Nerede Yanlış Yapıyoruz?

Cuma hutbesinde vaiz, cemaate seslenerek, nerede gençlik, neden aramızda yok diye sitemde bulundu. Devamında da nerede yanlış yapıyoruz da, bu gençlik bu toplumun arasında yok diye de ekledi. Gerçektende nerede yanlış yapıyoruz da, dinamik, akıllı, özgür düşünebilen gençliği camilerde göremiyoruz? Evet, nerede yanlış yapıldı da, camilerden din konuşulan topluluklardan gençlik uzaklaştı. Aslında bu soruyu kendilerine sormaları gerekenler, topluma dini anlatan, (daha&helliip;)

Hurafeler, Masallar ve Gerçek Din -1

İnanç ve inançsızlık fikri kendisine evrendeki en değerli hediyelerin başında yer alan “akıl” nimeti verilen ilk insanlardan günümüze kadar iki akım olarak süregelmiştir. Bu iki akımın yanı sıra inananlar ya da inandığını söyleyenler içinde de en genel tasnifiyle din ile ilgili olarak iki anlayış sürekli var olmuştur. Bunlardan biri kendisine verilen akıl nimetine ihanet etmekten türeyen ve hurafelerden, masallardan ve insanların uydurmalarından (daha&helliip;)
Piyango, Piyango !!!

Piyango, Piyango !!!

  “Talih Kuşu Kalbimizde” Yılbaşı geliyor ve yılbaşı piyangosunu bir umut kapısı olarak gören binlerce insan bilet satış noktalarında kuyruklar oluşturmaya başladı. Kimisi parası az ya da çıkma ihtimali çok olsun diye çeyrek bilet alıyor. Kimisi biraz daha heveskâr, yarım bilete yöneliyor. Kimisi ise kazanacağından emin ve kimseyle bölüşmek istemez gibi tam bilet peşinde. Kimisi kazanma ihtimalini artırmak için seri (daha&helliip;)

Anlaşılsın İstenilmeyen Kitap!

Yaşadığımız coğrafya da din algısının, kişiler üzerine kurulu olduğu açıktır. Din kutsanmış insanlar (kendi kutsadıkları) olmadan yaşanamaz kanısı oluşturulmuştur. Gavslar, yıldızlar, kutuplar, hocalar, efendiler v.s. Allah cc. kitabından uzaklaşmak deyim yerindeyse din kendisi gibi görülmeye başlanılmıştır. Değiştirilemez doğrular barındıran yol gösterici son kitap Müslümanlar nezdinde slogan olmaktan öteye gidememiştir (gitmesi istenmemiştir). Oluşturulmak istenen Müslüman modeli kafada takke, ayakta şalvar, hoca (daha&helliip;)

Mal O’ndan da İlim Kimden?

“İkinci Yol Ayrımı” Ekmek O’ndan… Su O’ndan… Para O’ndan… Mülk O’ndan… Ve O’nsuz hiçbir şey yok… Bugün hangi müslümana, hangi mümine sorsanız bunlara itirazı olmaz. Ekmeğin mi var, bölüşeceksin der. Malın mı var, olmayana vereceksin der. Verir mi vermez mi bilinmez ama asla malı olmayanı küçük görmeyeceksin der. En iyi otomobilin, lüks bir villan varsa da yaya kalanı, gecekonduda yaşayanı (daha&helliip;)

Denge…

Yaratıcının,  yaratırken, hiçbir örneğe ihtiyaç duymadan her şeyi “Fıtrat”ına uygun bir şekilde hatta önceden yaratılan başka bir “yaratılan”a ihtiyaç duymadan da “ her şeyi “ teke tek (Bari) yaratım kudretine sahip olduğunu algılamaya başladığımızda artık yaratılan hiçbir şeyi mutlak bir sahiplikle sahiplenemeyeceğimizi ve sömüremeyeceğimizi düşünmekteyim. Hiç yaratılan yaratan gibi olur mu? Nahl-17 Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? Nahl-20 Allah (daha&helliip;)

Mümin Olmak…

İnsan bir mümini düşündüğünde içini bir ferahlık, mutluluk kaplar. Çünkü mümin,  her haliyle, tavrıyla, konuşmasıyla ,temizliğiyle dikkat çeken, Allah’ın yarattığı her canlıya karşı son derece şefkatli, merhametli, sevgi dolu olan, Allah’ın bir kulu olmalıdır. Burada sadece birkaç kelimeyle özetlemeye çalıştığım mü’min, Rabbimizin de razı olduğu, seçilmiş kuludur. Allah, Beyyine Suresi’nin 7. ayetinde de müminler için, “… yaratılmışların en hayırlılarıdır.” diye (daha&helliip;)

Özümüz Doğuda,Yüzümüz Batıda…

Kocaman bir ah! Çekerek başlıyorum kelimeleri yazıya dökmeye… Dünyanın en eski ırkı, en büyük devletlerin kurucusu, çağları açıp kapatan bir millet, tüm dünyaya hoşgörüyü, doğruluğu ve adaleti aşılayan bir din sahibiyiz. Oysa buna sahip çıkmak yerine yüzümüzü ne kadar pislik, ne kadar yalan, ne kadar şeytana askerlik eden varsa onlara çeviriyoruz. Doğunun derin tarihi ve mücevherler değerinde ilmini bir kenara (daha&helliip;)