About the Author
Author

elifce

Toplumun Gençlere Telkinleri

İnsanlara çocukluklarından başlayarak yapılan yüzlerce telkin var. Çoğu din dışı olan bu telkinler, ailede başlayıp yaşam boyu devam eder. Ancak din ahlakını yaşayan anne babalar, dinin özünün güzel ahlak olduğunun bilincindedirler ve çocuklarının hayırlı insanlar olmaları için çaba harcarlar. Allah katında beğenilen üstün ahlak özellikleri, çocukluk döneminde şekillenmeye başlar. Allah sevgisini bilmeyen, o sevgiyle büyümeyen çocuklar huzursuz, mutsuz, kırıcı ve (daha&helliip;)

Dünyevi Çıkar Kaygısıyla Bozulan Sevgiler

Yaratıcısından uzak yaşayan kişiler genellikle bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en çok kendilerini severler. Yakınlarını, dostlarını veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayışının da onların nefislerine uygun olması gerekir. Yani sevgilerinde Allah’ın hoşnutluğunu ve rahmetini gözetmez, dünyevi çıkarlarına göre hareket ederler. Bütün bunlar, öncelikle kişinin kendisine zarar verir. Sürekli nefsinin isteklerini tatmine çalışan insan, hırs yaşar, sıkıntı duyar, yıpranır. (daha&helliip;)

Kendinizi Test Edin!

Pazar günü ulusal bir gazetedeki bir test dikkatimi çekti. Ardından önceki haftalarda yayınlanmış olanlara da bir göz attım. Sorular insanın yaşamına dair konu başlıklarından oluşuyor. Adım adım soruları izliyor, her soru için verilmiş olan dört seçenekten birini işaretleyerek sonuçta kendinizi tanıyorsunuz(!) Okuduğum testlerden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. Test 1: İlk testin konu başlığı şöyle: “Herkesin bir iyi bir de kötü (daha&helliip;)

Dedikodu Ya Da Gıybetteki Şeytanî Haz

Bazı şeyler için zaman bulamayan pek çok insanın dedikodu için mutlaka zamanı vardır. Çay-kahve saatleri, telefon görüşmeleri, yolda karşılaşıldığında ayaküstü sohbetler hep dedikodu nedeniyle uzun sürer. Öyle ki vedalaşıp evin kapısından çıkıldıktan sonra bile kapı önünde dakikalarca devam eder. İlginç olan; insanların büyük çoğunluğunun dedikodudan haz almasıdır. Ortamda, dedikodudan hoşlanmadığını, yapılmasını istemediğini söyleyen insan bile bir süre sonra kendisini birilerinin (daha&helliip;)

Allah’ın İşaretlerini Takip Ediyor musunuz?

Allah, insanların Kendisine yönelmeleri için çeşitli olaylar yaratır; böylece Kendisini hatırlatır. Sıkıntılar, zorluklar da hep bu hatırlatmalardandır. Zorlu zamanlar, gaflet halimizi fark etmemiz için bize tanınan büyük fırsatlar. Çünkü bu sıkıntı anlarında aczimizi anlarız. Ardından vicdanımızın sesini dinlediğimizde ise, hatalarımızı görüp, düzeltmeye çalışırız. Allah’ın üzerimizdeki merhametidir; zor zamanlarda nefsimizin sesini pek duyamayız. Geveze olan, bencil tutkularının doyurulmasını bekleyen nefsimiz değil, (daha&helliip;)

Kulaklıkla Kendilerini Soyutlayan Gençler

Günümüzde pek çok genç amaçsız ve umursuzca, adeta bir boşluk içerisinde yaşıyor. Pek çoğunun başlarındaki yöneticilerden, ülkenin savunmasından, eğitim, hukuk ve sosyal sistemlerinden haberleri dahi yok. Kendi ülkelerindeki gelişmelerden haberi olmayan gençler, doğal olarak dünyada yaşanan olayların da pek çoğunu bilmiyor, bilimsel gelişmeleri takip etmiyor. Aralarındaki konuşmalar; kız ve erkek arkadaşları, okulda ya da mahalledeki olaylar, izledikleri filmler, ‘takıldıkları’ kafeler, (daha&helliip;)

Bulutlar Ağlamasa Yeşillikler Nasıl Güler?

Her olay, yarattığı her şeyi kontrolü altında tutan Allah’ın dilemesiyle gerçekleşir. Bulutları “ağlatan“, “sıkıp suyu çıkaran” ve “bardaktan boşanırcasına su” indiren O. Dilerse bahçelerimizin ürünlerini iki kat kılan, bereketlendirip “güldüren”, dilerse “solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru” kılan O.  Bolluk, bereket, hayır ve başarıya ulaşmak istiyorsa insan, Allah’a yakın olmalı, O’nun hoşnutluğu için ve O’nun adıyla hareket etmeli. Çünkü başladığı her (daha&helliip;)

Evlilik…

Genç Kız: “İlle De Zengin Olsun” Genç Erkek: “Bastırırım Parayı, İstediğim Kızı Alırım” Evlilik gerçek sevgi üzerine kurulmadığından toplumda sıklıkla dile getirildiği gibi “müessese” halini alır. Bu ticari anlaşmanın, ortakları tarafından başarıyla yürütüldüğüne çok nadir rastlanır. Evlilik şirket gibi görülünce, % 51′lik hissenin kime ait olduğu konusunda sık sık tartışma yaşanması oldukça doğaldır. Beklenti, heves ve çıkarlar üzerine kurulan evlilikler, (daha&helliip;)