Zuhruf Suresi
43/44: “Gerçek şu: Bu Kur’an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.”
İnanan herkes biliyor/bilmeli ki hesap günü, Allah’ın, Elçisi aracılığıyla bizlere tebliğ ettiği Kur’an-ı Kerim’den sorumlu tutulacağız. Bu sorumluluk nedeniyle de yaşamımızı da ona göre dizayn etmeliyiz. Rehberimiz Kur’an’ın yap/yapma dediklerini harfiyen yerine getirmeliyiz. Çünkü hesap günü sınavımız bu kitaptan. Yüce Allah, bizlere, hadislerden, ilmihallerden, fıkıh kitaplarından ve diğerlerinden sormayacak!.. Bu nedenle, bu dünyada sınava, en iyi şekilde ve Allah’a hesabımızı verebilecek durumda olarak, Allah’ın kitabından hazırlanmalıyız…
Ahiretteki sınavda başarılı olmamızın bana göre iki temel şartı var… Birincisi, bize tebliğ edilen Kitabı okuyup anlamamızdır.
“İyi de ben Arapça okuyorum ama ne olduğunu bilmiyorum, anlamıyorum ki?” diyorsan hiç kusura bakma Kardeşim!.. Anlayacaksın!.. Sınavdan geçmek istiyorsan başka çaren yok!..
“İyi ama Allah benim ne okuduğumu, ne dediğimi biliyor!” diyorsan, tabii ki biliyor canım Kardeşim! Allah her dili biliyor. Ama o Yüce Allah, “senin, O’na ne okuduğunu, ne dediğini bilmediğini” de biliyor… Onun için Rab’bine anladığın dilden okuyacak, söyleyeceksin. Rab’bin senin ne okuduğunu, ne dediğini bildiğini görecek.
İki temel şartın birincisini özetlersek; OKUYACAK ve ANLAYACAKSIN!
İkinci şart ise; okuyup anladığımız Allah’ın Kitabındaki emirlere UYACAKSIN.
Bu kadar basit… İnananlar için dünya hayatı, hesap günü sınavına hazırlanmak bu kadar basit!
Hemen hemen hepimiz on küsur yıl koltuklarımızın altında, çantamızda taşıdığımız onlarca kitaptan sınava girmedik mi? Hepimiz girdik… Sonuçta neyle karşılaştık? Derslerine iyi çalışanlar sınavlarında hep başarılı olmuşlardır. “Dünya Hayatı” dersimiz ise onlarca kitap değil, sadece ve sadece tek bir kitaptan olacak!.. Ömür boyu okuyacağımız ve hayatımızın her anında uygulayacağımız sadece tek bir kitap!
Nefes aldığın sürece aç OKU ve ANLA!.. Bu konuda kimse geç kalmış değil… Şu ana kadar hiç ilgilenmediysen dahi hemen başla… Bugün başla! Kazanan sen olacaksın.
Bu sınava hazırlanmak kesinlikle zor değil… Ama bizler en kolayı dahi zorlaştırmanın türlü türlü yollarını bulmuşuz. Zor olanı kolaya tercih etmişiz. Tabii ki hesabını da ona göre vereceğiz…
İsterseniz bir örnekle sınava hazırlanalım… FATİHA’dan başlayalım… Ne dersiniz?
*
Bana göre, dünyanın en çok okunan kitaplarından birisidir Kur’an-ı Kerim. Okuyanların büyük bir çoğunluğu ne okuduğunu anlamasa da bu bir gerçektir. Yine, “dünyada bir kitabın en çok okunan bölümü nedir?” diye sorsalar, hiç düşünmeden “FATİHA SURESİ” derim.
Düşünsenize!.. Bir buçuk milyarı aşkın bir Müslüman nüfus… Çoluk çocuğu, hastaları, yaşlıları kısaca yarısını çıkartalım. 750 milyon gibi bir rakam buluruz. Sadece namazlarında okuduklarını hesaplasak… Hergün için çarp 40 ile!.. Gördünüzmü rakamı? Fatiha suresi bir günde sadece namazlarda yaklaşık 30 milyar kez OKUNUYOR… Ölüler için, Allah rızası için okunanlar hariç.
İşte böylesine eşsiz bir Suredir FATİHA suresi.
*
Şimdi, bu eşsiz Fatiha suresi ile başlayalım sınava…
Önce FATİHA Suresini hatırlayalım:
Yıllarca gözümüz kapalı, papağanlar gibi ezberleyip, ne dediğimizi bilmediğimiz arapçasını okuyalım…
1.Bismillahirrahmanirrahim
2.El Hamdü lillahi rabbil alemin
3.Er rahmanir rahıym
4.Maliki yevmid din
5.İyyake na’büdü ve iyyake nesteıyn
6.İhdinas sıratal müstekıym
7.Sıratallezine en’amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin.
