Ruhbanlık=tarikatçılık adlı yazıdan rahatsız olanlar oldu. Tarikatları araştırıp öyle yazmam gerekiyormuş. Bir insan bir şeye saplanmışsa onu o saplantıdan çevirmek mümkün değildir. Einsteinin dediği gibi bir önyargıyı yok etmek atomu parçalamaktan daha güçtür. Kendisinden ümidin kesileceği insan hangisidir biliyor musunuz? Anlamadığını anlayamayan ahmaktır.. Ahmaklığını anlamamıştır ki kendini düzeltsin. Bu ahmaklarda saplantıya çok rastlanır. Fosilperesttir ahmaklar sorgulamayı akıl etmezler. Çünkü tarikatlarda
(daha&helliip;)
İslam`da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur. Yaratılan her şey maddidir. Hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır). Cennet ve cehennem de farklı fizik yasalarına sahip diğer evrenlerdedir ve sapına kadar maddedir. Ruhçu öğretinin İslam dünyasına uydurma hadisler ve tasavvuf öğretileriyle sızması sonucunda bugün Müslümanlar uydurma ruhlar âlemine iman ettirilmektedir. Hatta Kuran`ı tercüme derken ayetlerde
(daha&helliip;)
1) HEDEF: ALLAH TEALAYA GEREĞİ GİBİ KUL OLMAK. (ZARİAT: 56) 2) ÖLÇÜ: ALLAH TEALANIN VAHYİNE (KUR`AN-I KERİM`E) GÖRE YAŞAMAK. (ARAF: 3, EN’AM: 155) 3) ÖRNEK: HZ. PEYGAMBERİ A)MÜCADELE ETMEKTE B)DİNE HURAFE KARIŞTIRMAMAKTA C)DİRENMEKTE (SABRETME) ÖRNEK ALMAK 4) TARİHTEKİ İSLAMA BAKIŞ: DİNİ, KUR`AN DIŞI KAYNAKLARDAN BESLEMEMEK (EN’AM: 119) 5) TASAVVUF VE TARİKATLERE BAKIŞ: İSLAMDA OLMAYAN, KÖKÜ HİNT MİSTİZMİ VE RUHBANLIĞA DAYANAN
(daha&helliip;)
Bizler her gün, her namazımızın her rekâtında bütün yardımı Allah-u teâladan istediğimiz halde, söz ve tutumlarımızla bunun tam tersini yapmakta ve kendi kendimizi yanlışa sürüklemekteyiz. Allah-u teâla, Kur’an’ı Kerim’in ilk suresi olan Fatiha Suresinde ( Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım isteriz) ayetiyle insanların bir tek kendisinden yardım dilemelerini istemiştir. Bu sureyi her gün her rekâtta okumamıza rağmen,
(daha&helliip;)
Bugün insanların, inançlı olanlar da dahil, hayatlarına baktığımızda, hakim olan kuralların modernitenin getirdiği ve hepimize empoze ettiği kurallar olduğunu görürüz. Bundan henüz 100 yıl önce bile dünya üzerindeki pek çok toplum tarafından dikkate dahi alınmayan bu ilkeler bugün Batı’nın dünya üzerinde kurduğu ekonomik, sosyal ve politik üstünlük dolayısıyla genelgeçer doğrular olarak kabul edilmektedir. Örneğin Batı’nın cezalandırma sistemi olan hapis cezası
(daha&helliip;)
Hadis usulünün nihai amacı herhangi bir sözün peygambere ait olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu amacı gerçekleştirilmesi için iki temel yaklaşım söz konusu; metin tenkidi ve senet tenkidi… Amaca ulaşmadaki tüm başarısızlığına ve çelişkilerine rağmen senet usulü, metin tenkidine göre kendi içinde daha tutarlıdır. Çünkü senetçiler hadisin peygambere ulaşıp ulaşmadığını, ulaşıyorsa hangi kanaldan ulaştığını ve ravilerin güvenilirliğini araştırıyorlar. Böylece hadis; muttasıl
(daha&helliip;)
Yitip giden gölgelerin ardına çöktü hüzün Bilmezlerde aranırmışsın görmeyen beyaz gözlerinde Sabahında bırakılan dağların tepesinde kar… eteklerinde beliren sislerde yaşanmışlığın… Alışılamayan tarafım bu Kaderde çözemediğim mutlak hakikat arayışı Teskin olmayan hislerim aklıma ters yanılgılarım Biriktirmiş sandığa yaşanmışlarımı ve yaşanamayan taraflarımı Hayatın son durağı sarı sonbahar, gün ikindi vakti, çağırmakta ezan sesi bekaya Sesler azalmış seni dinlemekte renkler, kimler eşlik etmekte
(daha&helliip;)
Değerli arkadaşlarım yazdığım her yazıda, bize dinin emri diye öğretilen bazı konuların kuranda yani İslam dininde olmadığını yine kuran ayetlerini örnek vererek elimden geldiğince açıklamaya çalışıyorum, Rabbim yanıltmasın inşallah. Bugün de sizlere daha önce birçok kez söylediğim ve yazdığım konuları birleştirerek, özet yaparak başka bir açıdan bakmaya çalışacağım. Ben yazılarımda başörtüsünün Allah emri olmadığını söylerken dayanağım elbette kurandı. Kuranda olduğunu
(daha&helliip;)