Huri Meselesi…

Kuşkusuz huri tasavvuru hakkında birçok görüş ve bu görüşlerden doğan tefrikalar vardır. Ben, bu konuya Nebe Suresi 33.ayetle başlayacağım:

 

NEBE 33: Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, (diyanet meali)

NEBE 33: müthiş uyumlu harika eşler, (Muhammed Esed)

 

Meallere baktığımız zaman, meallere verilen anlamlar yukarıdaki iki farklı meal etrafında toplanmaktadır. Aslında her iki mana da verilebilir ama Muhammed Esed’in “uyumlu eşler” ifadesi birçok düşünceyi yıkan ve bazılarının kabul etmediği bir çeviridir. İki meali de ele alarak devam edelim:

Âşûr’un ifadesiyle, kevâib Arapçada kâib kelimesinin çoğuludur. Kâib, on beş yaş civarındaki kız demektir Bu yaştaki kızın kâib diye nitelendirilmesi memelerinin tomurcuklanması ve bir bakıma topuk görüntüsü alması, yani hem yuvarlaklaşması hem de çıkıntılı bir görünüm kazanmasından dolayıdır… Kâib kelimesi özellikle kadına özgü bir sıfat olarak kullanıldığında, müenneslik (dişillik) göstergesi olan yuvarlak ta harfi almaz (İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, XXX. 44). Kurtubî der ki, “Kevâib memeleri tomurcuklanmış anlamındaki kâib kelimesinin çoğuludur. Kâib ise memeleri tümsekleşip belirginleşmiş kız demektir. Dahhâk, kevâib kelimesini gencecik bakire kızlar diye açıklamıştır.

Yani, kelimenin dolgun göğüslü anlamını yok sayamayız. Bu tasvir hakkında yorumlar yapılabilir. Bu ifadeyle gençlik kastedildiği de söylenebilir fakat unutulmamalıdır ki “Kur’an’da cennet ile ilgili benzetmelerin tümü müteşabihtir.” Ancak şu da unutulmamalıdır ki: Kevaib kelimesinin anlamı  “gözalıcı olma”, “üstünlük” veya “ihtişam”dır (Lisânu’l-‘Arab). Ayetin devamındaki “Etrâb” terimi ise, “yaşıt kızlar” anlamına gelmektedir. Bu kelimeye ister kız ister eş anlamı verilsin unutulmaması gereken bir şey vardır:

Ayeti bağlamından koparmayarak düşündüğümüzde:

31)    Allah’tan çekinenler ise zafer elde etmiş olurlar.
32)    Bahçeler, bağlar,
33)    Dolgun göğüslü yaşıt kızlar
34)    Dolu dolu kadehler onlarındır.
35)    Orada ne bir boş söz, ne yalan işitirler.
36)    Bu, Rabbinin verdiği karşılıktır. Tam işe göre mükâfat!

Buraya kadar Nebe suresinin 33. ayetindeki bu kızların/eşlerin “huriler” olduğunu öne sürerek temel görüşleri ele aldık. Sureyi okumaya 31. ayetten başlarsak bu hurilerin Allah’tan çekinenlere verileceğini anlarız. Peki Allah’tan çekinenler kadınlar mıdır, yoksa erkekler midir?

 

Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. (NİSA/124)

 

Kulları arasında ayrım yapmayan Allah Teâlâ, kadın-erkek ayrıcalığının her devirde yapılacağını bildiği için bu sorumuzun cevabını kitabımızda vermiş. Cennete kim olursa olsun erkek olsun, kadın olsun erdemli bir şekilde yaşarsa girecek! Üstelik zerre kadar haksızlığa uğratılmaz demiş! Meallere zerre olarak çevrilen kelime aslında hurma çekirdeğinin üzerindeki bir yarığı dolduracak kadar anlamına gelir. Yani kıl kadar zerre kadar, çekirdek kadar ne hurma nimetini yediğimiz zaman çekirdeğin üzerinde kalan lif kadar haksızlık yapılmayacak! Bu ayetle “Erkeğe huri, kadına Nuri” inancını yıkmış oluruz. Zaten Kuran’ın hiçbir yerinde hurilerin “sadece erkeklere” verileceği şeklinde bir hüküm yoktur. Dikkat edin, sadece erkeğe verileceğine ait kesin bir hüküm yoktur diyorum.

