Kur’an’ı Okuyup Anlamak İçin Daha Neyi Bekliyorsun?

İnsanlığa gönderilmiş son ilahi mesajdır Kur’an. Okunmak, anlaşılmak ve hayata yansıtılmak için gönderilmiştir. Ama yazık ki insanlığın hidayet rehberi bu ilahi mesajı anlamadan okuyan milyonlarca Müslüman var. Bununla birlikte anlamadan okuyanlardan daha fazla da hiç okumayan. Peki, insanlar Kur’an’ı okuyup anlamak için daha neyi bekliyorlar. Bizzat kendilerine vahyedilmesini mi? Bir gün içinde sayısız tweet, mail, mesaj, gazete haberi okuyan, saatlerini (daha&helliip;)

Dünyevi Çıkar Kaygısıyla Bozulan Sevgiler

Yaratıcısından uzak yaşayan kişiler genellikle bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en çok kendilerini severler. Yakınlarını, dostlarını veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayışının da onların nefislerine uygun olması gerekir. Yani sevgilerinde Allah’ın hoşnutluğunu ve rahmetini gözetmez, dünyevi çıkarlarına göre hareket ederler. Bütün bunlar, öncelikle kişinin kendisine zarar verir. Sürekli nefsinin isteklerini tatmine çalışan insan, hırs yaşar, sıkıntı duyar, yıpranır. (daha&helliip;)

Varoluş Sancısı!

ATEİSTLERİN düşünce çatısını incelediğimizde Yaşadığımız dünyanın “Yalan” olduğundan ve ölümden sonrasında başka bir hayatın var olup olmayacağını bilemeyeceğimizden ve Dinin- tanrının insan zekasının üretiği bir olgu olduğundan falan bahsederler. Tüm ateistik-agnostik vs. fikirleri bir araya getirip süzdüğünüzde aslında farklı yaklaşımlarlada olsa sonuçta benzer sözler söyleyen TASAVVUF EHLİ ile DE KARŞILAŞIRIZ. “ALEMLERİN HEPSİ HAYAL” “LA MEVCU DA-MEŞHUDA İLLA HU” VE Kur’ana (daha&helliip;)

Bu Dine Neler Olmadı ki !

Kuran İnzali ve şartları ihmal ederek, sadece evrensel ilkeler yığını halinde gelseydi; “Bir defada indirilmeli değil miydi” diyen  inkarcı kurnazlığıyla, bir süre sonra hayattan kopuk, anlaşılmaz ve elinde her türden yorumlara gebe bir seranomi metni olurdu Kur’an. Oldu da. Aksine evrensel mesajı es geçerek, yalnız tarihsel  esasları gözetseydi de; ya, asla ulaşılamayan bir asr-ı saadet hayaline, yada bu hayale benzer (daha&helliip;)

Nasib…

N-S(Sad)-B Nasib: Düzenlenmiş, tayin edilmiş, belirlenmiş paydır.(Ragıp el isfahani-Kavramlar sözlüğü) “Nasib konusunu “Kur’anın rehberliğinde sorgulamaya davet etmek istiyorum. “Yazık nasibi yokmuş” cümlesini mutlaka hepimiz duymuşuzdur. Maalesef kimilerimiz bu cümleyi belirli bir maksada binaen ve bilerek kullanır. Ve bu cümlede hipnoz edici olan anahtar kavram   “nasib” tir. İnsanların,  “nasib” konusunu kişiselleştirip, çok usta bir mantıkla kendilerince yorumladıklarını ve kullandıklarını birkaç tarikatı (daha&helliip;)

Yaptığımız Yanlışları Kullanan, İslam Düşmanlarının Verdiği Örnekler Düşündürücüdür.

İnternette gezinirken, İslam a karşı misyonerlik yapan sitelerin birisinde, çok ilginç ve düşündürücü bir konuya rastladım. Bunu sizlerle paylaşmak istememin nedeni, kaynağından emin olmadığımız bilgilerin,  içimize bir kangren gibi nasıl sokulduğu ve Hıristiyanların bu bilgileri bizlere karşı, nasıl kullandığının ibretlik bir örneğidir yazacaklarım. Kur’an a, dinimize iftiralar atan bu sitede, Kur an dışındaki günümüzde elimizde bulunan, diğer kutsal kitapların, asla hükümlerinin değiştirilmediği ve geçerliliğini bugünde nasıl (daha&helliip;)

İçi Dışı Bir Ol!

“Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün” Felsefesinin İslama uyup uymadığını sorgulamaya davet etmek istiyorum sizi. . İslamla yeni tanışmış bir Müslüman adayı olarak Kur’an dan aldığım bakış açısı “Ne olursan ol içi dışı bir ol ” tutumunun asıl tavsiye edilen ve istenen bir bakış açısı ve Felsefe olduğudur. Herkese düşünce özgürlüğünü veren dünyadaki yegâne İnanç sistemi tabii (daha&helliip;)

Gerçek Hayat Dini ve Kandil Geceleri

“Müslümanlarca kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayının onikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayının yirmiyedinci gecesi olan Mirac, şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesidir. Osmanlılar döneminde II.Selim zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için “Kandil” olarak anılmaya başlamıştır. Yukarıda adı geçen gecelerin (daha&helliip;)