Biz Müslümanların yaptığımız en önemli hatalardan biri yaşadığımız zaman ve mekânın etkisinde oluşan fikirlerimiz, değer yargılarımız ile Allah’ın sistemini yargılamak. İnanmayan birinin yaşadığı zamanın, kültürel altyapısının değer yargılarını “en doğru” kabul etmesi belki normal sayılabilir de her şeyin yaratıcısı ve sahibi, insanı yaratan, tüm düzeni var eden bir tanrının varlığına inanan kişinin olayları yargılarken ölçüt olarak bu tanrının yasalarını değil
(daha&helliip;)
Televizyonda Beşiktaş’taki bir kaza haberi dinliyordum. Bu haberi diğerlerinden farklı kılan bana bir farkındalık kazandırmasıydı… Kazada yara alan kişi beklerken ambulans geldi. Oradan geçen insanlar da kazanın etrafında toplanmıştı. İçlerinden bir kadın doktor olduğunu söylüyordu, bu sırada ambulans gelince doktor kadın “ambulansta acil müdahale edecek doktor var mı” diye sordu. Ambulansta sadece görevliler vardı ve doktor yoktu. Buraya kadar normal
(daha&helliip;)
Seni yaramaz, nankör deriz peki kime deriz? Küçük çocuklarımıza ! Eğittiğimize! Öğrenciye, iş veya yer verdiğimize ! Eğittiğimize! Dağa çıkıp teröre karışıpta hata ettim diyip geri gelene! Eğittiğinize! Eğitim/öğretim şart deriz ya muhakkak herkes bir şey öğretiyor. Fakat hiç düşünmüyor muyuz bazen biz nerede yanlış yapıyoruz diye.. 4.Nisa 149:Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, yahut da bir kötülüğü bağışlarsanız, biliniz ki,
(daha&helliip;)
Allah ın varlığına ve gönderdiği dine kalpten inanan, bunu ruhunun derinliklerinde hisseden bir kimseyle; hiç bir inanca mensup olmayan veya inandığıyla yaşadığı, hissettiği birbirine uymayan kimse arasındaki en büyük fark budur bence. Suç oranının yüksekliği, emniyet güçlerinin yetersizliği ya da ahlaksızlığın diz boyuna ulaşmasıyla ilgili sarf edilen tonlarca sözün arasında beni en çok düşündüreni hep şu söz olmuştur: ” Ne
(daha&helliip;)
Müminin en önemli özelliklerinden biri, bir olaydan, alınması gereken bir karardan, atılması gereken önemli bir adımdan önce “hakkımızda hayırlısı” demesidir. Bunu söyleyen mümin aslında şunu kabul eder: “Ben kendi istediğim olsun diye ısrar etmiyorum, benim için gerçekten hayırlısı neyse o olsun”. Peki mümin böyle bir şeyi neden yapar ki? Kendi istediği gerçekleşsin diye Allah’a yalvarmak, Allah’tan bu doğrultuda istekte bulunmak
(daha&helliip;)
Bir haftadır ailece sağlığımızla imtihan ediliyoruz. Sınav mı, hayat mı desem onu da bilmiyorum… Aslında her anımız sınavın bir parçası olduğundan belki de sınav demek daha doğru olacak. Son zamanlarda üst üste birkaç yakınım çeşitli ciddi hastalıklar ile yüz yüze geldi. Son olarak çok yakın bir sevdiğim daha listeye eklendi. Bu yakınım günümüzün kadınlarının korkulu rüyasının en basit hali olan
(daha&helliip;)
Yahudiler zübeyir Allahın oğlu dediler. hristiyanlarda MESİH Allahın oğlu dediler. neden ? ^^ Yahudiler: “Üzeyr, Allah’ın oğludur.” dediler; Hıristiyanlar da: “Mesih, Allah’ın oğludur.” dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. KENDİLERİNDEN ÖNCEKİ İNKÂR EDENLERİN SÖZLERİNE BENZETME YAPIYORLAR. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!^^ (Tevbe 30) Çünkü Peygamberleri hep yüceltmek vardır inananlarda. Fakat o kadar yüceltmişlerdirki en yüksek mertebe olan Allahlık
(daha&helliip;)
“Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” Enbiya, 35 İnanan, inanmayan tüm insanların üzerinde anlaştığı ve karşı konulamaz gerçek olan ölüm bize dünya hayatında yaşadığımız her şeyin bir sonu olduğunu göstermektedir. Açıkçası ölüm gerçeğini tam olarak idrak etmiş bir kişinin günlük yaşantısını hiç bir şey olmayacakmış gibi sürdürmesi
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- …
- 75
-