 

DUHAN SURESİ 51-52-53-54. Muttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. İri gözlü hurileri onlara zevce yaptık.

 

Buyrulması sebebiyle bunların cennetteki erkeklere eş veya odalık verileceğini iddia edenler vardır. Arapçada birlikte olan iki şeyden birine zevc denir. Hatta bir arada yaşayan Müslümanlarla kâfirlere bile zevc denmiştir. Ahirette bunlara: وكنتم أزواجا ثلاثة Siz üç zevc idiniz” (Vakıa 56/7) yani dünyada bir arada yaşıyordunuz; denecektir.

Gördüğünüz gibi kelimelerin anlamını Kuran’dan alınca mubin/apaçık olan Kuran kendini açıklıyor. Zevc yapmayı evlenme şeklinde meallere çevirmek yanlıştır. Bu ayetten anlaşılan birarada bulunmaktır diyebiliriz. Evlenme ise başka bir şeydir. Vakıa 7’den anlıyoruz bunu Müslümanlarla kâfirler evlenemeyeceğine göre bir arada bulunuyorlardı…

Müteşabih olan huri meselesinin bu kadar abartılmasının temel nedeni “İman etme iddiasında bulunan erkeklerin dünyadaki karşı cinsi beğenmemesi” dir. Anlatılar da bu yöndedir zaten. Hâlbuki Kuran ölümden sonra insanın yeniden yaratılacağını söylüyor. Yani karbon kimyasına göre yaratılmayacağız. Yeniden yaratıldığımızda yaşlanmayacağız. Şimdi bunu ayetlerle gösterelim:

 

“Aranıza ölüm kuralını biz koyduk; bizim önümüze geçilemez. Bu, görüntünüzü değiştirip bilemeyeceğiniz bir yapıda sizi yeniden yaratmamız içindir.” (Vakıa 56/60-61)

“Bu, vücutlarını, daha iyisiyle değiştirmemiz içindir…” (Meâric 70/41)

 

Bu iki ayetten anlaşılabileceği üzere muttakilerin (cennete gidecek olan kadın ve erkeklerin) vücutları yeniden ve daha güzel yaratılacaktır. Dolayısıyla “Bu dünyadaki kadınlar da ne? Huriler var ya bu dünyadaki en güzel kadından da güzel olacaklar.” şeklindeki ifadeler yanlıştır! Çünkü cennetliklerin vücudu “bilemediğimiz” şekilde yaratılacaktır.

Huri kelimesini genel olarak baktık bir de geleneksel anlayışta “Kadına da Vildan verilecek” anlayışı vardır.

 

…Onların etrafını halidin olan Vildanlar/gençler tavaf eder… (VAKİA 17)

 

Vildan delikanlı, genç anlamındadır. Erkek olup olmadığı konusu tartışmalıdır.

-Kısaca, huri kadın hizmetçi, Vildan erkek hizmetçi, gılman ise cennetteki çocuklardır anlayışı kabul edilebilir. Şu unutulmamalıdır ki cennette nefislerin arzuladığı her şey olduğuna göre cinsellik de olacaktır ama hurilerin cinsellik için mi kullanılacağı konusu düşünülmelidir. Huriye ya odalık ya da hizmetçi anlamı veriliyor. Kuran’dan hurilerin cinsel özellikte oldukları direk çıkarılamaz. Nebe suresi otuz üçüncü ayette ise göğüslerin güzelliğiyle cinsellik kastediliyor denilemez. Bu ayet sadece hurilerin ihtişamını/güzelliğini gösterir, cinsellik içerdiklerini söylemez!

