Dşımızda olup bitenlere adapte oluşumuz, onlardan daha çok ilgi, alaka, güzel sayacağımız her bir şeyi daha fazla istememize neden oluyor. Belki bu bize yansıtılan duygular neticesinde hissettiklerimizin devamlı olması beklemek şeklinde oluyor. Kendimize çevirdiğimizde ilgimizi dışımızdakiler diyebileceğimiz kişilerin bize verdiklerinin bir tanesini bile kendimize yapıyor değiliz. Çoğu insan seviyor bizi, biz kendimizi sevmeyi unutmuşuz. Konuştuğunda, “ne güzel gülüyorsun” dediklerinde fark
(daha&helliip;)
Dini mevzular içinde pek çok kişinin kafasını kurcalayan hususlardan biri de inançsız, dini vecibelerden uzak yaşayan insanların da bu hayatta iyilikler ve güzellikler ile karşılaşıyor olmasıdır. Ya da mevzuya tam tersinden bakarsak inançlı, mümin kişilerin de zorluklar ve yokluklar ile karşılaşıyor olması da şaşırtıcı bulunmaktadır. “İnançsız, nankör bir adama Allah neden bunca güzellik veriyor… ”, “şu hayatta bir hayır işlediğini,
(daha&helliip;)
Hani hemen hemen herkesin yaşadığı bir duygu vardır.. Hani üzerine şarkılar, şiirler yazılır. Hani destanları, hikayeleri vardır. Hani o şey AŞK`tır. Onu gördüğün an yüreğin deli gibi çarpar ya da yemeden içmeden kesilirsin. Yollara düşersin, belki gecelerce ağlarsın.. Peki hissettiğin bu duyguları nelere, nasıl harcarsın? Hissettiğin duygular seni harama sürükler mi? Hiç hayırlı olup olmadığını düşünür müsün? Yoksa bir yaprak
(daha&helliip;)
Sayın Prof. Hayrettin Karamanın bir sitede yazısına yazdığım tenkit yazımın, kendisine gönderilmesinden sonra, yazıyı gönderene tenkit yazımdan alıntı yaparak, bir bölümüne verdiği cevabı ve ona yazdıklarımı sizlerle de paylaşmak istedim. İçinde bulunduğumuz anlayışın, zihniyetin açık bir fotoğrafını yansıttığından faydalı olacağı düşüncesi ile sizlerle de paylaşıyorum. Önce Sayın Karaman ın zaman ayırıp yazdığım tenkite cevap vermesi nezaketini gösterdiği için, kendisine teşekkür
(daha&helliip;)
Ruhbanlık=tarikatçılık adlı yazıdan rahatsız olanlar oldu. Tarikatları araştırıp öyle yazmam gerekiyormuş. Bir insan bir şeye saplanmışsa onu o saplantıdan çevirmek mümkün değildir. Einsteinin dediği gibi bir önyargıyı yok etmek atomu parçalamaktan daha güçtür. Kendisinden ümidin kesileceği insan hangisidir biliyor musunuz? Anlamadığını anlayamayan ahmaktır.. Ahmaklığını anlamamıştır ki kendini düzeltsin. Bu ahmaklarda saplantıya çok rastlanır. Fosilperesttir ahmaklar sorgulamayı akıl etmezler. Çünkü tarikatlarda
(daha&helliip;)
İslam`da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur. Yaratılan her şey maddidir. Hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır). Cennet ve cehennem de farklı fizik yasalarına sahip diğer evrenlerdedir ve sapına kadar maddedir. Ruhçu öğretinin İslam dünyasına uydurma hadisler ve tasavvuf öğretileriyle sızması sonucunda bugün Müslümanlar uydurma ruhlar âlemine iman ettirilmektedir. Hatta Kuran`ı tercüme derken ayetlerde
(daha&helliip;)
1) HEDEF: ALLAH TEALAYA GEREĞİ GİBİ KUL OLMAK. (ZARİAT: 56) 2) ÖLÇÜ: ALLAH TEALANIN VAHYİNE (KUR`AN-I KERİM`E) GÖRE YAŞAMAK. (ARAF: 3, EN’AM: 155) 3) ÖRNEK: HZ. PEYGAMBERİ A)MÜCADELE ETMEKTE B)DİNE HURAFE KARIŞTIRMAMAKTA C)DİRENMEKTE (SABRETME) ÖRNEK ALMAK 4) TARİHTEKİ İSLAMA BAKIŞ: DİNİ, KUR`AN DIŞI KAYNAKLARDAN BESLEMEMEK (EN’AM: 119) 5) TASAVVUF VE TARİKATLERE BAKIŞ: İSLAMDA OLMAYAN, KÖKÜ HİNT MİSTİZMİ VE RUHBANLIĞA DAYANAN
(daha&helliip;)
Bizler her gün, her namazımızın her rekâtında bütün yardımı Allah-u teâladan istediğimiz halde, söz ve tutumlarımızla bunun tam tersini yapmakta ve kendi kendimizi yanlışa sürüklemekteyiz. Allah-u teâla, Kur’an’ı Kerim’in ilk suresi olan Fatiha Suresinde ( Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım isteriz) ayetiyle insanların bir tek kendisinden yardım dilemelerini istemiştir. Bu sureyi her gün her rekâtta okumamıza rağmen,
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- …
- 76
-