NEDEN ÖLMÜŞ KARDEŞİMİZİN ETİNİ YEMEYİ ÇOK SEVİYORUZ ?

NEDEN ÖLMÜŞ KARDEŞİMİZİN ETİNİ YEMEYİ ÇOK SEVİYORUZ ?

“ALLAH tüm inananlara tövbe etmeyi nasip etsin.”

Müslüman aleminde, anlamakta en çok zorlandığım konulardan birisi aşağıda yazacaklarımdır. Konuşurken mangalda kül bırakmıyoruz… “Bu ülkenin % 99 u Müslüman.” Evet evet!.. Doğru bir cümleymiş gibi sıkıştığımızda bu cümle kullanılır. “Bu ülkenin % 99’u Müslüman.” Gerçekten böyle mi?

Tabii ki bir Müslüman; namazını, orucunu, haccını unutmayacak. Ama daha da önemlisi, bir Müslüman ALLAH’ın dininin ve emirlerinin bunlarla sınırlı olmadığını da bilecek!.. Yüce ALLAH’ın biz Müslümanlara daha binlerce emri olduğunu, iman ettiği Kitabı okuduğumuzda anlayacağız.
“Elhamdülillah Müslümanım.” demekle bu iş bitiyorsa %99’u olmasa bile %90’ın üzerindekiler için Müslüman diyebiliriz. Ben bunlara “iman ettiği kitabından habersiz dilde müslümanlar”diyorum. “İman ettim” dediği kitaptan haberi olmayan, o kitabı hakkıyla okuyup anlamamış, Yüce ALLAH’ın emirlerinden, öğütlerinden habersiz, dinlerini sakallı, takkeli, hoca sıfatlı kişilerden, bilmeyen atalarından(!) öğrenen gruptur bu Müslümanlar. İbadetlerini, atalarından gördükleri, öğrendikleri gibi yapmaktadırlar ve namaz, oruç, hac kavramlarının dışında din hakkında bildikleri fazlaca bir şey yoktur.

Çok değil, üç gün önce… TV sunucusunun, “La ilahe illallah” ne demektir, anlamını biliyor musunuz?” sorusuna cevap almak için uzattığı mikrofona, yaşları 15-70 arası olan 10 kişiden dokuz tanesinin utanmadan ve sıkılmadan “He valla bilmiyorum.” cevabını verenler, ya da utancından cevap vermeden kaçanlardır bu Müslümanlar.

Bütün bunları neden yazdım? Öncelikle biz Müslümanlar olarak, dinimizi neden anlamak istemediğimize olan isyanımı dile getirdiğimi söyleyebilirim… Yazımın başında dedim ya “Anlamakta en çok zorlandığım konu” diye. İşte bu konu… Ben, iman edilen bir Kitabın okunmadığı dini, müslümanlığı anlamıyorum.

İçinizde bana şu ezber cümleyi de söyleyenler olacaktır. “İnanç, İman gibi konular ALLAH ile kul arasında kardeşim! Sana ne?” Evet, bu ve benzer cümleleri işitir gibiyim. Ama ben yine de “bana ne?” demeyeceğim. İman ettiğim kitaptan okuyup, anladıklarımı, inandığım doğruları her yerde ve her zaman paylaşacağım.

Yüce ALLAH Kamer Suresinin 17-22-32 ve 40. Ayetlerinde aynı sözleri vurgulayarak bakın ne diyor;

“Yemin olsun ki, biz, Kur’an’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!”

Yukarıda tarif ettiğim Müslümanlardan kaç tanesinin bu ayetlerden haberi var? Yüce ALLAH’ın ayetlerinden öğüt ve ibret alan var mı? Yüz kişiden beş tanesi bu ayetleri biliyor mu? Bence bilmiyor. “İman ettim” dediği kitabı okumamış kişilerin bu ayetlerden nasıl haberi olacak? Ama bu okumamazlık başımıza ne işler açıyor bir bilsek!

Müslümanım diyen bizlerin asla vazgeçemediğimiz bir alışkanlığımızı dile getireceğim. Dedikodu… Yani gıybet.

Evlerimizde, iş yerlerimizde, kahvehanelerde, sokakta, otobüste, metroda, yürürken, ama iki kişi ama daha çok, dedikodu yapmayanımız var mı?

Herhangi birisinin arkasından konuşmayanımız, onu çekiştirmeyenimiz var mı?

Tanıyalım ya da tanımayalım… Birisinin ayıbını aramayanımız var mı?

Yukarıdaki benzer sorular çoğaltılabilir. Ben, kısa kesmek istiyorum.

Hem ALLAH’ın “yapmayın” dediği şeyleri yapacağız, sonra da “elhamdülillah Müslümanım” diyeceğiz. Oh ne ala, ne ala!..

Yüce ALLAH, biz Müslümanların bu davranışı için başımıza neler gelebileceğini, Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de nasıl söylüyor?

Hucurat Suresi 12. Ayet: ” Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah’tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.”

Ayeti okuduğunuzda anlamadıysanız ya da içiniz titremediyse anlayana kadar tekrar tekrar okuyunuz.

Yüce ALLAH, zannı, ayıp aramayı ve dedikodu (gıybeti) yapanlara vereceği cezayı ayette söylüyor. “Ölmüş kardeşinin etini yemek ister misin?” örneğini vererek, dedikodu yapanlara nasıl ağır bedeller ödeteceğini söylemiyor mu? Peki bizler niye hala her yerde ve her zaman hala dedikodu yapıyoruz? Neden? Yoksa, ölmüş kardeşimizin etini yemek hoşumuza mı gidiyor?

“Elhamdülillah Müslümanım” dediğimiz halde; ALLAH’ın onlarca ayetinde “okuyun, anlayın” diyerek emretmesine rağmen, “iman ettim” dediğimiz Kitabımızı neden okuyup anlamıyoruz?
Merhameti bol Rab’bimiz hala bizlerden umutlu ki, yanlışımızdan dönmemiz için ayetin son kısmında tövbe kapısını hatırlatıyor bizlere…

“…Allah’tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.”

Dil Müslümanlığından kurtulup gerçek bir Müslüman olmak için, “İman ettim” dediğimiz Kitabımızı okuyup anlamak için, en azından dünya hayatımızın bundan sonrasını iman ettiğimiz Kitabı bilerek yaşamak ve tövbe edenlerden olmak için daha neyi bekliyoruz?

Doğrusunu ALLAH bilir.

ALLAH’a emanet olun.

Fikret ARMAN


About the Author
Author

Fikret Arman

Leave a reply

Name (required)

Website