükleyen şeyhler, ağabeyler, üstadlar, hocalar ;

“Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar.Deki artanı ”
bakara suresi 219

ayetindeki Artan’dan ne anlıyorlar?..

“Allah rızıkta,kiminizi kiminizden üstün kıldı,üstün olanlar zayıflara vermiyorlar ki rızıkta eşit olsunlar”

Nahl suresi 71.

ayetindeki Rızıkta eşit olmayı nasıl değerlendiriyor?Etraflarındaki rızıkta üstün (zengin) kılınmış olanlara bu ayeti nasıl tefsir ediyorlar?..

İçtihad (Fikir) Emekçileri

 


About the Author
Author

edizucan

Comments (4)
Leave a reply

Name (required)

Website