Bir kardeşimiz Çok güzel bir ayeti hatırlatmış ve bu konudaki düşüncelerimi sormuş, ona teşekkür ederim. Bende ayrı bir başlık olarak yazmamın daha isabetli olacağını düşündüm. Bu ayeti daha iyi anlayabilmek için üç farklı meali yazdım, önce onları okuyalım daha sonrada Allah ın izniyle anlamaya çalışalım, bakalım burada Rabbim ne söylüyor Diyanet Meali. Bakara 27: Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra
(daha&helliip;)
Nisanın üçüydü ikindi namazını kılıp yeni yapılan Balıkesir müftülük binasının önünden çok büyük kalabalık topluluğun uğurlaması ile yola çıktık gönüller işte o gönüller içlerinden gitmek isteyen ama gidemeyenlerin bakıp gözyaşları içinde henüz daha yola dahi çıkmadan özlemini çektikleri anne babaları yola çıkıyorlardı otobüsler sıralanmış artık yola koyulmayı bekliyordu ve hareket saati gelmiş hareket edilmişti ilk durağımız yolda akşam namazını kılacağımız
(daha&helliip;)
Kuran’ı kendisine rehber edinen her Müslüman’ın görevi, rehber edindiği kitaba önce uymak sonra diğer insanlara tebliğ etmektir. Kuran’da Müslümanların insanları uyarmaları konusunda çok açık ve kesin hükümler vardır. Bunlardan bir tanesi Müddesir Suresi`nin 1. ve 2. ayetlerinde bildirilmiştir: “Ey bürünüp örtünen, kalk (ve) bundan böyle uyar. ” (Müddessir Suresi, 1-2) Kişi, etrafındakileri dini yaşamak konusunda uyarırken kendini yeterli görmemeli, aynı
(daha&helliip;)
Bugün kur’an dan anlamaya, üzerinde düşünmeye çalışacağımız ayetler, Enfal 65–66 ve 67. ayetler olacaktır. Üzerinde durup sizleri düşünmeye davet etmek istediğim bu ayetlerde geçen iki soru olacak birincisi, Allah 65. ayette iman edenlere güç ve kuvvet verip moral verirken, sizler düşmanın on katına bedelsiniz diye moral veriyor. Fakat daha sonra 66. ayette ise, şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu
(daha&helliip;)
“Ekleme ve düzeltme sözkonusudur. Tercih vardır, çoğaltma ve şahit de. İnciller, yazarların arkasında bulunan Kilise`nin aklının ürünüdür. Tecrübeyi ve tarihi temsil ederler. (Kennet Cragg, Kudüs Rahibi, `The Call of the Minaret`, (Ezan), s. 277) İsa Tanrı`nın oğlu olduğunu, ya da Tanrı olduğunu hiç bir zaman iddia etmemiştir. İncil`de bu gerçeği destekleyen bir çok ayet vardır. İsa`nın doğrudan konuştuğu ayetlerin hiçbirinde
(daha&helliip;)
Sizede olurmu bilmiyorum ama bazen Kuranı okurken öyle bir olay olur ki kendimi o insanın yerine koyar ve o olay karşısında gülerim. Yada bazen öyle garip bir şeyle karşılaşırım ki. Bunları aşağıda paylaşacağım. O ayetlerin gerçek sebebini bilmememizden kaynaklanan şeyler olduğunu düşünür ve O ayetler üzerine yoğunlaşırım. Bana en çok yol gösteren ayette Ali imran suresi 7. ayet olmuştur. Süleyman
(daha&helliip;)
Muhammedi ruh, İslam ruhudur. İslam, Yüce Allah`ın tebliğ ettiği dinin adıdır. İslam dininin kapsam ve içeriği, Allah`ın emir ve yasakları ilahi vahiy ile bildirilmiş, peygamberler aracılığı ile insanlara tebliğ edilmiştir.. Yüce Allah`ın peygamberlik sıfatı, ünvanı ile onurlandırdığı son kulu Hz. Muhammed`tir. Son vahiy ettiği kitabı Kur`an`dır. Kur`an`a uygun yaşayan, İslami ruh, Muhammedi ruh ile yaşamış olur. “Ben insanları bana kulluk
(daha&helliip;)
Günümüzde ne yazık ki Kur’an ı tercüme edenler, ayetlere öyle farklı anlamlar veriyorlar ki, bilgi edinmek, Allah ın tebliğini ilk elden alabilmek adına okuyanlar, tedirgin oluyorlar. Bir kelimeye Kur’an ın onay vermediği, hiç bahsetmediği bir anlam yükleyerek, Kur’an da çelişkiler yaratıldığının farkına varmak, gerçek bir Müslüman’ın görevi olmalıdır. DAHA AÇIKÇASI BU BİZLERİN ZORLU BİR İMTİHANIDIR. Hiç birimiz bilmem kim öyle yazmış, ya
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- …
- 258
-