Hepimizin bildiği; cinsiyet anne ve baba genlerinin aktarımıyla oluşan kombinasyonla ortaya çıkmaktadır. Bu kombinasyon eğer; hem anneden, hem de babadan X kromozomu alınarak olursa, doğacak olan bebek kız olur. Anneden X, babadan Y kromozomu alınarak olursa, doğacak olan bebek, erkek olur. Fakat bilmediğimiz; canlılardaki cinsiyet tayini her zaman XX/XY kromozom sistemine göre olmamaktadır. Bu sistemin dışında başka cinsiyet kromozomları da bulunmaktadır. Ayrıca cinsiyet kromozomlarının yanı sıra çevresel faktörlerde cinsiyet oluşumunda etkili rol oynamaktadır.
Bu konu neden mi önemli ? Çünkü Fatır Suresi 28. Ayete göre; Allah’tan layıkıyla, içi titreyerek yalnızca alimler korkar. Bilmediğimiz bir şey konusunda şükredemez, Allah’ın kudretini kavramada bir adım daha eksik kalır , Allah’ın bizim fark etmemiz için yarattığı incelikleri kaçırır, evrenin yaratılışı hakkında düşünen müminlerden olamayız.
“Onlar ki, gerek ayakta, gerek otururken ve gerekse yanları üzerinde yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünürler (ve derler ki ) ‘Ey Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın, seni bütün eksiklerden tenzih ederiz; o halde bizi o ateş azabından koru’.”
(Al-i İmran, 191)
Öğrendiğimiz her bilgi bizde yeni kapılar açmıyor, Allah’a olan şükrümüzü artırmıyor, Allah’ın rızasını kazanmak için bir şeyler üretmeye, dünya hayatını ve dolayısıyla ahiret hayatını imar etmeye yaramıyorsa , sadece veridir ve üzerimize bir yük olmaktan ibarettir. Bu bağlamda pek çokları için yepyeni olacağını düşündüğüm ve Allah’ın yaratmadaki çeşidine , özenine şahit olacağımız bir konu olduğu için önemli
Cinsiyetin belirlenmesinde rol oynayan pek çok etmen olduğunu söylemiştim. Tasnifçiler bunları bir kaç başlık altında toplamış, bulabildiğim ve öğrenebildiğim kadarıyla kısa kısa bahsedeyim:
A.Gonadal (cinsiyet kromozomu ile) Cinsiyet Belirlenme Mekanizması
Doğadaki türlerin çoğunda cinsiyet, gonadal cinsiyet belirlenme mekanizması tarafından genotipik (genlerin etkisiyle) olarak belirlenmektedir.
1. XX/XY Mekanizması : Bu mekanizma hepimizin bildiği ve insanlarda da görülen mekanizmadır.
2.XX/X0 Mekanizması: Bu gruplarda 2 X kromozomu taşıyan birey dişi , tek X kromozomu taşıyan birey ise erkek olmaktadır.
3.ZZ/ZW Mekanizması: Bazı memelilerin, bazı sürüngenler balıkların, kelebeklerin bazı kuşların, bazi bitki ve sürüngenlerin cinsiyeti, tıpkı insanlardaki gibi XX/XY sistemi ile belirlenir. Fakat XX/XY mekanizmasının aksine erkek eşeyin homogametik dişi eşeyin ise heterogametik olduğu bilinmektedir. Erkekler ZZ , dişiler ZW kromozomlarını taşırlar. Bitkiler arasında ise Fragarianın dişileri heterogametiktir. Kümes hayvanlarında ve kuşlarda cinsiyet Z ve W kromozomu tarafından belirlenir. Horozlarda iki Z kromozomu (ZZ), tavuklarda ise Z ve W kromozom bulunur.Bazı sürüngenler, balıklar, kurbağalar, kelebek ve hatta çilekte cinsiyet ZZ/ZW sistemi ile belirlenir.
Bunların dışında;( diploid sayıda kromozom taşıyan gelişmiş bitki ve hayvanların dışında ) doğada bulunan basit yapılı bazı ökaryotik organizma gruplarında da eşey farklılaşması araştırılmıştır.Örneğin Bryophyta dan olan Sphaerocarpusun yaşamında liselerde de bizlere öğretilen döl almaşı ( haploid gametofit, diploid sporatif ) bulunur.
