Şeriati bir aksiyon adamı, toplumsal sorumluluk bilinciyle yüklü bir aktivist, çağın sorunlarını görüp çareler arayan bir bilge, İran kültürel mirası ve İslam kültürel mirasına sahip çıkan bir düşünür ve Avrupa, Afrika, Uzakdoğu, Hindistan’ı tahlil eden bir filozoftur. Şeriati hiçbir kültüre, hiçbir inanca ve ideolojiye vs. peşinen karşı çıkmaz. O inançları, ideolojileri, felsefeleri bir eleştiri süzgecinden geçirir, olumlu yanlarını söylediği gibi
(daha&helliip;)
Ali Şeriati’ye göre Aydın, topluma mahkûmu olduğu uygunsuz durumdan kurtuluş yolu sunma, toplum için ortak çözüm yolları ve idealler belirleme ve halka coşkulu bir ortak aşk ve iman kazandırma sorumluluğu taşır. Böylece o toplumun çöküntü içindeki soğuk ve donuk geleneksel yapısında hareket meydana getirir, kendi fark ediş ve bilincini halkına aktarır ve tek kelimeyle toplumu için ‘peygamberlik’ eder. Ali Şeriati
(daha&helliip;)
“Uyan Gaflet Uykundan” Ablacığım sana bir iyi bir de kötü haberim var. İki gerçek söyleyeceğim sana. Hangisini önce söyleyeyim?… İyi olanı mı? Tamam… Kulaklarını dört aç dinle beni. Çok sevineceksin. Söylüyorum… Sana bir kitap gönderilmiş. Senin için özel şeyler varmış içinde. Hem de kim göndermiş biliyor musun? Tahmin et!!! Edemedin dimi? İyi dinle. Kulaklarına inanamayacaksın. Allah!!! Allah sana bir kitap
(daha&helliip;)
We need hands praying under rain… Siz olsaydınız kimi kurtarırdınız? Yangında olanı mı, yangını çıkaranı mı? Siz olsaydınız kimin elinden tutardınız? Düşenin mi, düşürenin mi? Siz olsaydınız kime kucak açardınız? Size doğru koşana mı, arkasını dönüp gidene mi? Siz olsaydınız kime su verirdiniz? Susayana mı, herkese verdiğiniz suyun başını tutana mı? Siz olsaydınız kimi uyandırırdınız? Aldatılanları mı, aldatanları mı? Siz
(daha&helliip;)
Kasas Suresi 59. Senin Rabbin, memleketleri/medeniyetleri, ana merkezlerinde kendilerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe helâk etmez. Biz; ülkeleri/medeniyetleri, halkları zulme sapmadıkları sürece helâk etmeyiz. Rabbimiz, bir toplumu yok etmeden veya cezalandırmadan önce ona resul gönderdiğini ve eğer hatalarında ısrarcı olurlarsa bunu gerçekleştirdiğini belirtiyor. Yunus Suresi 13. Yemin olsun ki biz sizden önceki kuşakları, zulmettikleri ve resulleri kendilerine açık kanıtlar getirdiği
(daha&helliip;)
Denendiğimizi Unutmayalım Sözüm bu kez hem temize çıkaramayacağımız nefsimize hem de üzerine alınacak olanlara… Okumak yetmez, yaşamadıkça… Öylelerimiz var ki ayetleri anlıyor ama uygulamıyor. Lütfedildiğine şükrünü gösteremiyor. Ayetleri okurken düşündüğü kadar, uygularken düşünemiyor. Doğruyu yaşadığını, kendini gözettiğini zannediyor. Hayır, siz kendinizi gözden geçirmiyorsunuz. Ayetlerde başkalarının yanlışlarını görüyor ama kendi yanlışlarınızın da kitapta size anlatıldığı ihtimalini hiçe sayıyorsunuz. Siz size gelen ilme rağmen,
(daha&helliip;)
“Kitap Ehli”nin İzdüşümü Allah Kuran’da birçok yerde Tevrat, Zebur ve İncil bağlıları için “kitap ehli” tabirini kullanıyor. Bu kapsamda bugün bizim de elimizde Allah’ın uyarıcı, hatırlatıcı ve öğütleyici kitabı olan Kuran olduğuna göre biz de kitap ehliyiz. Böyle söylediğimde beyninin lobları sarsılarak tansiyonu yükselenler oluyor. Sanki kitap ehline atıf yapan ayetlerde sadece Yahudi ve Hıristiyan inkârcılarından bahsediliyor da bizimle hiçbir
(daha&helliip;)
Değerli din kardeşlerim, aşağıdaki ayet üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım. Ali İmran 100: Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar. Önce şunu unutmayalım ki, Kur’an ın tüm ayetleri, o günün yoldan sapmış toplumların yaptığı yanlışları düzeltmek için indirilmiştir. Yukarıdaki ayeti de önce bu doğrultuda düşünelim. Elbette tüm
(daha&helliip;)