Yeterince Şükrediyor muyuz?

Şimdi başımıza çok büyük bir bela gelse ve sonra Allah bizi kurtarsa; dermansız bir hastalığa yakalansak da Allah şifa verse ya da 1 senedir hazırlandığımız o sınavı başarıyla atlatsak şu cümleyi kesin kurarız değil mi: “Çok şükür Allah’ım”.. Şükretmek zorlu bir süreç atlatıldığında yerine getirilen bir şey gibi oldu desem yeridir. Sanki illa birşeyleri atlatmalıyız da o zaman teşekkür etmeliyiz..Oysa (daha&helliip;)

Allah’ın İnsanları İmtihanı…

Kuran’a göre dünya hayatı ölüm sonrası hayat için bir imtihan yeridir. Peki, ama bu imtihan nasıl olmaktadır? Nelerle imtihan ediliyoruz? Karşılaştığımız olayların hangisi din adına imtihandır? Bunların cevabını Kuran’da inananlara tavsiye edilen hayat tarzından hareketle bulabiliriz. Kuran’da Allah insanlara Yaratıcı’nın varlığına, birliğine ve ölüm sonrası hayat olan ahiretin varlığına inanmaları temel inanç konuları olarak sunulurken; insanlara bunlar dışında da temel (daha&helliip;)

Hangisi Daha Sevimli?

Gelin şimdi hepimiz kendi kendimize bir test yapalım. Önce işte önemli bir hata yaptığımız, sınavda istediğimiz kadar iyi cevaplayamadığımız, sevdiklerimizle kavga ettiğimiz, istediğimiz bir şeyi alacak kadar paramız olmadığı bir zamanı hatırlamaya çalışalım. Nasıl hissetmiştik o an? Ne kadar uzun sürmüştü bu his içimizde? Ne kadar süre devam etmiştik bunun için üzülmeye? Sonra da bir vakit namazını kaçırdığımız bir günü, (daha&helliip;)

Kendi Tanrı’nı Atamak

Geçmişte ana kaynaklardan Tevrat-İncil’den uzaklaştırılan Müslümanlar günümüzde de ana kaynaktan Kur’an’dan bilinçli bir şekilde uzaklaştırılıyorlar. İnsanlar, boşta kalınca maalesef Kendi tanrılarını/ilahlarını atıyorlar. Birinci sebep fıtratın Yaratıcıyı araması ikinci sebepte kainatta bulunan bir yasa gereği, kainat boşluk kabul etmiyor. Boşalan bir yeri başka bir şey mutlaka kaplıyor. Atalarımız yasaları müthiş bir şekilde okumuşlar.”Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” demişler. Aracılık makamından uzaklaştırılan cin (daha&helliip;)

Hurafelerden Uzak Kuran Dini

Kuran’dan uzak yaşayan insanların, hayatlarının her anında yanılgılara ve hatalara sürüklenme ihtimali çok yüksektir. Çünkü bu tür insanların olaylara bakışı, toplumun değer yargıları ile sınırlıdır. Din konusunda konuşurken bile, Kuran’dan ziyade kulaktan dolma bilgilerle ve geleneksel değer yargıları ile bilgi verirler. Kuran’da bildirilen hükümleri görmezden gelerek atalarının dinine uyarlar ve şirk içinde yaşarlar. Ne zaman onlara: “Allah’ın indirdiklerine uyun” denilse, (daha&helliip;)

Sevgili..

[SEVGİLİ] Bir dene bakalım, günlerce aylarca arama kız/erkek arkadaşını ; Zamanım yoktu de,üşendim de,çok mu gerekli de.. Sonra da söylediklerin çağ dışı,geri kafalısın sen de.. Bakar mı sence bir daha yüzüne, güzellik ve iyi niyet bekleyebilir misin ondan?.. Bekleyemezsin elbette.. Öyleyse ne diye ayda bir el açar da istediğin olmayınca Mevlaya suç bulursun?!.. Sevgiline olan sevgi ve saygının… onda birini (daha&helliip;)

Neye Sımsıkı Tutunuyorsunuz?

Birer kağıt kalem alın ve hayatınızda bağlı olduğunuz şeyleri yazın. Şimdi sırasıyla okuyalım. İlk sırada muhtemelen-varsa- çocuklarınız yer alır. İkinci sırada eşiniz ya da sevgiliniz olmalı, değil mi? Daha sonra gelenler anne babanız, kardeşiniz. Burada da çok sevdiğiniz bir dostunuz sanırım. Beşinci sıradaki kişiye göre değişir; hatta bazıları için ilk sırada bile olabilir. Paranız, eviniz, işiniz, malınız-mülkünüz gibi… Ya da (daha&helliip;)

Kılavuzumuz Karga mı?

Tek gerçek kılavuzu ALLAH olarak bulduktan sonra bile insan yeni kılavuz arayışına girişebiliyor. Bu dünyada yanımızda olan, oturup sohbetler edebileceğimiz, bizim gibi, hatta bizden daha iyi, elleri, kolu, bacağı olan bir Ademoğlu arıyor. Eğer bu yeni kılavuz bulunursa, göze görünmeyen ALLAH unutulmaya başlanıyor, ikinci sıraya atılıyor ve ilk sıraya da yeni kılavuzumuz yerleşiyor. Ne yazık ki bu şahıslar kraldan çok (daha&helliip;)