B.Poligenik (Birden fazla gen ile) Cinsiyet Belirlenme Mekanizması
Poligenik cinsiyet belirlenmesi, erkek ve dişi cinsiyet belirleyici genlerin cinsiyet kromozomlarında (gonadal) olduğu gibi, vücut (otozomal) kromozomlarının da bulunmasıyla oluşan cinsiyet belirlenme mekanizmasıdır. Yani cinsiyet, ebeveynlerden gelen ve kromozomlarda bulunan tüm dişi ve erkek faktörlerinin bir kombinasyonu sonucu belirlenir. X/ Otozom (vücut kromozomu ) Oranı Mekanizması; bu tip cinsiyet tayininde Y kromozomunun aktif rolü yoktur. Esas etki X ve otozomlarda taşınan genler arasındaki etkileşimlerden kaynaklanır.Bu mekanizmaya örnek olarak;Drosophila melanogaster denen sinekler verilebilir.Drosophilalarda eşey belirlenmesine karışan ek bir genin varlığı saptanmıştır. Değiştirici (transformer) adı verilen ve 3. kromozomda bulunan bu çekinik (ressesif) gen homozigot durumda bulunduğu zaman normal diploid dişileri, kısır erkekler haline dönüştürmektedir. Bu tipteki sinekler erkeğe ait birçok karakteri (dış genital organlar,eşey tarakları,erkek sineğe özel abdomen) taşımakta fakat kısır olmaktadırlar.
C.Çevresel Cinsiyet Belirlenme Mekanizması
Omurgalı ve omurgasız canlılarda embriyonik veya larval gelişim boyunca cinsiyeti etkileyen çevresel faktörler meydana gelirse çevresel cinsiyet belirlenme mekanizmasından söz edilebilir. Yılan, timsah, kaplumbağa gibi sürüngenler ile balıklardan aterina (Menidia menidia) örnek olarak verilebilir. Cinsiyetin belirlenmesinde etkin olan çevresel faktörler gonadal (birincil) cinsiyet farklılaşmasına direkt etkide bulunmaktadırlar. Bu canlılar genotipik olarak dişi özelliği gösterirken fenotipik(dış görünüş) erkek özelliği göstermekte ve sperm üretmektedirler veya genotipik olarak erkek özellik göstermekte fakat fenotipik dişi olduğundan yumurta üretmektedirler. Bazı zaman da kısır olmaktadır. Yani ne sperm nede yumurta üretememektedirler.Çevresel cinsiyet belirlenme mekanizmasının birçok balık türünde de cinsiyetin belirlenmesinde rol oynadığını bildirmektedir. Omurgalı ve omurgasız birçok canlı ile bazı balık türlerinde cinsiyeti belirleyen çevresel parametreler arasında sıcaklık, pH, besin, stok yoğunluğu, tuzluluk, ışık, populasyonun cinsiyet oranı, kirlilik ve su kalitesi gibi etmenler sayılabilir. Kılıçkuyruk balığında asidik sularda (pH 6,2) erkek birey oluşumu %100 oranındadır. Benzer sonuçlar canlı doğuran balık türlerinden olan P. melanogaster da benzer sonuçlar göstermektedir (pH, 5.0-6.2 de erkek oluşum oranı %80-100 iken, pH, 7.0-7.8 de erkek oluşum oranı %0-20’dir). Cinsiyet oranını etkileyen bir diğer çevresel faktör populasyon yoğunluğudur. Cennet balığında (Macropodus percularis) populasyon yoğunluğu fazla olduğunda dişi oluşum oranı %66 iken, popülasyon yoğunluğu az olduğunda dişi oluşum oranı %25 dir.
Timsah, deniz kaplumbağası , lepistes balığı gibi iyi bildiğimiz canlıların cinsiyeti bulundukları ortamın sıcaklığına göre belirleniyor!!
Sıcaklık, canlılarda cinsiyeti belirleyen en önemli çevresel faktördür. Omurgalı canlılar arasında ilk kez bir kertenkele türünde (Agama agama) tespit edilmiştir.Sürüngenlerin çoğunda cinsiyet kromozomu yoktur. Bu nedenle sıcaklık, hormonal farklılık, gonad belirleyici genler, gonad oluşumu, hormon ve dış görünüş olarak cinsel farklılık oluşmaktadır. Cinsiyet embryonik gelişim sırasında kuluçka süresinin ortadaki 1/3 lük döneminde (60 günlük kuluçka süresinin 20-40 günleri arası gibi) belirlenmektedir.
1-) Yüksek sıcaklıkta -dişi; Düşük sıcaklıkta- erkek
2-) Yüksek sıcaklıkta -erkek; Düşük sıcaklıkta- dişi (timsah ve bazı kertenkeleler);
3-) Yüksek ve düşük sıcaklıklarda- dişi; orta sıcaklıklarda-erkek (3 timsah, 1 kertenkele, 3 kaplumbağa) sayılabilir.
Deniz kaplumbağalarının hepsi birinci durumu sergilemektedirler. Lepistes balığı yavrularına uygulanan farklı su sıcaklıklarının cinsiyet oranını değiştirdiği gözlenmiştir. Artan su sıcaklığı erkek oluşumu yönünde, azalan su sıcaklığı dişi oluşumu yönünde cinsiyet oranını etkilemiştir.
