Bazı kimseler, ilahiyatçıların yaptığı açıklamalara değil, onların aksesuarlarına veya sakal bıyıklarının var olup olmadığına varsa şekline yoksa olmamasına işaret edip ilahiyatçıların açıklamalarının güvenilmez olduklarını iddia etmektedirler. Örneğin “Bıyıksız ilahiyatçı mı olur?” şeklindeki ifade bu kategorideki cümlelerden biridir. Bu kişilerin söylediklerini ciddiye alıp bu söylemi “Bıyık Argümanı” olarak isimlendirirsek aslında çok zayıf bir argüman olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Kütübi Sitte’de bıyığın kesilmesi gerektiğiyle ilgili hadisler var. Bu sözü söyleyen kişi de Kütübi Sitte hadislerini doğru kabul ediyordur muhakkak. O halde bu sözü söyleyen kişinin iç çelişkisi vardır. Dahası, bırakın bıyıksız birinin ilahiyatçı olamayacağını, tam aksine, bıyıklı bir Müslüman sözde “hadis”e aykırı davranmıştır:
“Bıyıkları son derece kesin, sakalları bırakın.” (Buhari, Libas:63)
“Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mecusilere muhalefet edin.” (Müslim, Taharet:16)
“Müslümanların dış görünüşleri de dahil olmak üzere bütün yönleriyle kendilerine has bir insan tipi ve bir toplum meydana getirmelerini isteyen Hz. Peygamber’in müslümanlara bıyıklarını keserek Mecûsî ve müşriklere benzememelerini emrettiği (Buhârî, “Libâs”, 64; Müslim, “Ṭahâret”, 54, 55), rivayet edilmiştir.” (İslam Ansiklopedisi, Bıyık maddesi)
Bütün bunları bir kenara bırakıp Kuran penceresinden bu ve benzeri konuları ele alırsak eğer şu sonuca ulaşırız: Erkeklerin yüzlerindeki kılları kesmelerinde hiçbir sakınca yoktur. Ne yazık ki Peygamberimize atfedilen uydurma bir izahla, sakal bırakmayanların günah işlediği söylenmiştir. (Bakınız: https://www.diniyazilar.com/2020/02/hadisler-neden-dinin-kaynagi-olamaz/) Oysa Kuran böyle bir yasak getirmez. Erkek ister bir zorunluluk nedeniyle isterse kötü göründüğünü düşünerek sakallarını bıyıklarını kesebilir. (Ayrıca Bakınız: https://www.diniyazilar.com/2013/12/sakal-kesmek-haram-midir/) Kuran’ın yasaklamamasına rağmen sakal kesmenin veya bıyık bırakmanın ya da bırakmamanın günah olduğunu iddia eden kişiler, Allah’ın yasaklamadığını yasaklayarak büyük bir vebal altına girmektedirler.
Yalan düzerek Allah’a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle “Şu helaldir, şu da haramdır!” demeyin. Yalan düzerek Allah’a iftira edenler kurtulamazlar. (Nahl Suresi, 116. Ayet)