Ahiret İnancı ve Takva-1

Ahiret İnancı ve Takva-1

Ahiret İnancı ve Takva
1.Ahiret İnancı
Cahiliye devrinde ahiret fikrine ilgi gösterilmemiştir. Cahiliye Arapları, sadece ölümle uğraşmışlar, ondan öteye gitmemişlerdir. Onlara göre, vücut toprağa girince çürür, toz toprak olur. Ruh da bir rüzgar gibi uçup gider.
Şu şiir onların bu konudaki inançlarını özetlemektedir:
“Biz sadece toprak altına giren cesetlerle rüzgar gibi (uçup giden) ruhlardan ibaret değil miyiz?”
Araplara göre de insanı Allah yaratmıştır ama yaratma sona erince Allah’ın işi bitmiştir. İnsan yaratıldıktan sonra artık yaratanıyla bütün bağlarını keser ve yeryüzüne geldiğinden itibaren hayatını çok daha kuvvetli bir diktatör patronun yönetimine verir. Bu patron, onu ölümüne kadar pençesinde sürükler. Ölüm de bu patronun insana vurduğu son ve en acı darbedir. Bu patron “dehr” dedikleri zamandır.
Şu ayette kafirlerin ağzından bu inanç açıkça nakledilmektedir:

45 / Câsiye 24 :
Yine onlar, “Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman (dehr) değişime/ yıkıma uğratır” dediler. Hâlbuki onların buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zan yürütüyorlar.(1)

Peki “Dehr” nedir?
Dal-he-Ra د ه ر
Asıl anlamı ilk vücuda geldiğinden, son bulacağı ana kadar olan alemin süresine denir.(2)
Gerçekten çok karamsar bir hayat görüşüdür. Bütün hayat, tabiatın büyüme ve çürüme kanunları ile yönetilen bir sürü felaketler yağan haline gelmektedir. Karanlık, kör, yarı insan şeklindeki bu tabiat canavarının elinden kurtuluş yoktur. İşte biz, ancak bu acıklı atmosferin durumuna baktığımız zaman Kur’ân görüşünün önemini tam manası ile kavrayabiliriz. Kur’ân insan için tamamen değişik şartlar getirir. Birden bire gök açılır, karanlık bulutlar dağılır, acıklı, ızdıraplı bir hayat yerine ebedi hayatın parlak mutluluğu görünür. İki dünya görüşü arasındaki fark, tam gece ile gündüz arasındaki fark gibidir. Kur’ân’a göre Allah adalet sahibidir. Hiç kimseye zulmetmez, haksızlık etmez. Artık ne “dehr” kalır, nede “dehrin” gizli tuzağı. Bu hayali kâbus inancı sökülüp atılır. İnsanlığın hayatı yalnız ve yalnız Tanrı iradesinin kontrolüne verilir. Kaçınılmaz ölüm yine vardır ama bu görüş, insanı, cahiliye devrindeki gibi karamsar bir düşünceye götürmez. Çünkü ecel, varlığın son noktası değil, yepyeni bir hayatın, ebedi hayatın başlangıcıdır. Bu sistemde ecel ve ölüm, insanın hayat uzantısının bir geçiş dönemi, dünya ile ahiret arasındaki bir köprüdür.(3)


About the Author
Author

sechoman

Leave a reply

Name (required)

Website