Toplumda, çoğunluğun yaşam şeklinin, uydukları ve uyguladıkları kuralların doğru olduğu gibi bir inanış hâkim. Adetâ bir ‘din’dir bu yaşanan. Bu ‘din’in mensuplarının, toplumun çoğunluğunu oluşturuyor olması, diğer insanları da yanlış yönlendirir. Oysa Kur’an …Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar. (Hud Suresi, 17) ayetiyle, çoğunluğun yanlış yolda olduğunu haber verir bize. Kur’an ayetlerine bakarsak; insanların çoğu kâfirdir. (Nahl 83), çoğu fasıktır (Maide
(daha&helliip;)
Biz… henüz bir tuz tanesi büyüklüğünde iken, uzun bir yol aşıp, “insan olmak” için annemizin en korunaklı yerine tutunuruz. Belli bir süre sonra da zorlu bir yolculuğun ardından, dünya denilen mekâna gözlerimizi açarız. Sonrasında farklı farklı yollar girer hayatımıza… Özlediklerimize götüren, onları bize getiren. Kimi uzun, kimi kısa, kimi daralan, kimi patika, kimi aşması zor sarp yokuşlarla dolu. Ancak bir
(daha&helliip;)
Big Bang(Büyük Patlama), kâinatın yaratılışından itibaren her anın mükemmel bir şekilde tasarlandığının delilidir. Büyük Patlama’dan önce madde diye bir şey yoktu. Metafizik olarak tanımlanabilecek bir yokluk ortamında kâinatı oluşturan tüm madde, yokluktan ortaya çıkmış ve Allah’ın varlığının bir delilini ortaya koymuştur. Büyük Patlama’nın ardından ise henüz 1 saniye bile geçmeden atomun yapıtaşları yoktan var olmuştur. Bu parçacıklardaki denge ve düzen
(daha&helliip;)
Sürekli cildimizle temas halinde olan giysilerle muhatabız. Ancak onları her an hissetmeyiz. Bunun önemli bir sebebi var. Derimizdeki alıcılar belli bir süre sonra, cildimize temas eden maddeye ilişkin duyu sinyallerini beynimize iletmeyi durdururlar. Bunun nedeni cildimizin, kendisine temas eden maddeye karşı alışkanlık kazanmasıdır. Bir an bedenimizdeki bu ‘alışma’ mekanizmasının olmadığını düşünelim; ne olurdu?.. Üzerimizdeki giysileri sürekli olarak hissetmek kuşkusuz bizim
(daha&helliip;)
Kur’an’da, “İsimlerin en güzeli Allah’ındır. Öyleyse O’na bunlarla dua edin…” (Araf Suresi, 180) buyrulur. Kaynağını Allah’tan alan güzel özellikleri kazanmak için Allah’a dua edelim… Sen’in indirdiğin kitaplar, gönderdiğin elçiler ve onlar tarafından açıklanan bilgiler olmasa, son derece çaresiz, aciz ve korku dolu bir bekleyiş içinde yaşamak zorunda kalırdık. Ancak Sen, tüm sorularımızın cevabını, gönderdiğin Kitabınla açıklayan ve bizi içine düşeceğimiz
(daha&helliip;)
Kur’an’da, “İsimlerin en güzeli Allah’ındır. Öyleyse O’na bunlarla dua edin…” (Araf Suresi, 180) buyrulur. Güzel özelliklerimizin tümünün kaynağı Allah’tır. Allah’a aşkla bağlı olmaya, O’na yakın olmaya ve Kur’an’ı tam olarak yaşamımıza uygulamaya çalıştığımızda, Allah’ın bazı sıfatlarının tecellilerini üzerimizde taşıyabiliriz. Allah Karib‘dir; kullarına çok yakındır. O’na ne kadar yakınlaşır, ne kadar teslim olur ve üstün ahlâkıyla ahlâklanmaya çalışırsak, mükemmel ruh güzelliğine
(daha&helliip;)
Toplumda kadın ve erkek için belirlenmiş karakterler vardır. Kadın için öngörülen karakterin en önemli özelliklerinden biri, kadının beden olarak erkekten güçsüz olması nedeniyle, karakter olarak da zayıf olması gerektiği şeklindeki yanlış inançtır. Çocukluk döneminden başlayarak aldıkları telkinler nedeniyle toplumun belirlediği karakteri benimseyen kadınlar, zorluk durumlarında gereken sabrı ve olgunluğu gösteremezler. Zor koşullarda kadınların olayları daha da zorlaştırdıkları, karşılarındaki insanlara yük
(daha&helliip;)
Dönüp arkanıza baktığınızda-ki yaşınız kaç olursa olsun- “yıllar ne de çabuk geçti” dersiniz. Gerçekten de çabuk geçer. Ancak gelecek de kuşkusuz çabuk geçecektir. Zaman ölüme doğru akar ve her insan ölüme aynı uzaklıkta/yakınlıktadır. Dünyada geçirilecek 60-70 yıllık bir yaşam ve anlık dünyevi zevkler için, sonsuz yaşamı feda etmek ise ne büyük hatadır. Yaşlı bir insan düşünelim. Gençlik döneminde yaşlanacağını aklına
(daha&helliip;)