Genelde her yazımda anlatmaya çalıştığım ve üzerinde durduğum bir konu vardır. Bizler ile Kur’an’ın arasına girenler, Allah’ın mesajlarını anlamamızı engellemiş ve bizleri Allah’ın istediği doğru yoldan saptırmışlardır. Bu yazımda da, bu sapkınlığın zirve yaptığı bir örnek verip, dikkatinizi bu konuya tekrar çekmek ve sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bizleri Allah ile aldatanlar, bakın yüzlerce yıldır topluma neler anlattılar ve Kur’an
(daha&helliip;)
Şefaatçi, ihtiyacı olan birisi için kendisine değer veren güçlü, zengin bir makam veya kimseden yardım talep eden kişidir. Şefaat,bir başkasına aracılık etmektir. Kimileri kendilerinin isimlendirdiği bir takım veli, aziz, evliya gibi insanlardan, kimileri meleklerden, kimileri peygamberlerden, kendilerine şefaatçi edinirler. Müşrik (Allah’a inanmak ile birlikte O’na ortaklar ile inan) kişi Allah’a doğrudan dua edilirse kabul edilmeyeceğini, bunun için vasıtalara gerek olduğuna
(daha&helliip;)
Kısa bir ömüre neler sığdırmıyor ki insan? Yakınlarını kaybediyor, malını mülkünü yitiriyor, hastalıklarla savaşıyor ve daha neler neler…Öyle garip yaşantılar, öyle ibretlik hayatlar var ki, insan başkalarının zorluklarını gördükçe kendi dertlerini unutuyor. Elbette herkesin hayatı kendine özeldir, herkesin dayanma kapasitesi aynı değil ve herkesin sıkıntısı kendine göre ağırdır. Zamanla insanın tecrübeleri arttıkça olaylar karşısındaki direnci de artabiliyor istemese de. Hele
(daha&helliip;)
Bazı Hıristiyan misyonerler internet dünyasında , özellikle forumlarda vb. sitelerde çeşitli maskeler kullanarak insanların İslam’dan uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bazen bir ateist kılığına girerek dini karalamaya çalışırken, bazen de bir Müslüman kılığına girip, sözde yobazca düşünce ve tavırlar üreterek yine insanlarımızı İslam’dan soğutmaya çalışıyorlar. Öncelikli amaçları Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak, daha sonra da manevi ve felsefi boşluğa düşen kişileri Hıristiyanlığa çekmeye çabalamak…
(daha&helliip;)
“ALLAH tüm inananlara tövbe etmeyi nasip etsin.” Müslüman aleminde, anlamakta en çok zorlandığım konulardan birisi aşağıda yazacaklarımdır. Konuşurken mangalda kül bırakmıyoruz… “Bu ülkenin % 99 u Müslüman.” Evet evet!.. Doğru bir cümleymiş gibi sıkıştığımızda bu cümle kullanılır. “Bu ülkenin % 99’u Müslüman.” Gerçekten böyle mi? Tabii ki bir Müslüman; namazını, orucunu, haccını unutmayacak. Ama daha da önemlisi, bir Müslüman ALLAH’ın
(daha&helliip;)
Çoğumuzun yaptığı şeydir “ihtiyacı olana vermek”. Yılın belirli zamanlarında, özellikle mevsim değişikliklerinde, kışlıkları, yazlıkları kaldırırken, indirirken, yerlerini değiştirirken aklımıza gelir ve birbirimize söyleriz. “Giymeyeceklerinizi ayırın!.” Hatta bütün ev halkının o anlarda hep birlikte olmasını isteriz ki, herkes giyeceklerini/giymeyeceklerini ayırsın da şu işi bir seferde bitirelim diye. Bizlerin hamurunda var bu anlayış. Giymediklerimizi, kullanmayacaklarımızı, ihtiyacı olan kimselerin kullanımına sunmak. Bunun için
(daha&helliip;)
Emre Dorman’ın en son kitabı: İslam Ne Değildir Açıklama: Bugün Müslümanların çoğunluğuna bakarak İslam’ı doğru anlamak ve değerlendirmek mümkün değildir. Zaten İslam’ın ölçüsü Kuran’dır; Müslümanlar değildir. Kuran ayetleri sadece iman etmeyenlere değil iman edenlere de uyarı niteliğindedir: Ey iman edenler! Hep birlikte İslam’a (teslimiyet yoluna) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin! (Bakara 208) ve Ey iman edenler! İman edin Allah’a, O’nun elçisine, elçisine
(daha&helliip;)
Kabir azabına delil olarak sunulan bir tek ayet vardır: -O ateş ki sabah akşam ona arz olunurlar. Ve o saatin vuku bulacağı gün: “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!” 40 (Mü’min)/ 46 Oysa ki bu ayeti takip eden diğer ayetler, bu “ateşin” ahiretteki cehennem ile ilgili olduğunu ve Allah’ın hükmünden sonra olduğunu göstermektedir: -O ateş ki sabah akşam ona arz
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- …
- 531
-