Kimi kişi ve çevrelerin maksadını son derece aşan bir şekilde Buhari elden giderse dinin elden gideceğini, Buhari ve Müslim çökerse İslam’ın çökeceğini söyledikleri görülmektedir. Belli ki bu kişiler söyledikleri şeyin ne anlama geldiğini bilmeden Allah’ın dinini, muhtemelen kendi içinde iyi niyetle, ortalıkta gezen yüz binlerce hadis arasından derleme yapan hadis derleyicilerine mahkûm ederler. Hem Buhari’yi, hem de kendi kriterlerine göre
(daha&helliip;)
Peygamberimiz hayattayken hadislerin yazımını yasaklamıştır. Bunu daha önceki yazımızda ele aldık. Bakınız: Peygamberimiz, Sözlerinin (Hadislerinin) Yazılmasını Neden Yasakladı? Peygamberimizin vefatından sonra da dört halife olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali hadis nakliyle savaşmıştır. Bu sahabelerin yanı sıra İbni Abbas ve Abdullah bin Mesud ismindeki meşhur sahabeler de hadis nakliyle savaşmışlardır. Şimdi sırayla tarihi kaynak niteliğindeki eserlere
(daha&helliip;)
Buhari, hadis kitabını, Peygamberimizin vefatından 200 yıl sonra yazmıştır. Bazı hadis bilginlerinin iddiasına göre iki milyon hadis vardır. “En doğru” hadis kitabının derleyicisi olarak gösterilen Buhari’nin kitabındaki hadisleri 600 bin hadis arasından seçtiği söylenir. Hadisler dinin kaynağıdır diyen Buhari 600 bin hadis bilip 6000-7000 tanesini yani % 1’ini kitabına yazmıştır. Geriye kalan % 99’u ise bunlara ihtiyacımız olmadığına veya bunların
(daha&helliip;)
Allah’ın vahyi olan Kuran’dan sapan kişilerin iddiasına göre Peygamberimize itaat etmek için vahiy dışında başka kaynaklara uymak gerekir. Onlar bu iddiasını Kuran’daki ayetleri çarpıtarak temellendirmeye çalışır. Onlar “Kuran Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmemizi istemektedir. Bu durumda Allah’a itaat etmek için Kuran’a, peygambere itaat etmek için ise Kuran dışındaki kaynaklara uymalıyız.” demektedir. Oysa Kuran, peygambere itaat etmemiz gerektiğini söylemekle kalmıyor,
(daha&helliip;)
Allah’ın vahyi olan Kuran’dan sapan kişilerin iddiasına göre Peygamberimize itaat etmek için vahiy dışında başka kaynaklara uymak gerekir. Onlar bu iddiasını Kuran’daki ayetleri çarpıtarak temellendirmeye çalışır. Onlar “Kuran Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmemizi istemektedir. Bu durumda Allah’a itaat etmek için Kuran’a, peygambere itaat etmek için ise Kuran dışındaki kaynaklara uymalıyız.” demektedir. Oysa Kuran, peygambere itaat etmemiz gerektiğini söylemekle kalmıyor,
(daha&helliip;)
“Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.” (İbni Asakir) “Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek beni yalanlayanlar çıkacak.” (Ebu Ya’la) “Kur’andan başka, delil kabul etmem diyenler çıkacak.“ (Ebu Davud) “Bu makaleyi okuyan kabir azabından kurtulur; okuduktan sonra paylaştığı kişi sayısı kadar kertenkele öldürmüş olmanın sevabını kazanır“ (Ebu Yahya el-Norşinî) “İleride hadis-i şerifleri inkar eden zındıklar onlara habis-i şerif diyecekler ve okun yaydan
(daha&helliip;)
Son zamanlarda pek çoğumuzun bir şekilde duyduğu trajikomik bir olay gerçekleşti. Umreye giden bir Türk kafile, imamlarının tavsiyesi üzerine hadislerde geçiyor diye deve sütü ve idrarı içti. Bundan zehirlenen iki Türk, hastaneye kaldırıldı. “Umrecilerden bazıları ülkeye döndüklerinde yüksek ateş, kanama diatezi ve karaciğer enzimlerinde saptanan yükselmeler nedeniyle sağlık merkezlerine başvurdu. Sütün sağılması sırasında, devede bulunan Suudi Arabistan kökenli, insanlarda ciddi hastalıklara yol açabileceği belirtilen “alk
(daha&helliip;)