Timsah ve kaplumbağa yumurtalarının kuluçka sıcaklığı,yavruların cinsiyetini belirliyor.
Bunun dışında tropik bölgede yaşayan bir kelebek türünün larvaları (Hypolimnas bolina), eğer bir bakteri(Wolbachia) tarafından enfekte edilirse, larvalardan dişi kelebekler çikar.
DİŞİ HOROZLAR.
Bazı kümes hayvanlari türünde ise, genetik olarak ZZ-kromozomuna sahip horozlar, embriyonal dönemlerinde DMRT1 geni bloke edilerek testis yerine yumurtalık oluşturması sağlanır. Böylece yumurtadan horoz yerine tavuk çıkar. Bu genin bloke edilip edilmemesi SOX9 geninin ürettiği aromatase enzimi ile ilgilidir. Aromatase enziminin görevi testosteronu estradiol veya estradiolü testosterona çevirmektir.
SOX9 geni yüksek seviyede çalışırak embriyonun erkek, düşük seviyede çalışarak (bu durumda DMRT1 bloke olur) embriyonun dişi olarak gelişmesine, yani dişi cinsel organı olusmasına sebeb olur.
Cinsiyetle ilgili rahatsızlıkların kalıtsal birçok sebebi vardır. Bu rahatsızlıkların bazıları DMRT1 geni ile ilgilidir. DMRT1 geninin uzun zamandır erkeklerde cinsel organın oluşmasında görev aldığı tahmin ediliyordu. Daha önce yapılan araştırmalarda DMRT1 geninin diğer organizmalarda cinsiyete özgü davranış ve cinsel organların oluşmasına katıldığı biliniyordu.
Bu tür bilişler pek çok hastalığa çözüm bulma konusunda da insanlığa yardımcı olmaktadır. Araştırmak , Allah’ın evrendeki ayetlerini keşfetmek konusunda farkında olarak/ olmayarak çalışan bilim dünyası ; kendimizi ve çevremizi daha iyi kavramamızı ve gördüğümüz bir canlıyı farklı boyutlardan da düşünebilmemizi, yaşadığımız anın ve dünyanın farkında olmamızı, Allah’ın biz kavrasak da kavramasak da bunca yıldır tüm bu güzellikler devamlı surette yaratıyor olmasını anlamamızı, yaratılan bir değerin biz kabul etsek de/ etmesek de; inansak da/ inanmasak da tüm gerçekliğiyle kendisini anlamlandıracakları ve bulmak için çaba gösterecekleri beklediğini farketmemizi sağlıyor. Allah’ın her nimeti bize felsefik ve teolojik açıdan da taşları yerine oturtmamızda büyük katkılar sağlıyor inşaallah. Her yeni bilgi ne kadar az bildiğimizin ispatı olarak önümüze geliyor. Bildiğimiz pek çok şeyi; mikroskobun ve teleskobun bulunmasından ve sanayi devriminden sonra yani son 200-300 yıl içerisinde öğrendik ve mikro – makro alemin büyüklüğüne şahit olmaya başladık. Hücre düzeyine , atom , partikül düzeyine indikçe bambaşka , galaksi düzeyine çıktıkça bambaşka alemler gördük. Su altında biz onları hiç bilmesek de binbir çeşit canlının yaşadığını fark ettik. Allah’ın sözünü idrak edenlerin şükrü ve hayreti katlandı…
“Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”
( Nahl Suresi, 18. ayet )
Allah dileseydi her türlü canlı türünden sadece bir kaç çeşit de yaratabilirdi, öyleyse Rabbimizin bir amacı var.Yazımı bitirirken de yaşadığımız alemin güzelliklerini anlama ve onlardan zevk alma çabası içerisinde olabilmemiz temennimi söylemek istiyorum. Allah’ın gösterdiğini görmek, bak dediği yerden bakmakla olur, Kur’an ile başlamakla olur. Kendi bataklığımızda debelenmeyi, kavga etmeyi, gıybet etmeyi, savaş çıkarmayı bırakırsak Allah’ın nimetinde cenneti buluruz. Çünkü;
‘… ve sizin daha bilmediğiniz nice şeyleri de yaratır. ‘
(Nahl, 8 )
Zeynep Vatansever
Faydalandığım kaynaklar:
http://www.kuranmeali.org/
http://www.yunus.gov.tr/yunus/uploads/Makale_050201.pdf
http://www.springerlink.com/content/hp77252g0v136u20/http://saltuerk.wordpress.com/2011/05/12/cinsiyet-olusumunda-cevre-ve-genlerin-etkisi