BEŞER-İNSAN KELİMELERİNİN KUR’AN’DAKİ MUHTEŞEM KULLANIMI Peygamberler beşeriyetlerini korumuş insanlardır… Beşer ve insan kelimeleri eş anlamlı kelimeler gibi bilinseler de Kur’an’da kullanıldıkları bağlam farklılık gösterir. Genel olarak: Beşer olumlu bağlamlarda kullanılırken insan kelimesi eleştiriler bağlamlarda kullanılır. Hem insan hem beşer kelimesi Kur’an’da geçer. Bence en dikkat çekici nokta Kur’an’ın Hz. Peygambere ve diğer tüm peygamberlere insan değil de beşer demesidir. Bunu
(daha&helliip;)
ALİ İMRAN 92: Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar(1) erdeme(2) ulaşamazsınız. İnfak ettiklerinizi Alim olan Allah bilir! (1) Sevdiğiniz şeyler: para, mal, mülk, yiyecek, içecek, giysi, mevki, ilim, beden kuvveti vb. İnfak etmek: Allah rızası için Erdemli bir şekilde paylaşmaktır’tır. Ayette sevdiğiniz şeylerden infak ediniz emrinin olması üzerinde durulması gereken bir şeydir. Allah Teâlâ burada insan psikolojisini gözler önüne koymuştur. Bu
(daha&helliip;)
“Eğer Rabbimin sonsuz Rahmet hazinelerine(1) sahip olsaydınız, infak korkusuyla(2), yine cimrilik(3) ederdiniz” de! Nankör insan(4) çok cimridir! -İSRA 100- -(1) Rahmet hazinesi yani ikramı, iyiliği, merhameti bol, sınırsız ve süresiz olan Allah’ın cömertliği… Allah en cömerttir… -(2) -İnfak korkusu yani infak: harcanma, tükenme/bitme korkusudur. Cimriliğin temeli infak korkusudur. Bu korku da bir şeytan vesvesesidir… -(3) Cimrilik; şerdir, cimrilik tavsiye etmek
(daha&helliip;)
Eğer yeryüzündekilerin çoğuna(1) itaat(2) edersen; seni Allah yolundan saptırırlar(3). Onlar ancak/sadece zanna(4) tabi olurlar(5) ve yalan söylerler(6). 6. Enam Suresi- 116 (1)-Bir görüşü, düşünceyi doğrulayanların sayısının fazla olması, her zaman, o bilginin doğru olduğu anlamına gelmez. Kur’an’ın genelindeki üslup bu şekildedir. Bu yüzden Resulullah da “İyilik çoktur, yapan azdır” demiştir. (2)-İtaat etmek genel anlamıyla: uymak demektir. Bir kişinin sözünü dinler,
(daha&helliip;)
Kuşkusuz huri tasavvuru hakkında birçok görüş ve bu görüşlerden doğan tefrikalar vardır. Ben, bu konuya Nebe Suresi 33.ayetle başlayacağım: NEBE 33: Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, (diyanet meali) NEBE 33: müthiş uyumlu harika eşler, (Muhammed Esed) Meallere baktığımız zaman, meallere verilen anlamlar yukarıdaki iki farklı meal etrafında toplanmaktadır. Aslında her iki mana da verilebilir ama Muhammed Esed’in
(daha&helliip;)
Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, en doğru yol üzerindesin (ZUHRUF 43) Kur’an’da yukarıdaki ayetteki ifadeyle Allah’ın kitabına ve Allah’a sarılmak zikredilir… Kur’an’daki bu ifadeyi sarılmak olarak çevirmek sadece bir yorumdur. Sarılmak, yapışmak, dayanmak şeklinde de çevrilebilir. Ama önemli olan buradaki mesaj yani “sarılmak”tır. Yani, kitaba sarılın o sizi annelerinizin size sarılmasından daha çok sarılır. Bir annenin çocuğuna
(daha&helliip;)
Allah Kur’an ın tümüne iman etmiş görünüp de, hurafe inançlarını yaşamaya devam etmek için, ayetlerin bir kısmının üstünü örten, görmezden gelenlere Kur’an kâfir der. Yani Kur’an ın tüm ayetlerine, koşulsuz ve şartsız iman etmemizi ve hayata geçirmemizi emreder. Peygamberimiz e iman eden bir kısım Ehli kitap, kendi hurafe inançlarına da iman etmeye devam etmek istemişlerdi. Bunu Allah asla kabul etmedi
(daha&helliip;)
Felsefe ve teolojik tartışmalar Tanrının varlığını ve onun Mutlak iyi olduğunu savunur ve Dünya da ki kötülüklerin varlığının hiçbir şekilde Tanrının varlığı ile bağdaştırılamaz olduğunu savunan görüşler günümüzde hala iyilik ve kötülüğün varlığı konusunda uzlaşamamışlardır. Kendimce sebebini sorguladım. Sizinle paylaşmama izin verin. Nereden geldik. Niçin buradayız. Nereye gidiyoruz. Sorularına cevap veremediğimiz sürece bu konuda uzlaşmayacağız. Özellikle Uzak doğu kökenli, Ağaç
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- …
- 35
-