*SONUÇ OLARAK:

-Kafa karıştırıcı bir konu olsa da asıl bakmamız gereken ayetlerin bağlamıdır. Ayetlerin bağlamına baktığımızda hurilerin veya Vildanların kadın müminlere mi erkek müminlere mi verileceği açık değildir. Bu açıdan hem kadın hem erkek müminlere verileceği söylenebilir. Çünkü Kuran da cennet ve cennet nimetlerine nail olanlar anlatılırken muttaki kelimesi kullanılır. Muttaki ise hem kadın hem erkeği ifade eder.

-Huri meselesi değerlendirilirken meallerde bulunan en büyük yanlışlardan biri olarak zevc kelimesinin çift, eşleştirme değil de evlendirme olarak çevrilmesidir.

-Cennete gidenler ölümün bir hikmeti olarak bambaşka bir yapıda yaratılacaklardır. Bu dünyadakinden daha farklı ve iyi bir şekilde. Dolayısıyla bu dünyadaki kadınlarla hurileri karşılaştırmak çok anlamsızdır!

 

Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir… Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak…” Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir. (TUR 17-20)

 

Bu ve konuyla ilgili diğer ayetlerde de görüldüğü gibi (özellikle NEBE 33) hurilerin ihtişamını göz ardı etmek de çok anlamsızdır. Zira hurilerin özellikle gözleri çok göz alıcıdır.

-Huriler hem erkeklere hem kadınlara verilecekse ne işe yarayacak? Sorusuna gelince… Kelimenin kökü bize bunu açıklar… Huri ile havari kelimeleri aynı kökten türemiştir. Havari Maide suresinde de anlatıldığı üzere Hz. İsa’nın sahabesidir. “Havari” kelimesinin İbranice ve Aramicedeki haliyle Kur’an’da geçmiştir, şeklinde görüşler olduğu gibi. Arapçadaki “Sahabe” anlamında “havera” kökünden  “Sohbet arkadaşı” manasına gelir diyenler de vardır. Her iki türlü de kelimenin ıstılahî anlamı “İsa a.s’ın takipçileri” manasındadır. “Huri” kavramı da aynı şekilde Arap dilinde kalıplaşmış bir ifadedir. Bu kelimeler arasında analoji / kıyas yapmak üzerinden bir mana çıkarmak doğru olmaz. Dolayısıyla tam doğru olmasa da hurileri sohbet arkadaşı olarak da düşünebiliriz. Bu açıdan hurileri hizmetçi olarak düşünen zihniyetin, evlenilen ve cinsel ilişki yaşanan varlık zihniyetinden daha doğru olabileceği söylenebilir.

-Kısaca huri tasavvurunda dikkat etmemiz gereken hususlar:

1-Huriler sadece mümin erkeklere değil, muttakilere verilecektir. (Vildanlar gibi)

2-Hurilerle evlenilmeyecek eşleştirme olayı olacaktır.

3-Dünyadaki fani kadınlarla hurileri karşılaştırmak anlamsızdır.

4-Huriler genç ve göz alıcıdır.

5-Huriler Kuran’da her cennet nimeti gibi müteşabih olarak anlatılmıştır. Tam olarak nasıl oldukları, kimleri verileceklerini EN İYİ ALLAH BİLİR.

6-Her cennet nimeti gibi hurileri de değerlendirirken şu iki ayeti unutmamalıyız:

 

Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar. (NİSA/124)

Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Ebedi kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah’ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş. (TEVBE 72)

 

Allah Teâlâ’nın da bildirdiği üzere; önemli olan Allah’a güvenmek, itaat etmek, O’nun rızasını elde etmek… Bunun karşılığını Şakir olan Allah elbette ki verir…

-EN DOĞRUSUNU ALLAH TEÂLÂ BİLİR-


About the Author
Author

akaber114

Leave a reply

Name (required)

Website