‘Konuşma’ insanın karakterini ortaya koyan en önemli özelliklerden biridir. İnsanlar fikir, düşünce ve inançlarını konuşarak ifade ederler. İnsan konuşmalarıyla kendisini deşifre eder. Kişinin iyi niyetli, samimi, candan olduğu ya da iki yüzlü, art niyetli olduğu konuşmalarından ve üslubundan rahatlıkla anlaşılır. Allah, Kuran’da konuşma üslubunun kişiyi tanıtıcı bir özellik olduğunu şu şekilde bildirmiştir: ‘Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle
(daha&helliip;)
Şu an odanızda yalnız olduğunuzu mu zannediyorsunuz? Kendinizi en yalnız zannettiğiniz anlarda bile yalnız olmadığınızın bilincinde misiniz? Söylediğiniz her sözün, aklınızdan geçen her düşüncenin, yaptığınız her davranışın, yapmanız gerektiği halde yapmadığınız veya ertelediğiniz her şeyin noksansız kayıt altına alındığını… Yazıcı meleklerin her an sizinle birlikte olduğunu, Onların asla unutmadıklarını, yanılmadıklarını ve emir olunduklarını yerine getirdiklerini biliyor musunuz? Ayrıca işitme
(daha&helliip;)
Tevbe 38. Ey inananlar, size ne oldu ki, “ALLAH yolunda harekete geçin,” dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Ahiret yerine bu dünya hayatına mı razı oldunuz? Dünya hayatının nimetleri ahiret hayatına oranla pek azdır. Günümüzde cihat, (Allah yolunda yoğun gayret sarf etmek, didinmek, savaşmak) kılıçlarla, tüfeklerle değil, bilgiyle olmaktadır. Oturduğumuz yerden bilgi sahibi olamayacağımız için, ileride bilgilerimizi Allah yolunda paylaşmak için
(daha&helliip;)
“Peygamberi Rüyada Görmek, Gerçekten Görmek Gibidir” uydurma hadisi (sözü) neye hizmet eder? Bir sözü Peygamber söyledi derler. Peygambere ait olduğu iddia edilen her sözün Peygambere yani Allaha ait olduğunu söylerler. Sonucunda hadis kitaplarında yazan her söze inanmak gerektiğini söylerler. Sonra, bir hadis uydururlar; “Kim beni rüyasında görürse, gerçekten görmüş gibidir, çünkü şeytan benim suretime giremez.” Sonra, bir gün Peygamberi rüyalarında
(daha&helliip;)
Bir anne ve iki çocuğu düşünelim; Anne her sözünde, çocuklarının iyiliğini ister, onun sözleri çocukları için bir emirdir çünkü, anneleri ‘kazak giy’ diye emrettiğinde, bilirler ki bu anneleri için değil, kendileri için iyidir ve annelerinin bu özverisinden dolayı ve kendileri de iyi olmak istediklerinden onun dediklerini yapmaya çalışırlar. Gelgelelim, çocuklardan birisi kendi çıkarına düşkündür ve diğer kardeşinin kendisine onun hakkı
(daha&helliip;)
Son günlerde yine, insanlara düşünce gücüyle hayatlarını yönetebilecekleri ve kaderlerinin tanrıları olduğu gibi safsatalar bolca aşılanmaya başladı.İçine girdiğimiz 10 yıllık mistik periyodun da etkisiyle bu tür inançlara eğilim daha da artmaktadır maalesef. Sürekli olarak belirttiğimiz gibi, ruhçu öğretinin temellerinden olan, insanın tanrısal varlık olduğu hurafesi; tıpkı panteizm, ruhbanlık, evrim, reenkarnasyon veya çilecilik gibi binlerce yıldır insanlığa benimsetilmeye çalışılmıştır. Çoğu zaman
(daha&helliip;)
Kuran’ın genel mesajında, Allah’ın insanlara yaşamlarını ve alışkanlıklarını Kuran’ın emirlerine göre tasarlamalarını ve yaşamalarını emrettiğini görmekteyiz. Bu çerçevede gerek modern değerlerini gerekse toplumların geleneklerini değerlendirirsek Kuran’ın Allah’ın emir ve yasaklarıyla çelişen gelenekleri ve modern değerleri dikkate almamamızı ve değiştirmemizi istediğini görürüz. Kuran ayetlerinde eski kavimlerle ilgili anlatılanlar bunlarla ilgili pek çok örnekle doludur. Diğer taraftan Allah Kuran’da belirtilmeyen konularda bizleri
(daha&helliip;)
Yüce Allah’ın eşsiz isimlerinden biri olan Karib (yarattıklarına yakın olan) ismi celali ve Allah’ın kuluna şah damarından daha yakın olduğu (Kaf Suresi Ayet 16) ayeti celilesi aklıma geldikçe, beni yaratan bana bu kadar yakınken ve O’na yakın olmam için bana sayısız fırsat verirken nasıl olur da bu kadar duyarsız ve umursamazca yaşarım hayatımı diye sorgularım kendimi. Nasıl olur da bana
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- …
- 43
-