Neden?
Bu hayatı yaşarken karşımıza çıkan küçük büyük her zorlukta sorduğumuz sıradan bir soru bu.
Neden?
Herkesin başında dönüp duran sisli, kara bir nedenli sorular listesi…
Yaradan ile iletişim kurmak için oluşturduğumuz köprülerde ayağımıza takılıp bizi defalarca yere düşüren, kimilerini köprüden aşağı atan o devasa engeller, engellerimiz…
Çaresizlik, umutsuzluk, kıyasladıklarımız, üzüntülerimiz, bitmek bilmeyen mutluluk arayışlarımız, beklentilerimiz, hayallerimiz…
Neden? Hadi bu soruları çoğaltalım.
Neden ben? Neden bu aile benim? Neden işim yok? Neden her şey ters gidiyor? Neden evim, arabam, eşim yok? Sağlığım neden düzgün değil? Neden bu çocuklar bu kadar yaramaz? Neden bu otobüs gelmedi hala? Neden burası bu kadar kalabalık? Neden çok güzel değilim? Neden maaşım az? Eminim bu liste çok uzun ve her gün bilerek veya bilmeyerek bizimle beraber.
Bitmeyen sorular, bitmeyen nedenler ve hemen arkasından gelen keşkeler…
Dünyaya gelmeden önce, hayatta elde edeceklerimize dair bir sözleşme yapmadık. Herkesin hayatı aynı olamaz. Onda var, bende yok. Peki ya sende olup, onda olmayan? Kıyasıya bir yarış için mi buradayız? Hayır!
Ne için peki?
Kıyasıya iyilik yapmak için! Kuran’da hayırlı işlerde yarışın tavsiyesi ve isteği var; daha iyi evin, daha lüks araban olsun, daha güzel eş, çok paran olsun, yüksek kariyerin olsun diye bir yarış yok.
Allah bizi diğerleri ile kıyaslamayacak; bizi yine biz ile, çabamız ile, gelişimimiz ile kıyaslayacak. Yarışmak istiyorsak; yarışmacı da biziz, yenen de yenilen de biziz.
Sorumuza dönelim.
Neden?
Cevap tek bir ayette de değil. Birkaç ayette de değil. Bu öyle bir cevaptır ki; kafanızda dertlerle, sorularla boğuşurken; okuduğunuz Kuranı Kerim’e kaldığınız yerden devam edince karşınıza çıkan ilk cümlede bulur sizi.
Cevap kitapta; Kainat Kitabı’nın bütünündedir. Cevabınızın sizi tam zamanında bulması ise eşsiz bir sırdır. Bu sır size özeldir; siz Allah ile konuşmuş gibi hissedersiniz ya; işte beklediğiniz cevap kalbinizdedir.
Bir çiçeği, bir böceği, kediyi, güneşi, gökyüzünü, düzeni, sanatı her gün görüp dikkat etmemek; mükemmel, benzersiz bir sanatçının sergisine gidip yere bakarak yürüyüp çıkmak gibi değil mi?
Her gün ziyaret ettiğimiz ama bir eserine bile dikkatle bakmadığımız Kainat sergisini, daha dikkatli inceleyip daha çok zaman geçirince sorularımız da sorunlarımızda azalacaktır. Unutmayalım, hepimiz bu değerli serginin kıymetli birer parçasıyız.
Sevgiler…