Şimdi de Yaşar Nuri Öztürk meali ile Fatiha suresini anlamaya çalışalım.
1.Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…
2.Hamt, âlemlerin Rabbi Allah’adır.
3.Rahman’dır, Rahîm’dir O.
4.Din gününün Mâlik’i/ sultanıdır O…
5.Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6.Dosdoğru giden yola ilet bizi…
7.Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna…
*
Evet… Sınav yedi ayetlik bir sure… Yaptıklarımızı/yapmadıklarımızı gözümüzün önüne getirerek düşünelim ve ayetlere şöyle bir göz gezdirelim…
1.Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…
Her inananın dilinden düşmeyen, hergün yüzlerce kez, neredeyse her adımda, Rab’bimizi yücelttiğimiz cümle.
2.Hamt, âlemlerin Rabbi Allah’adır.
Övgülerin, alemleri yaratan, alemlerin Rab’bi Allah’a olduğunu söylediğimiz bir ayet… Bu ayette sanırım çok zorlanan olacak… Rehberimiz Kur’an böyle demesine rağmen hesap verecek çoğu inananlar, birilerinin uydurmasıyla “Peygamberimiz kainatın (alemlerin) efendisidir (rabbidir)” diyor.
3.Rahman’dır, Rahîm’dir O.
Yüce Rab’bimizi yücelttiğimiz bir ayet.
4.Din gününün Mâlik’i/ sultanıdır O…
Evet… İnandığımız hesap günü. Bugünün tek sahibi, dünya hayatındaki hesabımızı vereceğimiz, bizden hesap soracak TEK varlık Yüce ALLAH.
Sadece bir örnek vereceğim… Birilerinin uydurmasıyla, Peygamberimizin sözü gibi insanlara anlatılan ve maalesef inanılan “Cuma Peygamberine 80 salavat getirenin 80 yıllık günahları affolunur.” cümlesini nereye koyacağız? Hani din ve hesap gününün tek sahibi Allah idi (haşa… her zaman Allah)? Kim affediyor, nasıl affediyor? Bu af, Allah’ın kitabının neresinde yazıyor?
Ne yazık ki, İnananların büyük bir çoğunluğu maalesef daha hesap görülmeden af getiren bu cümlenin peşinden gidiyorlar.
5.Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Allah kitabında böyle diyor ve biz inananlarda bunu uygulamak ZORUNDAYIZ… Ama durum hiç de öyle değil. Biz namazlarımızda “Yalnız sana ibadet ederiz.” dediğimiz Allah’ın yanına hep birilerini de koyuyoruz. Çok büyük bir inanan grubu maalesef ibadetlerimizde Allah’ın yanına başkalarını da koyuyoruz.
Oruç ibadetinden örnek verirsek, “zuhurat baba”ların, “oruç baba”ların ve diğerlerinin yanında elimizde ekmek ve sirke ile o türbelerde ne işimiz var? O kulların, Allah için yaptığımız ibadetlerimizde ne işi var? Allah için tuttuğumuzu söylediğimiz orucumuzu neden bu türbedelerde açarız da Allah’ın bizlere verdiği nimetlerle dolu sofralarımızda açmayız?
“Yalnız senden yardım dileriz.” derken de çoğumuz yalan söylüyoruz… Camide namazımızı kılıyor, Rab’bimize “yalnız senden yardım isteriz.” diyoruz da, esas isteğimizi caminin bitişiğindeki türbede yatandan istiyoruz… O türbede yatana bezler bağlayıp, mumlar yakıp, avucumuzu açarak gözyaşları içerisinde orada yatan KUL’dan yardım istiyoruz.
6.Dosdoğru giden yola ilet bizi…
İnanan her insanın en büyük dileği… Her gün bilerek, bilmeyerek Rab’bimizden istediğimiz en büyük dilek. Ama nasıl olacak? İnananların büyük bir çoğunluğu bunu söylüyor ama girmek istemiyorcasına çareyi başka yerlerde arıyorlar…
7.Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna…
Allah herkesi bu yoldan korusun… Korusun da, bu kötü yola girmemek inananın kendi elinde!.. Biz inananlar bu kötü yola girmemek için doğruları bulmadıkça Allah bizi neden koruyacak ki?
Allah’ın kitabını tek rehber edinip, Allah’ın emirlerine UYARSAK işte o zaman korunanlardan olur muyuz?
*
İşte böyle değerli Kardeşlerim. Hepimize geçmiş olsun…
Fatiha sınavı bitti. Ama sadece Fatiha sınavı bitti!… Geride daha 113 sure ve 6229 ayet var…
Ne dersiniz?.. Hesap günü FATİHA suresi ile ilgili yaptıklarımız/yapmadıklarımız sorulduğunda sınavı geçer miyiz?
Fatiha sınavını verip, Bakara suresi sınavına girecek kaç kişi buluruz?
Doğrusunu ALLAH bilir.
Selam ve Dua ile,
Fikret ARMAN