Benim gözlemlediğim kadarıyla, insanların bir bölümü Allah`ın, her an her yerde olduğunu algılayamıyor. Sanki Allah bulutların üzerinde oturan iyi kalpli bir dede. Allah her zaman da ortalarda olmuyor, önemli günlerde yahut felaket günlerinde ortaya çıkıyor. Kızdı mı da bir deprem yaratıp, kasırga çıkarıp, seller oluşturuyor, sonra da bir dahaki büyük olaya kadar kabuğuna çekiliyor. Herkesi kendi haline bırakıyor, her işe
(daha&helliip;)
Çağımızda Kuran’daki İslam’ın gerçeklerini, özellikle entellektüel ve manevi yönleriyle, modern eğitim sistemi içinde yetişmiş kimselerin anlayabileceği bir dilde sunmak hususunda her yerde derin bir ihtiyaç mevcuttur. Zira Kuran’daki İslam Hristiyanlıktan farklı olarak kurucusunun şahsına değil bizzat Allah’a dayanan bir dindir. Peygamber, insanın kendi aracılığıyla Mutlak ve nisbinin tabiatı üzerine mesaj, bir doktrin ve bir mesaj aldığı vasıtadır. Sonuç olarak Allah`ın
(daha&helliip;)
Allah için yaptığımız ibadetler vardır. Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermek, Allah`ın dinini anlatmak, Kuran okumak ibadetlerden bazılarıdır. Müslümanın bunları yaparken, Allah rızasını kazanmak ve ahirette karşılığını görmekten başka bir beklentisi yoktur. Hiç bir ibadetini dünyevi birşey için yapmaz. Böyle yapan varsa zaten o yaptıklarını bir dünyevi menfaat için yapmış olur. Allah katında ne gibi karşılığı olur bilemem.
(daha&helliip;)
Genel olarak halkımızın okuma yazma oranı yüksektir. Ancak insanımızın kitap okuma oranı aynı ölçüde değildir. Dini, Kuran`dan okuyarak öğrenme yüzdesi ise çok çok düşüktür. Kuran, halkımızca bohçalara sarılarak, kütüphanenin en üst rafına kaldırılır. Çok önemli günlerde, Ramazanda, ya da bir ölünün arkasından okunmak üzere okunur. Bu okumalar da Arapça olduğundan hiç birşey anlaşılmaz, sadece güzel bir tını vardır. Allah, Kuran`ı
(daha&helliip;)
Allah, Kuran`da sabır ve şükür kavramlarını birbirine çok yakın işliyor. Bakara 152`de “Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin. “Bakara 153`te “Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir. ” der. Bizler başımıza gelen her olayda aynı sabrı gösterebiliyor muyuz. Allah tarafından imtihan edildiğimizin farkında mıyız. Allah, sadece inandık
(daha&helliip;)
Dini genel olarak kulaktan dolma bilgilere göre uygularız. Genel olarak toplumca Kuran okumadığımız ve dini geleneğe göre yaşadığımız için, neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam bilemiyoruz. Toplum içinde adeta klişe laflarla olayı idare ederiz. Bu klişelerden biri de şudur; İslamın şartı 5`tir, bunları yapanlar da cennete giderler. Hepimizin bildiği bu 5 şart tabi ki dinin temelini oluşturur. Ancak tamamı değildir.
(daha&helliip;)
İnsanların en merak ettikleri konulardan biri, ölünce kimin cennete kimin cehenneme gideceğidir. Dinle ilgili kimle konuşsanız konu mutlaka buraya gelir. Aslında buna bizim herhangi bir yorum yapmamız doğru değildir. Ancak sorulara Kuran`dan bazı cevaplar verebiliriz. ALLAH Kuran`ın çeşitli yerlerinde kendisine ortak koşulması dışında dilerse insanın bütün günahlarını bağışlayabileceğini söylüyor. İnsanların bir diğer merak ettiği konularsa; küçük yaşta ölenlerin ayrıca kendilerine
(daha&helliip;)
Ülke çapında yapılan anketler, Allah`a inanan oranının yüzde doksanların üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu Allah`a şükür gerçekten yüksek bir oran. İnanan insanların bu kadar çok olduğu toplumlarda, normal olarak ahlaki değerlerin de yüksek olması gerekir. Ancak ne yazık ki ülkemizde bunu göremiyoruz. Gözlemlediğimiz kadarıyla toplumumuz ahlaki olarak şiddetli bir düşüş yaşıyor. Burada bir tezat oluşuyor, sonuçta inanan bir toplumun bu kadar
(daha&helliip;)