Her şey Kur’an’ı okumakla başlayacak; Düşünmekle anlamını, tekrar tekrar okumakla. Önce şaşıracağız bilgimizin azlığına, Sonra her şeyi öğrendim sanacağız, Sonunda fark edeceğiz sonsuz bir kaynak olduğunu, Ve böylece devam edecek ömür boyu okumalarımız. Sonra değişecek bakış açımız, algılamalarımız. İyiyi kötüyü yeniden tanımlayacağız. Dalıp gittiğimizde dünyanın gafletine, Yine Kur’an okumak uyandıracak bizi. Silkeleyip kendimize getirecek, Gerçek amacımızı gösterecek bize. Sonra belki
(daha&helliip;)
Allah`ın, kullarını kendi içindekilerle yüzleştirmek ve onların neyi hakettiklerini göstermek için daha da hızlandırılmış imtihan örnekleri de mevcut. Zaten şu 2 günlük özet imtihan hayatları, sonsuza dek imtihan edilseydik yapacaklarımıza denk gelecek şekilde hazırlanıyor ve de sonlandırılıyor. Rabbimiz zalimleri içlerindeki kötülükle son bir kez daha yüzleştirmek için süregelen yasasının dışında isteklerle de deniyor bazen. Daha doğrusu ne yapacaklarını bildiğinden, onları
(daha&helliip;)
Yine konuya devam edelim: Yusuf kıssasında da yine Rabbimizin geleceği bildiğini, şu 2 günlük temsili ve özet imtihanda, insanların özgür iradeleri ile hakettiklerine kavuşmalarını sağladığını görüyoruz: YUSUF 4. Yusuf, bir zamanlar babasına: “Babacığım, on bir gezegeni, güneşi ve ay`ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm, ” dedi. 5. (Babası Yakup: ) “Yavrum, ” dedi, “Rüyanı kardeşlerine anlatma, olur ki sana
(daha&helliip;)
Konuyla ilgili ayetlerden deliller vermeye devam edelim: Ta-Ha 110. Hiç kimse O`nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir. (Allah zaten kimin gelecekte ne yapacağını biliyor) 133. “Bize hiç olmazsa bir ayet (mucize) getirmeliydi!, ” dediler. Daha önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) kendilerine gelmedi mi? 134. Onları, ondan önce bir ceza ile helak etseydik, “Rabbimiz, bize bir elçi
(daha&helliip;)
Bir de olayın melekleri-cinleri kapsayan tarafı var. Onlar da kalplerindekilerle yüzleştiriliyorlar. İblis`in Adem`e secde olayında kalbindeki hainlikle yüzleşmesi, onun aslında üst kademe bir melek olamayacağı gerçeğini kendisine gösterdi. Çünkü İblis özgür iradesiyle kötülüğü seçen zalimlerden idi. Sadece bunun bir vesileyle açığa çıkması gerekiyordu: ARAF 11. Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: “Adem`e secde edin!” dedik; hepsi secde
(daha&helliip;)
Çalışmamın başlangıcı şu adreste: http: //www. diniyazilar. com/oku. asp? hid=1228& Bu konuda kafasında kuşku olanlar için birkaç ayet örneği verelim: (ayrıca dikkat ederseniz, iman iyilikle, imansızlık da kötü karakterle alakalıdır) A`raf Suresi 168 Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzelliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik. A`raf
(daha&helliip;)
Gözlemlediğim kadarıyla her on yıllık dönemlerde insanoğlunun kolektif bilinci sırayla bir “içedönük ve mistik”, bir “dışadönük ve daha materyalist” karakter sergiliyor. Günümüzde(20. ve 21. yy. ), o yıllara ait filmleri, kitapları, televizyon programlarını vs. mercek altına alıp bunu gözlemlemek oldukça kolay. Örneğin yetmişli yıllar içedönük ve mistik iken(ruhçuların önemli romanları vs. de bu yıllarda yazılmıştır) seksenli yıllar dışa dönük ve
(daha&helliip;)
İnsan, yaratılmış bütün canlıların içinde en nankör olanıdır. Ezeli düşmanı olan şeytan ve nefsinin sınır tanımaz tutkuları vesilesi ile günaha çok yakındır. Yaşamı boyunca pek çok hata yapar. Kusursuz, eksikliklerden münezzeh olan tek varlık Allah’tır. ‘TEVVAB’ (günahları bağışlayan) sıfatıyla Allah insanlara, tevbe etmeleri durumunda günahlarını bağışlayacağını bildirmiştir. ‘Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların
(daha&helliip;)